THE VILLAGE UTOPIS AS THE PRESENTATION OF THE IDEAL PLACE ON THE MODERN NATION-STATE PROJECT
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Foucault says that space is an area of power warfare, conflict between organizing and disciplinizing authority and the people who live there. He emphasizes that the politics of town planning of power has a direct relationship with the ideology of power. In this respect, power, organizes the space and also disciplines the individual by separating the areas of power to parts, making individuals visible, normalizing the behaviors, Space is a stage on which ideological transfers occur. It is an
instrument that forwards the power's being to subjects and legitimizes and normalizes this power. After the eighteenth century, town planning and the organization of public sphere have an important role in almost all political debates. As Foucault says power is dispersed to all social places and can be seen every part of the city as a stage and sign. Power's being is transferred to the conscious of individual by means of signs and passwords that are positioned on all around the city. Turkish Republic's ekonomic, cultural and political projects are based on the village politics of Kemalizm, after the 1930's. Kemalizm thinks that the ekonomic independence and the modernization of the country should start from the villages. In this period, they determine the problems of the village where the ideology will be produced. Kemalism has two main aims about the village modernization project: To supply the development of the village and to educate peasents. It is possible to encounter with the Kemalist village discourse on the plays which are written to be staged on People's Houses. These plays represent peasants as the origin of Turkish identity, express the importance of state-peasant unification, education of the villagers and the industrilazion of village.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Foucault, mekânın iktidar mücadelesinin de bir alanı olduğunu söyler. Mekân, düzenleyen ve disipline edenle, yaşayan ve kendiliğinden olanın çatışma alanıdır. Bu noktada iktidarların şehir planlamalarının, iktidarın ideolojisiyle doğrudan bağlantısı olduğunu belirtir. İktidar alanını bölgelere ayırma, bireylerin görünür kılınması, davranışların normalleştirümesi gibi süreçler, mekânın organize edilmesi yoluyla bireyin disipline edilmesini sağlar.
Mekân, ideolojik aktarımların gerçekleştiği bir sahnedir. Mekân, iktidarın varlığını tebaaya ileten, iktidarı meşrulaştıran, doğallaştıran bir araçtır. İktidar her zaman imar faaliyetlerinden yararlanır. 18. yy.dan sonra her siyasi tartışmada mekân organizasyonu önemli yer işgal eder. Foucault, iktidarın varlığının, mekânın her köşesinde işaret ve şifrelerle bireylerin bilincine aktarıldığını söyler. Kemalizmin dayandığı temel ilkelerden birisi olan halkçılık ve buna bağlı olarak geliştirilen köycülük hareketleri, 1930ların başından itibaren Cumhuriyetin ekonomik, kültürel ve siyasi anlamda yürüttüğü politikaların temelini oluşturur. Ülke modernleşmesinin ve ekonomik bağımsızlığının sağlanmasının köylerden başlayacağı düşünülür ve bu süreçte öncelikle ideolojinin üretileceği temel mekan olarak köyün sorunları tespit edilir. Köyün imarının sağlanması ve tüm sorunların kaynağı olarak gösterilen köylünün eğitimsizliğinin giderilerek köylünün yetiştirilmesi, köy kalkınması projesinin iki ana hedefi olarak belirlenir.
Kemalist köycü söyleme Halkevlerinde sahnelenmek üzere yazılan tiyatro oyunlarında rastlamak mümkün. Köylüyü Türk kimliğinin temeli olarak sunan oyunlar, özellikle 1930ların başında devlet eliyle yürütülen; köylü şehirli bütünleşmesinin sağlanması, köyün cehaletten arındırılması, sanayileşmenin köyden başlaması gibi projeleri dile getirir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
859-871