REFLECTIONS OF THE TERM KİBRİT-İ AHMAR FROM FIELD OF ALCHEMY ONTO CLASSICAL TURKISH POETRY
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The formation of metals is an important subject of alchemy. Metals take thousands years to form. Alchemists aim to accelarate the time naturally required for this formation. In addition, alchemists believed in the fact that materials could be transformed; their special efforts were devoted to transform base metals into gold which is considered to be the most precious metal. On the basis of this transformation thought, there were certain underlying theories. According to the four elements theory, sulfur-mercury theory and elixir theory, transformation of a metal kind to another was possible. Kibrit-i ahmar is one of the materials that was used in this transformation and since ancient civilisations it has been believed to be an invaluable and very rare elixir. Through time, kibrit-i ahmar which was regarded as elixir and some concepts in alchemy have gained figurative, symbolic and mystical meanings that do not stem from their actual value and meaning.
In Sufism, alchemy represents reaching maturity and perfection. Due to the fact that Sufism uses the language of alchemy, a concept has evolved in Sufism to refer to state of reaching hapiness: "alchemy of hapiness". The term of kibrît-i ahmar symbolises rare and valuable beings. As an object of transformation and perfection, kibrît-i ahmar has been adopted in classical Turkish poetry with its mystical meanings.
In this piece of work, brief information on alchemy and kibrit-i ahmar has been presented. The beyits in divans which have contained the term kibrit-i ahmar have been evaluated and via this evaluation use of the term kibrit-i ahmar in classical Turkish poetry have been highlighted.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Madenlerin oluşumu eski kimyanın önemli konularındandır. Madenler yer altında binlerce yıl bekleyerek meydana gelir. Eski kimyacı, çeşitli kimyasal işlemlerle bu uzun süreyi kısaltarak madenlerin oluşumunu hızlandırmayı amaç edinmiştir. Buna ilave olarak eski kimyacılar maddelerin birbirine dönüşebileceğine inanıyorlardı; özellikle sıradan madenleri en değerli maden kabul edilen altına dönüştürmeye çalışıyorlardı. Bu dönüşüm düşüncesinin temelinde bazı kuramlar yer almaktaydı. Dört unsur kuramı, kükürt-cıva kuramı ve iksir kuramına göre bir maddenin başka bir maddeye dönüşebilmesi mümkün idi. Bu dönüştürme işleminde kullanılan maddelerden biri olan kibrît-i ahmer, kadim kültürlerden bu yana altına dönüştürme gücü olduğuna inanılan, nadir ve çok değerli bir iksir olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte gerek bir iksir olarak kabul edilen kibrît-i ahmer ve gerek kimyaya ilişkin bazı kavramlar maddi değer ve anlamlarının dışında zamanla mecazi, sembolik ve mistik anlamlar da kazanmıştır.
Tasavvufta kimya, olgunlaşmayı ve mükemmelleşmeyi ifade eder. Tasavvufun kimya dilini kullanmasından dolayı, zaman içerisinde mutluluğu elde etmek anlamına gelen "kimyâ-yı saâdet" gibi yeni kavramlar da oluşmuştur. Kibrît-i ahmer sözü ise kıymetli ve nadir bulunan varlıkları ifade etmede kullanılır. Dönüştürme ve mükemmel kılma gücü de olan kibrît-i ahmer, kazandığı tasavvufi anlamlarla klasik Türk şiirinde işlenmiştir.
Bu çalışmada eski kimya ve kibrît-i ahmer hakkında kısaca
bilgiler verilmiş, divanlarda geçen kibrît-i ahmer ile ilgili beyitler
değerlendirilerek söz konusu terimin klasik Türk şiirindeki kullanımlarına dikkat çekilmiştir.
FULL TEXT (PDF):
- 3
759-780