Journal Name:
- Cihannüma: Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Osmanlı Devleti’nin mücadeleye giriştiği devletlerden bir tanesi de 1501-
1736 yılları arasında İran’da hüküm sürmüş olan Safevi hanedanlığıdır. Başlangıçta
bir tarikat temsilcisi olan Safeviler 1501’de Şah İsmail’in Tebriz’de kendi
devletlerini kurmasıyla kuvvetli siyasi bir birlik haline gelmişlerdir.
Anadolu’da kuvvetli bir mürit topluluğuna sahip olan Safevilerin Anadolu’yu
potansiyel bir yayılma alanı olarak görmesi başlangıçtan itibaren Osmanlı Devleti ile
olan ilişkilerin gergin seyretmesine neden olmuştur. Bu dönemde İran'da Sünnilere
karşı ciddi bir baskı söz konusu iken, Osmanlı topraklarındaki Kızılbaş unsurların
ulema tarafından Rafızî ilan edilmeleri ve devlet katında şiddetli takibata uğramaları,
sonuçları günümüze kadar ulaşan bir dizi tartışmaya yol açmıştır.
Yaklaşık iki buçuk asır boyunca sınır komşusu olan ve bu sürenin önemli bir
kısmını mücadeleyle geçiren Osmanlı-Safevi devletleri arasındaki ilişkiler şimdiye
dek oldukça az sayıda araştırmaya konu olmuştur. Bunların da önemli bir kısmı,
ilişkilerin ilk dönemine ve XVI. yüzyıla aittir. Mesela Adel Allouche’nin Osmanlı-
Safevi İlişkileri, Kökenleri ve Gelişimi adlı eseri, Jean Louis Bacque-Grammont’un Les
Ottomans Les Safavides Et Leurs Voisins. Contribution a L'histoire Des Relations
Internationales Dans L'Orient Islamique De 1514 a 1524 adlı eseri ile Les Ottomans, Les
Safavides Et La Georgie 1514-1524 adlı eseri, Tufan Gündüz’ün Son Kızılbaş Şah İsmail
adlı eseri, Remzi Kılıç’ın Kanuni Devri Osmanlı-İran Münasebetleri (1520-1566) adlı
eseri ve Bekir Kütükoğlu’nun Osmanlı-İran Siyâsî Münasebetleri(1578-1612) adlı eseri
örnek olarak gösterilebilir. Bunlara ilave olarak bu dönemin ilişkilerine dair
yayınlanmış bir dizi makale mevcuttur. Ancak ilişkilerin XVII. yüzyıldaki
durumuyla ilgili olarak yapılmış çalışma sayısı ise yok denecek kadardır. Nitekim
Bekir Kütükoğlu'nun eserine ilave olarak Kerim Yans tarafından yaklaşık 40 yıl
önce hazırlanmış bir doktora tezinden başka konuya dair bir çalışma gözümüze
çarpmamaktadır. Bu durum Osmanlı-Safevi ilişkilerinin hâlihazırda incelenebilecek
ya da yeniden ele alınabilecek yönlerinin olabileceğini akla getirmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1