REFLECTION OF GAYYA (A WELL IN HELL) CONCEPT TO POETRY IN TERMS OF PSYCHOANALYTIC LITERARY
CRITICISM
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
In the late 19th century, an interdisciplinary work of Sigmund Freud which applies psychoanalysis -a psychological treatment method that aims to cure neurosis by free association, transference and suggestion- on works of artists such as Michelangelo, Leonardo da Vinci, Shakespeare, Dostoyevski and W. Jensen played a major role in appearance of psychoanalytic literary criticism. The content of psychoanalysis which tries to explain causes of human behaivour and attitude with resources of subconscious, was expanded by Carl Gustav Jung, Jacques Lacan, Otto Rank, Ernst Kris and Rollo May who made use of Frued but take over with their own theoretical works. The data used in psychoanalytic literary research are the artist's childhood, nature, education, family and society he lived in, major incidents and diseases in his life and dream concept in order to expose desire, impulse andinner conflicts.
Although taken from real life, the preferences of language which is a material of literary work based on fiction and all the beings in the work are included in psychoanalytic research. Psychoanalysis aims to resolve human's fears, anxieties, cravings, griefs and desires. One of the purposes of psychoanalytic literary criticism is to expose image/symbol/theme concept, their meanings and the messages they want to give.
In this work, the poetry from four important names in Turkish Literature Tevfik Fikret's "Gayyâ-yı Vücûd", Şükûfe Nihal's "Gayya", Nâzım Hikmet's "Gayya Kuyusu" and Salâh Birsel's "Gayya" are approached in context of psychoanalytic data through the mutual word "gayya" and their content.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
19.
yüzyılı
n sonlarında Sigmund Freud'un serbest çağrışım, aktarım ve telkin yoluyla nevrozları iyileştirmeyi amaçlayan psikolojik tedavi yöntemi olan psikanalizi Michelangelo, Leonardo da Vinci, Shakespeare, Dostoyevski, W. Jensen gibi sanatçıların eserleri üzerinde uygulayan disiplinler arası çalışması, psikanalitik edebiyat eleştirisinin ortaya çıkmasında önemli rol oynamıştır. İnsanın davranış ve tutumlarının sebeplerini bilinçaltının kaynaklarıyla açıklamaya çalışan psikanalizin kapsamı, Freud'tan beslenen fakat kendi kuramsal çalışmaları ile ön plana çıkan Carl Gustav Jung, Jacques Lacan, Otto Rank ve Ernst Kris, Rollo May tarafından genişletilmiştir. Sanatçının çocukluk dönemi, mizacı, aldığı eğitim, içinde yetiştiği/yaşadığı aile ve toplum, başından geçen önemli olaylar, hastalıklar vb. arzu, dürtü ve iç çatışmalarını ortaya çıkarmada rüya kavramı psikanalitik açıdan eser incelemelerinde yararlanılan verilerdir.
Ne kadar gerçek hayattan alınsa da kurgu esasına dayanan edebî eserin malzemesi olan dile ait tercihler ve yapıttaki bütün varlıklar psikanalitik incelemenin alanına dâhildirler. Psikanaliz ile insanın korkuları, endişeleri, özlemleri, kederleri, arzuları vb. çözümlenmeye çalışır. Sanat metninde imge/sembol/motif mefhumları ve bunların vermek istediği mesajlar ya da bunlardaki anlamları açığa çıkarmak psikanalitik edebiyat eleştirisinin amaçlarından biridir.
Bu çalışmada Türk edebiyatının önemli isimlerinden Tevfik Fikret'in "Gayyâ-yı Vücûd", Şükûfe Nihal'in "Gayya", Nâzım Hikmet'in "Gayya Kuyusu" ve Salâh Birsel'in "Gayya" şiirlerinin başlığında yer alan ortak gayya mefhumundan ve şiirlerin muhtevalarından hareketle söz konusu şiirler ve şairleri psikanalitik veriler çerçevesinde ele alınmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 9