Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
This article attempts to convey the outlines of the planning experience in Britain
in the 1980's. The Thatcher administration has introduced a new approach to
planning issues along with many other parts of the established welfare state. The
introduction of enterprise and simplified planning zones, the transfer of planning
powers to the centrally bounded urban development corporations and the relaxation
of many of the planning controls, could be taken as attacks on planning itself.
These measures were taken within the philosophy of the New Right, which relies
to a greater extent on market criteria in all aspects of life. However, this has not
ceased the functions and activities of planning as many claim.
Despite sustained attack on planning from the New Right, planning is still being
practiced and there has been no major reform of currently used planning legislation.
Development plans still have a significant role in the British settlements.
Most of the changes have been either revisions of policy within the existing
planning system or some new additions to the mechanism.
The politics of urban change have often involved different forms of state intervention
and public expenditure. Within this centrally imposed framework, local
authorities and local communities persisted in the pursuit of their own goals and
they have been fragmented during the 1980's into a range of different forms in
the various parts of the country.
The story of 'popular planning' as exercised successfully at Coin Street in
London, and that of the well-known planning experience of the Docklands, which
is described as an example of the 'leverage planning' style, are presented.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İngiltere'de planlama teriminin ilk kullanılışı 1909 tarihli Konut ve Kent
Planlaması Yasası'na kadar geriye gider. Bu yasa ile yerel yönetimlere imar ve
gelişme şeması hazırlama yetkisi verilmişti. Keza bu yasa kentsel ve kırsal alanda
işçi evleri inşa edilmesini teşvik ediyordu. 1932'ye kadar konut, kent planlama ve
yerel yönetimlere ait çeşitli yasalar çıkarıldı. 1932'de Muhafazakar (Conservative)
Hükümet'in çıkardığı Kent ve Kır Planlama Yasası ile kontrol edilen
topraklar çok genişletilmiş oldu. Bütün bu yasalarda esas olan zemin daha çok
kamu sağlığı ve konut üzerinde kurulmuştu. Çünkü bu konularda merkezi
idarenin ve kamuoyunun ilgisi, tarihi 19. yüzyılın ortalarına kadar giden endüstri
devriminin oluştuğu şehirlerdeki sağlıksız ve aşırı kalabalık yaşama alanları,
yoksulluk ve moral çöküntüsü ile ilişkili olarak başlamıştır.
20. yüzyılın ilk yarısında çıkarılan bu yasal çerçeveler bir yandan planlama
kuramları ile, diğer yandan gönüllü kuruluşların planlama hareketleri ile desteklenmiştir.
Hatta 19. yüzyılın örnek endüstri yerleşmeleri olan New Lanark,
Saltaire ve Bourneville'den başlayıp 1940'lara kadar oluşan Letchworth ve
Welwyn Garden City örnekleri yasal çerçeveleri geride bırakmıştır. İngiltere'de
Bahçe-Şehir yaklaşımı harp sonrası çok rağbet ve taraftar bulmuştur. Ebenezer
Howard ve Patrick Geddes bu yaklaşımı kuramsal laşt ıran çok önemli isimlerdir.
Londra'da Hampstead bahçeli banliyösü ve Lanchester'deki Whythensham
bahçeli konut alanı örnekleri de planlama tarihinde önemli yer tutar. Bütün bu
örneklere karşın, dağınık ve yağ lekesi gelişmeler, yol boyu sıralanan sanayi ve
konut siteleri, planlamanın etki alanı dışında oluşmuştur.
İngiltere'de planlama sistemine ilk önemli ve kapsamlı çerçeve 1947 tarihli Kent
ve Kır Planlama Yasası ile getirilmiştir. Bu yasa ile semt belediyeleri (County
Council) ve eyalet yönetimi (County Borough) planlama otoriteleri olarak
tanımlanmıştı. Bu yetkili otoriteler öncelikle kendi alanlarında kapsamlı
araştırma yapacaktı. Hangi kent ve köylerin gelişmeye uygun olduğu, hangi
76 ODTÜ MFD 1990 OZCAN ALTABAN
yerleşmelerin korunacağı, konut ve endüstri için gelişme yön ve alanları, öneri
yol ağı, büyük altyapı ve kamusal yapı ile açık alanlar, doğal kaynaklar ve tarım
alanlarının gösterilmesi ve bunlara ilişkin plan kararı getirilmesi isteniyordu.
