The Role of Turkey in Global Climate Change and Its Attempts of Joining Preventive Global Effort
Journal Name:
- Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
“Global heating and climate change”, which is leading environmental problem
threading the world, became an undeniable fact of human being. Although it is not yet
experienced fully all over the world, global heating will bring economic, ecological, and
sociological problems Since global problems can be resolved via global cooperation, Framework
Convention on Climate Change was accepted at Rio de Jenario Environment and
Development Conference in 1992 and was come into effect in March 21st, 1994. This
Convention was strengthened by the Kyoto Protocol in 1997.
The fact that the area in which Turkey takes place faces the problem of water
shortness, drought, and land erosion makes Turkey one of the countries will experience
harmful and severe effects of global heating in the first place. Thus, since May 24th, 2004
Turkey was joined Framework Convention on Climate Change as the 189th part.
Turkey’s responsibility in terms of carbon dioxide emission production leading
global heating is less in comparison with other OECD and European Union countries.
However, since 1980 Turkey’s gas releases coming from energy have been increasing and
to prevent this it is required to change the present technology. For a stable development,
Turkey should determine its energy policies well and determine nearer targets in
“renewable energy” to control environmental problems and to reduce negative
environmental effects of energy activities to minimum.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Dünyayı tehdit eden çevre sorunlarının başında gelen “küresel ısınma ve iklim
değişikliği”, insanlığın artık inkar edilemez bir gerçeği olmuştur. Dünyanın her yerinde
henüz tam anlamıyla yaşanmamış olsa da, küresel ısınma, ekonomik, ekolojik ve sosyolojik
sorunları beraberinde getirecektir.
Küresel sorunlar ancak küresel işbirliği ile çözülebileceği için, 1992’de Rio de
Jenario Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda kabul edilen ve 21 Mart 1994’de yürürlüğe
giren İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi oluşturulmuştur. Bu sözleşme, 1997’de Kyoto
Protokolü ile güçlendirilmiştir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgenin su kıtlığı, kuraklık ve toprak erozyonu
sorunları ile karşı karşıya olması, Türkiye’yi küresel ısınmanın zararlı ve şiddetli etkilerini
en önce yaşayacak ülkeler arasına sokmaktadır. Bu itibarla Türkiye, 24 Mayıs 2004 tarihi
itibarıyla İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne 189. taraf olarak katılmıştır.
Türkiye’nin küresel ısınmaya sebep olan karbondioksit emisyonu üretme
bakımından kişi başına düşen sorumluluğu, diğer OECD ve Avrupa Birliği ülkelerine göre
daha azdır. Ancak, 1980’den bu yana Türkiye’nin enerji kaynaklı gaz salımları artış
göstermekte ve bunun önüne geçilebilmesi, mevcut teknolojinin değiştirilmesini
gerektirmektedir. Türkiye, istikrarlı bir kalkınma adına enerji ile ilgili çevresel problemleri
kontrol etmek ve enerji aktivitelerinin olumsuz çevresel etkilerini en aza indirgemek için,
enerji ile ilgili politikaları iyi saptamalı ve özellikle “yenilenebilir enerji” konusunda daha
yakın hedefler belirlemelidir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
57-73