Philosopher, Shah and Ayatollah:
Foucault And Iran Revolution
Journal Name:
- Turkish Journal of Middle Eastern Studies
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
Foucault, who observed what happened during the iran revolution, was
deply impressed by mass demonstration motivated by political spirituality.
Foucault’s interest to revolution can not be reduced to a dingle reason
because it has parts of his philosophy. Foucault sees political spirituality is
a come out of political imagination. Political spirituality is a construction
process of a new political style and subjectivity which modern political
thought hasn’t been familiar to, İslamic revolution, which religion and
politic disintegrate one another, points to west political rationalism and
shows that different thinking and acting are possible revolution which is
abnormal and non-intellectual from Western perspective is an total rejection
and resistance movement.Revolution that revelals the common will is
olso a challange to the linear, teleogical history concept. Iran Revolution
which doesn’t fit right and left revolution pattern based on confliction
and reconcilition, brought a new subjectivity and ethic construction with
it. Political spirituality generates singularity and privilage of revolution.
In reality new subjectivity, ethic and self technologies which generate the
core of revolution is the translation of Islamic principles and practices in
Foucault way.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İran Devrimi sırasında yaşananları yerinde gözlemleyen Foucault, siyasi
maneviyatın motive ettiği kitlesel gösterilerden derinden etkilenir. Düşüncesinden
izler taşıması sebebiyle Foucault’nun devrime duyduğu ilgi tek
sebebe indirgenemez. Foucault, devrimin dinamiği olan siyasi maneviyatı
yeni bir politik tahayyül açığa çıkışı olarak görmüştür. Söz konusu siyasi
maneviyat modern siyasi düşüncenin aşina olmadığı yeni bir politika yapma
tarzı ve öznellik inşa sürecidir. Dini ve siyasi olanın bir diğeri içinde
çözüldüğü İran Devrimi, Batı politik rasyonalizmin sınırına işaret etmekte,
farklı bir düşünce ve eyleme tarzının mümkün olduğunu göstermektedir.
Batılı perspektiften anormal/akıldışı olan devrim total bir red ve direniş
hareketidir. Müşterek iradeyi açığa çıkaran devrim ayrıca liner, teleolojik
tarih tasavvuruna açıkça bir meydan okumadır. Çatışma ve uzlaşmayı esas
alan sağ ve sol devrim modellerinin uymayan İran Devrimi yeni bir öznellik
ve etik inşasını beraberinde getirmiştir. Devrim dinamiği oluşturan
siyasi maneviyat onun tekilliğini ve ayrıcalığını oluşturmaktadır. Gerçekte
devrimin özünü oluşturan yeni öznellik, etik ve benlik teknolojileri İslami
bir kısım ilke ve pratiklerin Foucaultçu dile tercümesidir.
FULL TEXT (PDF):
- 1