ANI CITY WALLS, PRSERVATION PROBLEMS AND SUGGESTIONS FOR THE SOLUTION
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Ani city ruins are located 42km to Kars province, on the west side of Arpaçay river that divides the Turkish – Armenian border, within the borders of Ocaklı village. It is known that the castle walls date back to the medieval period (10th – 11th centuries). The walls that survived until today are either ruined or partially or completely demolished or covered with earth as the city had been abandoned long time ago. In the examination, it is found out that 35 bastions on the north side of the city, 3 bastions on the east, 2 bastions on the south and 1 bastion on the south side, 41 bastions in total reached to our times. Ani city walls, except the more salient north section, fell into ruin on the east, south and north sides that environ the city in a triangle due to the location of the valley; it has changed in time as a result of the deteriorations, yet it has preserved its architectural integrity albeit partly. Ani city walls receive attraction with the important ruins of different archaeological periods it embodies, berry the characteristics of a cultural heritage preservation of which have critical importance.
When the preservation condition of the Ani city walls are examined, it is understood that the existing deteriorations can be evaluated in three major groups, namely structural problems, material deteriorations and the changes occurred with the interventions and the problems that constitute a risk for the original structure. It is understood that the structural deteriorations are due to the environmental and climate factors to a great extent that increased their effect due to the lack of preventive precautions and neglect. We can group these deteriorations as losses in wall materials and joint materials. We encounter the material deteriorations which are caused by similar effects, in surface accumulation and pollution, corrosion, weathering, exfoliation and losses of the pieces. The earth fillings, salt-humidity formations, growing plants, and in addition to these new problems caused by defective preservation applications with the selection of defective/ problematical materials or insufficient or defective restoration applications constitute the problems that generate risk for the original structure.
It becomes evident that for troubleshooting, together with the preventive preservation methods like ceasing the source of deteriorations, taking precautions against environmental and climate factors, a solution needs to be brought by employing direct effective preservation – restoration interventions.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Ani Şehri ören yeri, Kars İli’ne 42 km uzaklıkta, Türkiye-Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay Nehri’nin batı yakasında, Ocaklı Köyü sınırları içerisinde kalmaktadır. Kale sur duvarlarının ortaçağa ait (X-XI yüzyıl) olduğu bilinmektedir. Surlar, şehrin uzun zamandır terk edilmesiyle ya harap halde, ya kısmen veya büyük oranda yıkılmış ya da toprakla büyük oranda örtülmüş halde günümüze ulaşmıştır. Yapılan incelemede, şehrin kuzeyinde 35 burç, doğusunda 3 burç, güneyinde 2 burç ve batısında 1 burç olmak üzere toplam 41 burç ile bunlar arasında kalan sur duvarları kalıntıları tespit edilmiştir. Ani şehir surları, daha belirgin haldeki kuzey bölümü dışında, vadinin konumundan dolayı şehri üçgen biçiminde kuşatan doğu, güney ve batı yanda büyük oranda tahrip olmuş; zamanla oluşan bozulmalarla değişikliklere uğramıştır, ancak mimari bütünlüğünü kısmen de olsa korumuştur. Ani şehir surları, içerisinde barındırdığı çeşitli dönemlere ait önemli yapı kalıntıları ile birlikte dikkat çekmekte, korunması önem arz eden önemli bir kültürel miras niteliği taşımaktadır.
Ani şehir surlarının korunma durumu incelendiğinde mevcut bozulmaların, yapısal sorunlar, malzeme bozulmaları, müdahaleler sonucu meydana gelen değişimler ve özgün yapıya risk oluşturan sorunlar olmak üzere üç ana grupta değerlendirilebileceği anlaşılmıştır. Yapısal sorunların, önleyici tedbirlerin alınmaması ve bakımsızlık gibi nedenlerle etkisi artan, daha çok da çevre ve iklim etkileriyle oluşan bozulmalarla meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu bozulmaları, örgü malzemesinde ve örgü derzlerinde görülen kayıplar şeklinde gruplandırabiliriz. Benzer etkilerle meydana gelen malzeme bozulmaları, yüzeysel birikim ve kirlenme, aşınma, ufalanma, yapraklaşma ve parça kayıpları şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Özgün yapıya risk oluşturan sorunlar, toprak dolgular, nem - tuz oluşumları, bitkisel gelişim yanı sıra mevcut kalıntıların korunması ve onarılması amacıyla yapılan, ancak hatalı/sorunlu malzeme seçimiyle veya eksik veya hatalı onarım uygulamalarıyla meydana gelen yeni sorunlar oluşturmaktadır.
Mevcut sorunların giderilmesi için, bozulmalara yol açan kaynağın kesilmesi, çevre ve ilkim etkilerine karşı önlemler alınması gibi önleyici koruma yöntemleriyle birlikte doğrudan etkin koruma-onarım müdahalelerine başvurularak çözüm sağlanması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
- 10