SHEIKH SAID REBELLION
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Sheikh Said rebellion is the first large-scale rebellion that
emerged soon after the foundation of the Republic of Turkey. It is
understood that the rebellion was based on multiple reasons. It can be
said to emerge with the effects of religious, nationalist and exterior provocations. After the Treaty of Lausanne was signed on 24 July 1923,
the regime of the new country was determined and republic was
proclaimed. The reforms in politics which were already launched,
continued at high speed. This fast reformation process might not be
adopted by some parts of the public, particularly by the Kurds. It is
understood that in particular the applications for secularism, and the
abolition of the caliphate were not responded positively among the
Kurds. Under these circumstances, Ali Fethi (Okyar), the Prime Minister
of the term, tried to take the required measures in order to suppress the
rebellion by putting the military units immediately in action. However,
especially because of the severe conditions in winter, the military units
sometimes remained insufficient and the rebellion started to expand.
This situation caused anxiety and Ali Fethi faced with severe criticism
from his own government. Ali Fethi, who rejected to take extraordinary
measures to suppress the rebellion, resigned as a result of the
insistence on this matter and İsmet Pasha (Inönü) who stood up for
strict measures formed government. The first action of the government
was to enact Law on the Maintenance Order which was martial law. In
compliance with this law, Independence Courts were founded and the
caught insurgents were imposed the required penalties. The rebellions
till today, especially the ones staged by the Kurds show that the
measures taken during and after the Sheikh Said rebellion had
important insufficiencies with regard to the solution of the problem.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Şeyh Sait ayaklanması Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından
kısa bir sonra ortaya çıkan ilk geniş çaplı ayaklanmadır. Ayaklanmanın
çok yönlü sebeplere dayandığı anlaşılmaktadır. Dini, milliyetçi ve
dışarıdan kaynaklanan provokasyonların etkisiyle çıkarıldığı
söylenebilir. 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nın
imzalanmasının ardından yeni devletin rejimi belli olmuş, Cumhuriyet
ilan edilmiştir. Siyasal alanda daha önce başlatılmış olan inkılaplar,
büyük bir hızla devam ettirilmiştir. Bu hızlı reform süreci halkın bazı
kesimlerince özellikle Kürtler tarafından benimsenmemiş olabilir.
Özellikle laiklik uygulamalarının ve Hilafetin kaldırılmasının Kürtler
arasında olumlu karşılanmadığı anlaşılmaktadır. Bu koşullarda ortaya
çıkan ayaklanmanın bastırılması için dönemin Başbakanı Ali Fethi
(Okyar)’nin hemen askeri birlikleri harekete geçirerek gereken
önlemlerin alınması yoluna gittiği görülür. Fakat özellikle kış
koşullarının ağır olması nedeniyle askeri birliklerin zaman zaman
yetersiz kaldığı durumlar olmuş ve isyan genişlemeye başlamıştır. Bu
durum endişelere yol açmış, Ali Fethi Bey, kendi hükümetinden gelen
ağır eleştirilerle de karşılaşmıştır. İsyanın önlenmesi için olağanüstü
önlemler alınmasını reddeden Ali Fethi Bey, bu konudaki ısrarlar
sonucunda istifa etmiş, yerine sert önlemler alınmasından yana olan
İsmet (İnönü) Paşa, hükümeti kurmuştur. Hükümetin ilk icraatı
sıkıyönetim kanunu olan Takrir-i Sükûn Kanunu’nu çıkarmak
olmuştur. Bu kanun gereğince İstiklâl Mahkemeleri kurulmuş ve
yakalanan asiler geren cezalara çarptırılmışlardır. Günümüze kadar
gelen sorunlar ve özellikle Kürtler tarafından çıkarılan ayaklanmalar,
Şeyh Sait ayaklanması sırasında ve sonrasında alınan önlemlerin yeterli
ve kapsayıcı olmadığını düşündürmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
153-166