THE RESPONSIBILITY OF THE TRANSLATOR BY THE INTERCULTURAL TRANSFERENCE OF INFORMATION
Journal Name:
- Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
If we look at the translator as a expert who transfers only to the source-linguistic text information in the
target text, our definition is not enough to understand this complicated process. The translator transfers the
texts of a culture of a language in another culture of another language. The translator should exactly know
the culture of the target language, and produce his translation purpose-oriented after the expectations of this
culture. The text types offer the translator the possibility in which way he can understand the Ausganstext
and translate into the Zeiltext. Without knowing with which purposes and which receiver's circle he
translates, every discussion is vain and not translation-scientific. A translation hangs together always with the
connection of a text. Without text there is no translation.
The subject of our article is a discussion in Turkey about a translation. It is about a translation in the Turkish.
It is about a source-linguistic text which tells about the remedial customer of Sebastian Kneipp. This book
was violently criticized in Turkey as a translation. It is maintained that this translation manipulates the
original text, and wrong transfers. But there is no translator and no translation.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Çevirmeni, yalnızca kaynak metindeki bilgileri erek metne aktaran bir uzman olarak ele aldığımızda çeviri
süreciyle ilgili yeterli bir açıklama yapmış olmayız. Çevirmen bir kültürden diğerine bilgi aktaran uzman
olarak, aktardığı kültürdeki bilginin kültürel algılanışının farkında olmak durumundadır. Kaynak metinde
bilgiyi sunan yazar ile erek metinde bilgiyi yeniden şekillendirip, yorumlayıp sunan çevirmen aynı toplum,
kültür, zaman ve bilgi düzeyini paylaşmamaktadır. Bu algılama ve tanımlama metin türünden metin türüne
değişmektedir. Bu anlamda çevirilerden kaynak metindeki mutlak bilgileri aktarmasını beklediğimizde,
çevirileri kısırlığa mahkum etmiş oluruz. Çeviri eser için en büyük tehlike, kaynak metnin kelimelerine bağlı
olma adına, metnin ruhuna inme ve o ruhu okurun algılamasına aktarma konusundaki beklentileri göz ardı
etmesidir. Çevirmenleri dil aktarımıyla sınırlandıran bakış çeviri gerçekliğini görememekten
kaynaklanmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 2