Journal Name:
- Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İnsan yavrusu yetişkin dünyasında yer almadan önce bebeklik ve çocukluk döneminden geçer. Bebeklik döneminde yaparak yaşayarak öğrendikleri bir süre sonra deneyime dönüşür. Bu deneyimler, çocukluk döneminde karşılaşabileceği güçlüklerle baş edebilmesini sağlayacak başarı ve kendine güven duygusunu yaratır. İşte, bebeklik ve çocukluk döneminin en önemli yıllarını oluşturan okul öncesi dönem de, yaşananların deneyime dönüştüğü bir süreçtir. Okul öncesi dönem çocuğu en etkili, kendisinin yaptığı ve yaşadığı şeylerden öğrenebilir, başkalarının onun yerine bir şeyler yapmasından değil. Bunun için de özellikle bu dönemde, çocukların yaparak, yaşayarak öğrenmelerine ve hayata hazırlanmalarını sağlayacak etkinliklere yer vermek gereklidir. Bu etkinlikler arasında, çocukların gerek eğitim ortamlarında gerekse diğer ortamlarda en çok sevdikleri etkinlik oyundur.
Aslında, oyun her yaşta insanın hayatında önemli bir yeri olan etkinliktir (Oktay. 1988-1989, s. I). Bu etkinlik sırasında, gücünü ve marifetlerini görebildiği için, herkes oyun oynamaktan hoşlanır. Yetişkinler, oyun oynarken diğer insanları da oyun oynamaları için davet ederler (Chanan & Hazel, 1984, s. 16).
Çocuklar için ise oyun; öğrenmelerini destekleyen bir araçtır (Chazan, Laing ve Harper'da 1987). Jersild'c (1965) göre de oyun, çocuğun en ciddi uğraşısıdır. Bu uğraş sırasında tıpkı yetişkinler gibi güçlerini ve marifetlerini sergilerler. Okul öncesi dönemdeki çocuk için; içinde yaşadığı dünyayı, sevgilerini, kıskançlıklarını, mutluluk ve kırıklıklarını, düşmanlıklarını, iç çatışmalarını hayallerini düşüncelerini ifade edebilmesi için en uygun dil olarak kabul edilmektedir (Oktay, 1999, s. 254). Bu nedenle oyun. çocuğun zamanın büyük bir bölümünü alan ciddi bir uğraş olarak nitelendirilmelidir (Oktay, 1988-1989, s.l). Oyun, yetişkin için güçlerini görebilme imkanına sahip olduğu ve hoşlandığı bir zaman dilimi iken, çocuk için, işle eşdeğer sayılabilecek ciddi bir faaliyettir (Oktay, 1999, s. 254).
Oyunun çocuğun gelişimindeki önemi geniş ölçüde tanınmaktadır. Oyun sırasında hem yetişkinin hem de çocukların kendilerini ifade etmelerini sağlayan bir araç olarak kabul ettiğimiz oyuncaklar da son derece önemli bir yere sahiptir. Misureova (1986), oyuncaklar ve oyunun birbirinden ayrılmayacak bir biçimde çocukluk ve ergenlikle bağlantılı olduğunu belirtmiştir. Ona göre oyuncaklar; çocuklar arasında, çocuklar ve aileleri arasında ve hatta aileler arasında iletişim ve işbirliğini arttırmak için bir uyarıcı olabilir (Mayfıeld, 1993).
FULL TEXT (PDF):
- 12