PALEHENG IN THE CLASSICAL TURKISH POETRY AND BÂKÎ'S GHAZEL ABOUT PÂLEHENG
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
"Pâleheng'means halter, lasso or bridle that is used for tying up a prey or a guilty person and at the same time is the name of the symbolic stone that is carried by Kalandari and Bektashi dervishes on their waist. For the one who carries it, this stone symbolizes the overcoming the desires of his nafs, dismissing all the worldly beauties that would distract the person, and abiding with the principles such as less food, less sleep and less talk. Carrying of paleheng by dervishes resembles the event that the Holy Prophet placing stones under his belt as a sign of contentedness. It is also related to Prophet Musa referring
to the expression "Paleheng-i Mûsavi" that is found in the Travelogue of Evliya Celebi. Paleheng is usually made of Balim stone and has twelve corners each of which refers to one of the Twelve Imams. It is attached over the belt slightly on the left side. Poets likened the paleheng widely to the sun and the moon. The word "paleheng' in poetry usually refers to the dervish paleheng, however, it is also used as the bridle, halter, and etc. In this paper, the way that "paleheng' is generally treated in the verses selected from various poets, the meanings that it is attributed to and the things that it is likened are investigated. In addition, an attempt is made to explain Baki's ghazel that is written for a person carrying "paleheng' and is full of depictions and similes. At the end of the paper, a brief consideration is made about the ways of handling the concept of paleheng by Baki and other poets and their use of similes. It is observed that paleheng expression has become popular among the poets of 17th and later centuries rather than the early and classical era except a few poets such as Sehî Beğ, Figânî ve Bâkî.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Dizgin, avın ve suçlu kişinin bağlandığı ip ve kement vb. anlamlara gelen "pâleheng' aynı zamanda Kalenderi ve Bektaşî dervişlerinin bellerine bağladıkları sembolik bir taşın ismidir. Bu taş onu bağlanan kişinin nefsini yendiğine, dünyanın insanı alıkoyan güzelliklerinden koptuğuna, az yemek, az uyumak, az konuşmak gibi prensiplere bağlandığına işarettir. Dervişlerin pâleheng takması Hz. Peygamber'in kanaat için kuşağının arasına taş koyması hadisesiyle irtibatlandırılır. Ayrıca Evliyâ Çelebi'nin seyahatnâmesinde geçen "pâleheng-i Mûsavî" ibaresinden hareketle kaynağı hususunda Hz. Musa ile de bir ilgisi olduğu anlaşılmaktadır. Pâleheng genellikle Balım taşından yapılır ve On İki İmam'a işaret olmak üzere on iki köşelidir. Kemerin üzerine biraz sola gelecek şekilde bağlanır. Şairler pâlehengi yaygın biçimde güneş ve aya benzetmişlerdir. Genellikle derviş pâlehengi söz konusu edilmekle birlikte şiirlerde "pâleheng" kelimesi dizgin, yular vb. anlamlarda da kullanılır. Bu makalede "pâleheng"in çeşitli şairlerden seçilmiş beyitlerde genel olarak nasıl ele alındığı, hangi anlamlarda kullanıldığı ve nelere benzetildiği incelenerek Bâkî'nin pâleheng takmış bir kimse için yazmış olduğu ve baştan sona pâlehengi çeşitli tasvir ve benzetmelere konu ettiği gazeli şerh edilmeye çalışılmıştır. Yazının sonunda diğer şairlerle Bâkî'nin bu kavramı ele alış biçimi ve kullandıkları benzetmeler hakkında kısa bir değerlendirme yapılmıştır. Pâleheng tabirinin Sehî Beğ, Figânî ve Bâkî gibi birkaç şair haricinde erken ve klâsik dönemden ziyade 17. yüzyıl ve sonraki dönem şairleri arasında rağbet gördüğü anlaşılmaktadır.
- 3
2383-2392