1947 yasasını şekillendiren temel ilkeler şunlardı:
1. Resmi bir plan üretilmeli ve bu bir yasal belge olmalıydı. Bu belge ile nerede
ve ne kadar gelişme olacağı belirli bir zaman dilimi için ihtiyaçlara göre belirlenecekti.
2. Bir denetim sistemi getirilmeliydi. Planlamanın görevi gelişigüzel girişimleri
önlemek ve yönlendirmekti. Kırsal alanları, kentlerin yayılmasından korumak
gerekliydi. Fakat o tarihlerdeki durum katı korumadan çok gelişmeyi yaratma ve
teşvik gerektiriyordu. Dolayısı ile tümden yasaklayıcı olma yerine yönlendirme
asıl amaçtı.
3. Planlama ve kontrol için bir örgütsel yapı oluşturulmalıydı. Bu yapı içinde
planlama yetkisi ve kontrol öncelikle yerel yönetimlerin görevi olarak
tanımlanmasına rağmen merkezi yönetim planların onay makamı idi ve kamuya
açık, soruşturma yetkisi ile donatılmış güçlü bir otorite idi. Bu kapsamlı yasa ile
tüm İngiltere'de planlama bir kamu görevi olarak yerleştirildi. Yerel yönetimler ve
merkezi yönetim bu görevi yerine getirmek için yeniden örgütlendi.
Fakat pratikte 1947 ile 1955 arasında yerel yönetimlerin hazırladığı planların
ancak yarısı onaylanabildi ve tümünün onay işlemi 1960 yılına kadar sürdü.
Planlama kontrol sistemi etkili olarak işlemişti. Fakat 1947 yasasına göre
hazırlanan planlar eski, statik ve teknik olarak yetersiz kalmıştı.
Planlama sistemindeki bu aksaklık ve gecikmeleri incelemek ve gelecek yirmi
yılın ihtiyaçlarını karşılayacak yeni öneri geliştirmek üzere bir komisyon (Planning
Advisory Group) 1964'de kuruldu ve 1965 yılında hazırlanan rapor hükümete
sunuldu. Bu rapordaki önerileri esas alan yeni bir yasa (Town and Country Planning
Act) 1968 yılında yürürlüğe girdi ve ülkede yeni bir planlama sistemi başlatıldı.
Planlama komisyonu ülkedeki nüfus artışı ve motorlu araç sahipliliğindeki çok
hızlı artış eğilimlerini dikkate alarak gelişme planlarının öncekine göre çok daha
esnek olmasını önermişti. İki kademeli bir planlama getirildi:
- Eyalet planlama (county planning) otoritesi olan eyalet meclisleri (county council)
yapısal plan (structure plan) hazırlayacak ve bu planda genel çizgileri ile
belirlenen kentsel gelişme, koruma, ulaşım, konut ve rekreasyon politikaları
Bakanlıkça onaylanacaktı.
- Yerel planlamadan sorumlu semt belediyeleri District Council 1er ise, yapısal
plandaki (structure plan) temel stratejilere ve politikalara uygun olarak yerel
planlar (local plan) hazırlayacak ve bu planlar bakanlık onayı gerektirmeden
kendi meclislerinde kabul edilecekti. Bu yerel plan o yörenin ihtiyaçlarını
karşılayacak arazi kullanım, ulaşım, haberleşme, eğitim, sağlık, dinlenme ve
benzeri plan kararları ile donatılacaktı. Ancak bakan onayı gerekmese de bu
planların denetimi ve üst ölçekli plan ile tutarlılığı konusunda Bakanlığın güçlü
müdahale olanakları saklı tutuldu.
1970'lerin başında yapılan değişikliklere ve yeni yasal düzenlemede uzlaşma ve
katılım ön plana çıkmasına rağmen sonuç tatmin edici olmadı. Yerel yönetim,
merkezi yönetim ve planlamadaki taraflar arasında uzlaşma olmayınca yapısal ve
yerel planlardan beklenen sonuçlar oldukça kararsız ve belirsiz kaldı.
FULL TEXT (PDF):
- 1-2
75-101