Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Konu, derinliğine bir incelemeden çok, tanıtım, tarihi gelişim ve özleşme gibi olguları içeren yönleriyle ele alınmıştır. Türk dili, çok değişik ağız, lehçe, şive ile konuşulan, küçüklü büyüklü birçok Orta Asya kökenli toplumların dilidir. Tarihi eskidir. Yapısı sağlam, mantıklı ve kurallıdır. Yazılı olmaktan ziyade konuşma ağırlığı olarak günümüze kadar gelmiştir. Osmanlı-Türk İmparatorluğu dahil, çağına uygun bir yazın dili olma şansını ancak, "Türkiye Cumhuriveti'nin kuruluşu ile elde etmiştir" denilebilir ki, buna "Türkiye Türkçesi" demek daha doğru olur.
Türk diline sahip olan toplumlarda dil, toplumun gelişme düzeyi ölçüsünde kalmış, durağan olmuş, hatta kendi toplumu içinde varsıllaşması (zenginleşmesi) engellenmiştir.
Dil, sadece günlük konuşma ve anlaşma aracı değildir. Dil, bulunduğu çağın uygarlık düzeyindeki bilim, sanat ve yazın hayatına kolayca uyum sağlayıp yanıt verdiği ölçüde gelişmiş sayılır. Yeterli olmakla beraber, bugün çağın uygarlık düzeyini yakalamak ve sürdürmekte büyük bir sıkıntı çekilmiyorsa, bu, Türkçe'nin kendi gücünden geliyor demektir. Sorun dilde değil, sorun dilin sahip olduğu toplum yapısında, toplumun uygarlık ölçüsündeki uyumunda ve anlayışındadır. Bu konuda çok az çaba harcanmış, çok az inceleme ve araştırma yapılmıştır. Hâlâ Türk diline sahip çıkma, dili geliştirme, özleştirme, varsıllaştırmada anlayış, yöntem ve daha önemlisi inanç ayrılıkları vardır.
Bu yüzden, Türk dilinin yapısından, niteliğinden bahisle bugünkü Türkiye Türkçe'sine kadar olan tarihi aşamaları da dikkate alıp, kısa olarak bir tanıtma ve inceleme çalışması yapılmıştır.
Türk Dili uygarlıkları takip edebilen, açıklayabilen, ona kolayca uyum sağlayabilen güçlü bir dildir. Yeter ki, dilin gelişmesindeki engeller, yöntem ve inanç farklılıkları, tutuculuk ve bağnazlıklar olmasın. Dil bir toplumun aydınlanma ve gelişme düzeyinin en somut tanığıdır. Gerçek aydın uygar toplumlarda dil sorunu yoktur, bunun yerine düşünce, fikir tartışması vardır, bunun doğal aracı da gelişmiş bir dildir.
FULL TEXT (PDF):
- 3
44-55