Akademik aile hekimliği 20 yaşında

16 Temmu z 1993 tarihi Aile Hekimliği disiplini açısından çok önemli bir tarihtir. Yükseköğretim Kuru-lu'nun tıp fakültelerinde aile hekimliği anabilim dallarının kurulması yönünde bu tarihte almış olduğu karar, Aile Hekimliğinin ülkemizde bilimsel ve akademik bir disiplin olarak gelişmesi sürecinde bir kilometre taşıdır. Temmuz ayında 20 yılı geride bıraktığımız bu süreç Aile Hekimliğine neler kazandırmıştır? Gelinen noktada Akademik Aile Hekimliği açısından durum nedir? Tüm bilim dallarında olduğu gibi, bir bilimsel tıp di¬siplini olarak Aile Hekimliği de, kendi alanında bilgi üretmek, bunun için bilimsel metodoloji kullanarak araş¬tırma yapmak, ürettiği bilimsel bilgiyi yaymak ve gelecek kuşaklara aktarmak durumundadır. Yirmi yıllık süreçte Aile Hekimliği Akademisi önemli gelişmeler kaydetmiştir. Temmuz 2013 itibarıyla ülkemizde var olan 72 tıp fakültesinin 55'inde Aile Hekimliği anabilim dalları bulun¬makta, bu akademik birimlerde 160 akademisyen görev yapmaktadır. Doksan iki doçent ve 20 profesörün yetişti¬ği bu süreçte, alanımızda bilgi üretimine katkı sağlayan birçok bilimsel araştırma yapılmış ve yayınlanmıştır. Akademik Aile Hekimliğinin ülkemizdeki 20 yıllık geli¬şim süreci, bu süreçte gözlenen eğilimler, akademinin aile hekimliği uygulaması ile ilişkisi ve bağlantısı araştırılmayı ve değerlendirilmeyi beklemektedir. Bu konudaki bilimsel yazılar ne yazık ki sınırlıdır.11" Bu sayımızda Prof. Dr. İlhami Ünlüoğlu'nun konuyla ilgili bir yazısını yayınlıyoruz.121 "Aile hekimliği disiplininde akademik yükselmeler ve doçentlik sınavları" baş¬lıklı bu yazıda, ilk Aile Hekimliği anabilim dallarının ku¬ruluşu, ilk akademisyenlerin atanması, Aile Hekimliği alanında bilimsel araştırma ve yayınların başlaması ele alınmaktadır. Prof. Ünlüoğlu ayrıca, Aile Hekimliği ala¬nındaki doçentlik sınavları sürecini ve ilk Aile Hekimliği doçenti ve profesörlerinin atanmasını kronolojik bilgile¬ri de içeren bir şekilde değerlendirmekte ve Akademik Aile Hekimliği tarihsel sürecine bir not düşmektedir. Önümüzdeki sayımızda da Aile Hekimliği anabilim dal¬larının ve Akademik Aile Hekimliğinin bugünkü duru¬munu ve Aile Hekimliğinin akademik gelişiminin temel özelliklerini değerlendiren bir başka yazı yer alacaktır. Türkiye Aile Hekimliği Dergisi olarak bundan böyle her sayımızda, Aile Hekimliğinin akademik gelişimini değer¬lendiren ve Aile Hekimliği eğitiminde özgün ve yenilik¬çi uygulamaları tanımlayan en az bir makale yayınlamayı hedefliyoruz. Akademik süreçlerin içinde yer alan ve ko¬nuya ilgi duyan eğitici ve araştırmacılarımızın araştırma ve değerlendirme yazılarını Dergimize bekliyoruz. Genelde üniversitelerin ve akademinin, bilimselliği ve üniversite anlayışını sürdürmede zorlandığı günümüzde, koşullar ne olursa olsun bilimsel çalışmayı öncelememiz ve bilimi geliştirmemiz büyük önem taşımaktadır. Üniversitelerin de piyasa koşullarına açılması, 'kaba performans' anlayışının giderek üniversitelere egemen olması, ne yazık ki hizmet üretimini bilim üretmenin önüne çıkarmaktadır. Bilim insanları da adeta hizmet, yani var olanı/bilineni tekrarlama kalıbına sokulma tehdidi altındadır. Başarının ne¬redeyse yalnızca hizmet üretimindeki sayısal büyüklük ile değerlendirilir hale gelmesi, dünyada ve ülkemizde üni¬versitelerin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikedir. Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın Akademik Aile Hekimliği, tüm diğer bilim dalları ve tıp disiplinleriyle birlikte bilimsel çalışma normlarını korumak, bilimsellikten ayrılmamak ve bilimsel üretkenliğini geliştirmek için her zamankinden daha fazla çaba harcamalıdır. Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...