POLITICAL RELATIONSHIP NORTHERN AZERBAIJAN WITH OTTOMAN IN THE PERIOD OF KHANATES
Journal Name:
- Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Azerbaijan is located in strategically and geopolitically important transition point in East-Western and North-Southern axis. At the same time from geographical point of view it historically is located on the ancient Silk Road, which starts from Chine and passing through Asia reaches to western poles of Europe. After the death of Nadir Shah (1747), who had a short but an effective authority in Iran after Safawids, khanates period started in Azerbaijan. Azerbaijan khanates occurred in the result of the independence movements of the nations in very complicated historical conditions and in a period characterized with difficult problems in the international relations. After the restoration of the statism in the shape of khanates in Azerbaijan these khanates began to try maintaining independent foreign policy. The basic characters of this policy for khans were to protect their own dominance and to guarantee the foreign economic relations. In the war period between Russia and Ottoman which occurred in 1768-1774 years the relation between Azerbaijan khanates and Ottoman became stronger. Throughout the history, Ottoman-Azerbaijan relations have been continued logically, realistically and with friendly motives to provide permanent peace and stability. In the beginning of 19th century, Azerbaijan territory was the scene of the long power struggle between Iran, who started to lose its power and Russia, who made an effort to occupy the territory. The absence of a central governmental authority, in that term, increased conflicts between khanates and weakened them against any external interventions. Because Ottoman had been fighting against Europe and Tsarist Russia, it wasn’t able to console in the struggles of the territory. The so-called geopolitical rable has brought Russia to an advantageous status as the most effective external power. Essentially, Russia has taken Caucasus under its control performing its “devide and rule” policy successfully.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Azerbaycan stratejik ve jeopolitik açıdan, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney eksenlerinde çok önemli bir geçiş noktasında bulunmaktadır. Aynı zamanda coğrafi konumu itibariyle de tarihsel bakımdan doğuda Çin’den başlayan Asya’nın içerilerinden geçerek Avrupa’nın batı uçlarına kadar uzanan kadim‘İpek Yolu’nun üzerinde yerleşmektedir. Safeviler sonrası İran’da kısa süren ancak etkili bir otoriteye sahip olan Nadir Şah’ın ölümünden (1747) sonra Azerbaycan’da hanlıklar dönemi başlamıştır. Azerbaycan hanlıkları, oldukça karmaşık tarihî koşullarda, uluslararası ilişkilerdeki sorunların olduğu bir dönemde, halkların özgürlük hareketleri sonucu meydana gelmiştir. Azerbaycan’da hanlıklar şeklinde devletçilik restore edildikten sonra, bu hanlıklar bağımsız dış politikalar izlemeye gayret etmişlerdir. Bu politikanın temel yönleri, başlıca hanlar tarafından kendi hâkimiyetlerini korumak ve dış ekonomik ilişkileri sağlama almaktı. Azerbaycan hanlıkları ile Osmanlı Devleti’nin karşılıklı ilişkileri 1768-1774 yıllarında yaşanan Rusya-Osmanlı Devleti Savaşı döneminde daha da güçlenmiştir. Osmanlı-Azerbaycan ilişkileri tarihsel süreçte akılcı, gerçekçi, kalıcı barış ve istikrarı sağlama için dostane Saikler doğrultusunda sürdürülmüştür. 19. yüzyılın başlarında tam manasıyla bir hâkimiyet mücadelesine sahne olan Azerbaycan coğrafyasında, gücünü kaybetmeye başlayan İran’la, bölgeyi ele geçirmeye çalışan Rusya uzun sürecek bir mücadelenin içine girmişlerdir. Bu dönemde Azerbaycan’da merkezi bir devlet otoritesinin bulunmayışı hem hanlıklar arsındaki ekonomik ve politik çekişmeleri daha bariz bir durumda seyretmeye sevk etmiş hem de onları dış müdahaleler karşısında zayıf bırakmıştır. Osmanlı Devleti ise Avrupa güçleri ve Çarlık Rusya’sı ile sürdürmekte olduğu yıpratıcı savaşlardan dolayı bölgedeki güç mücadelelerinde tam anlamıyla konsolide olmamıştır. Söz konusu jeopolitik rable, bölgede en etkili dış göç olarak Rusya’yı avantajlı bir duruma taşımıştır. Nihayetinde Rusya “böl ve yönet” politikalarını başarılı bir şekilde uygulayarak Kafkasları tamamen kontrolü altına almıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 2