TREATIES CONCLUDED BETWEEN TURKISH GRAND NATIONAL ASSEMBLY (TGNA) GOVERNMENT AND REPUBLIC OF POLAND ON 23 JULY 1923 AND FOREIGN
POLICY APPROACHES OF PARTIES
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Historical interaction of 600 years between Turkey and Poland played a major role for developing an old friendship. Both countries had undergone adversities in historical background due to their geopolitical position and they had experienced awareness of mutual needing during these conflicts. For example; Ottoman Empire that opened doors to refugees including Polish people during the century XIX adopted helping to the nations fighting for their independence at the hardest times as a principle.
Allied Powers recognized the independence of Poland after World War I and subsequently these Polish people had a chance to make their presence felt again on the stage of history during the period between two world wars. On the other hand, Ghazi Mustafa Kemal started the struggle of existence for Turkish Nation due to the inequitable attitudes of victorious states and concluded successfully the independence struggle of Turkey by his strategic steps on political-military-economical-cultural fields. The fact that Poland requested to conclude separate treaties with Turkish Delegacy in Lausanne during this struggle was a development which politically strengthened the hand of TGNA Government. This study emphasizes dynamics which were effective on foreign policy approaches of TGNA Government and Republic of Poland by giving information about the meetings held between them in Lausanne and the treaties concluded by them immediately afterwards. Main thesis of the article is to reveal the claim that security consideration in interstate relations was the first prior topic during the period between two world wars and in this context, Poland paid attention on Soviet Russia and Germany due to reactive foreign policy; and Turkey paid attention on East-West balance because of having been exposed to the wait and see policy.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türkiye ve Polonya arasında 600 yıla dayanan tarihi etkileşim,kadim bir dostluğun oluşmasında büyük rol oynamıştır. Her iki devlet de bulundukları jeopolitik konum itibariyle tarihsel arka planda sıkıntılı süreçlerden geçmek zorunda kalmış ve bu mücadeleler esnasında birbirlerine ihtiyaç duyduklarının farkındalığını yaşamışlardır. Örneğin; XIX. yüzyılda Polonyalıların da içinde bulunduğu sığınmacılara kapılarını açan Osmanlı Devleti, bağımsızlıkları uğrunda mücadele eden milletlere en zor dönemlerinde yardımcı olmayı ilke edinmiştir.
I. Dünya Harbi'nin sona ermesiyle birlikte İtilaf Devletleri, Polonya'nın bağımsızlığını tanımış akabinde Polonyalılar iki dünya savaşı arası dönemde tarih sahnesinde varlıklarını yeniden hissettirme olanağı bulmuşlardı. Gazi Mustafa Kemal ise galip devletlerin adalete uygun olmayan tavırları nedeniyle Türk Milletinin varoluş mücadelesini başlatmış ve siyasi-askeri-ekonomik-kültürel alanda attığı stratejik adımlarla Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesini başarıyla sonuçlandırmıştır. Bu mücadele esnasında Polonya'nın, Lozan'daki Türk delegasyonu ile ayrı antlaşmalar imzalamak istemesi siyasi alanda TBMM Hükümeti'nin elini güçlendiren bir gelişme olmuştur. Bu çalışmada, TBMM Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti arasında Lozan'da gerçekleşen görüşmeler ve akabinde imzalanan antlaşmalar hakkında bilgi verilerek devletlerin dış politika yaklaşımlarında etkili olan dinamikler üzerinde durulacaktır. Makalenin ana tezi ise iki dünya savaşı arası dönemde devletler arası ilişkilerde güvenlik kaygısının en öncelikli konu olduğu ve bu kapsamda Polonya'nın reaktif dış politika gereği Sovyet Rusya ve Almanya'ya; Türkiye'nin ise bekle gör politikasına maruz bırakılmasından ötürü Doğu-Batı dengesine dikkat ettiği iddiasını ortaya atmaktadır.
- 9