Advancements at Third World-Heavily Indepted Economies in Indebtedness Process: Evolutions for Kyrgyzstan
Journal Name:
- Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi
Keywords (Original Language):
Abstract (2. Language):
The economic progress experienced at the last quarter of 20th century has shown
theirselves mostly in the forms of revealing liberalization tendency politically and economically. The main mechanism of liberalization tendency is openness. The openness is
mostly increase of production and exportation in the advantageous sectors, on the other
hand, freedom of importation in disadvantageous sectors. In the generated structural
change, balance of foreign trade continually has deficit, indebtment becomes inevitable by
financing this deficit. On the contrary, expansion in the finance capital and investment
searching of capital and also being encouraged liberalization application as a standard
recipe by corporations and organizations such as IMF and World Bank have supplied for
the benefit of capital. The economies in this structures are described as heavily indebted
economies. The financing applications of consumption deficit of supplying of the fact
“Globalization Capital” have caused reaching to the unsustainable point of indeptedness in
poor and developing economies. The economies in this structures are described as heavily
indebted economies. General political charasterictic of heavily indebted economies is to be
third world country beside to have problem of twin deficit is remarkable.
The economy of Kirghizistan which declared its independence, in 1991, became
heavily indebted economy because of continually deficit. The economy of Kirghizistan can
solve problem of twin deficit by strong financial position supporting exportation and
supplying luxury importation by calling out appropiate policies.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Yirminci yüzyılın son çeyreğinde dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler, daha
çok siyasal ve ekonomik anlamda liberalizasyon eğilimlerinin açığa çıkması şeklinde
kendini göstermiştir. Liberalizasyon eğilimlerinin en temel mekanizması ise dışa açılmadır.
Dışa açılma daha çok avantajlı sektörlerde üretim ve ihracat artışı; buna karşılık
dezavantajlı sektörlerde de ithalat serbestliği şeklinde olmuştur. Ortaya çıkan yapısal
değişimde dış ticaret bilançosu devamlı açık vermekte ve bu açığın finansmanında dış
borçlanma kaçınılmaz hale gelmektedir. Diğer taraftan finans kapitaldeki genişlemeler ve
sermayenin yatırım arayışları ile IMF ve Dünya Bankası gibi kurum ve kuruluşların da
standart reçete olarak liberalizasyon uygulamalarını teşvik etmesi, sermaye lehine bir
yapının gelişimini beslemiştir. Sermayenin küreselleşmesi olgusunu besleyen tüketim
açığının finansmanı uygulamaları da, çoğu az gelişmiş ve/veya gelişmekte olan ekonomide
borçluluğun sürdürülemez noktaya ulaşmasına neden olmuştur. Bu yapı içerisinde yer
almaya başlayan ekonomiler ağır borçlu ekonomiler olarak tanımlanmaktadır. Ağır borçlu
ekonomilerin genel siyasal karekteristiğinin üçüncü dünya ülkeleri olmasının yanında,
ekonomik anlamda da ikiz açık sorunu içerisinde bulunması dikkati çekmektedir.
Bağımsızlığını 1991’de elde eden Kırgızistan ekonomisi de sürekli açık sorununa
bağlı olarak ağır borçlu ekonomi niteliğine bürünmüştür. Kırgızistan ekonomisi ikiz açık
sorununu, sağlam bir mali yapı ile ihracatı destekleyen ve özellikle lüks ithalatı besleyen
sorunları çözücü politikalar uygulayarak çözümleyebilir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
45-62