The Impact of Motherland Party’s Neoliberal Policies on Labour Markets within the Framework of 3Ds in New Work Life
Journal Name:
- Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The objective of the study is to focus on the impacts of Motherland Party’s neoliberal policies on labour markets. The 1980s were the years in which economic policies underwent changes and transformations owing to the powerful effect of globalization and neoliberalism. On the one hand it has been debated that the influences of the process through which everybody learns everything in a short period of time, on the other hand it has been observed that economy-politics were shaped on the basis of “neoliberalism” because of oil crisis in 1973. On account of the neoliberal policies, the state minimalizes and marginalizes itself, so do the social policies and social problems; in addition, private sector or in other words capital owners comes to the power both on economic and labour markets. To put in another way, the minimal and the marginal impulse of the state on the social, economic, and politic structure through the motto “Laissez faire, laissez passer.”, brings about marginalization, weakness, as well as vulnerability on the social policy and labour markets as particular domain. The reason is that those who develop, manage or control social policy through governments is the state itself; nothing else. Loosing initiatives of the state concerning the solution of the social problems will stem in decrease of the efficiency of social policy; nevertheless it will enhance imposition of the capital. In short, if the state is powerful and dominant in the system, social policy will be too. The enforcement of “competition” brought about globalization defined as the monopoly of goods, services, and capital is the fundamental factor that affects the labour markets deeply. In the industrial relations systematicity, moving from the sole priority of employers shaped depending upon profit maximization and cost minimization so as to compete with the others and according to them, the unique factor that minimizes profit and maximizes cost is the labour itself. Therefore, the wage income of the labour is to be declined or lock out is to be done so that fewer labour can be employed. Labour markets, as a dynamic domain, are shaped by the rules of supply and demand. The political initiatives leave a great impact on the running of labour market due to the fact that those that control the policy control the labour markets as well. Therefore, the policies developed by Motherland Party extremely affected the structure of labour markets. The reason is that 1980s were the years when radical transformations took place on the basis of labour market implementations. The first development was related to the neoliberal policies adapted by Turkish government in the aftermath of January 24th Decisions through which Turkish economy took an initiative for opening itself so as to integrate with the world economy. Via neoliberal policies, state was marginalized, and state was regarded as a sort of ‘barrier’ that decelerated investment and growth; but on the other hand, private initiatives were maximized day by day. Development and growth depended upon capital accumulation by means of private entrepreneurships, and the state was removed from economic and social policies. Additionally, globalization that rendered the world as a ‘unique’ and ‘sole’ mechanism neglecting differentiations fostered this process as well. As a result of the development in information and communication technologies in parallel with globalization process, the world converted into a small piece in which everyone was informed with everything in a short period of time. Globalization brought about international competition that caused employee to be taken into account as the biggest cost factor. These kinds of new improvements shifted the structure of labour markets and instead of employee centered industrial relations, employer oriented one appeared again that trivialized employee and its wage. More than that, new working types called as deregulation in the literature gave birth that minimalized the significance of employees and turned them into a ‘tool’ to be sold and bought or rented. As a whole, the study consists of two chapters. In the first part of the study, moving from the term of policy, Motherland Party’s neoliberal initiatives along with January 24th Decisions and Military Coup has been reflected. As for the second part, the policies and their reflections on labour markets have been assessed.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Bu çalışmanın amacı Anavatan Partisi’nin neoliberal eğilimli politikalarının işgücü piyasalarına etkilerini incelemektir. Anavatan Partisi’nin iktidara geldiği 1980’li yıllar küreselleşmenin ve neoliberalizmin güçlenen etkisi nedeniyle ekonomi politikalarının değişim ve dönüşüm yaşadığı dönemin özelliklerini içermektedir. Bir taraftan dünyada sınırların kalkarak herkesin her şeyi çok kısa bir süre içerisinde öğrendiği bir sürecin etkileri tartışılırken diğer taraftan da 1973 Petrol Krizi’nin etkisiyle ekonomi-politiğin “neoliberal” eksende şekillendiği gözlenmektedir. Neoliberal politikalar nedeniyle devletin küçülmesi ve marjinal hale gelmesi sosyal politikayı ve sosyal sorunları da marjinalleştirirken özel sektör ve sermaye kesimi iktisadi piyasalarda olduğu gibi işgücü piyasalarında da hükümranlığını tesis etmiştir. Nitekim devletin küçüldüğü ve devletin “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” ilkesi çerçevesinde sosyal, iktisadi ve politik yapı üzerindeki etkisinin minimal hale gelmesi sosyal politikayı ve işgücü piyasalarını da daha savunmasız ve güçsüz bir alana dönüştürecektir. Çünkü sosyal politikayı hükümetler eliyle geliştiren, yöneten ve denetleyen devlet aygıtından başkası değildir. Devletin sosyal sorunların çözümünde elindeki inisiyatifi kaybetmesi sosyal politikanın etkinliğinin azalmasına; o nispette sermayenin dayatmalarının artmasına neden olacaktır. Kısacası devlet sistem içerisinde güçlü ve baskın ise sosyal politikalarda etkin ve etkilidir. Mal, hizmet ve sermayenin tek elden yönetimi anlamında kullanılan küreselleşmenin neden olduğu “rekabet” baskısı da işgücü piyasalarını derinden etkileyen temel gelişmeler içerisindeki yerini almıştır. Endüstri ilişkiler sistematiği içerisinde işverenin rekabet edebilmesi için tek ve yegâne kaygısının kâr maksimizasyonu ve maliyet minimizasyonu olduğu düşüncesinden hareketle işverene göre kârı azaltacak ve maliyeti arttıracak tek faktör emektir. O nedenle emeğin elde ettiği ücret geliri azaltılmalı ya da tensikat yapılarak daha az işçi istihdam edilmelidir. Dinamik bir alan olarak işgücü piyasaları arz ve talep kuralları çerçevesinde şekillenmektedir. Siyaseti kontrol edenin işgücü piyasalarını da kontrol edeceği düşüncesinden hareketle işgücü piyasalarının yönetiminde siyasi inisiyatifler oldukça önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle Anavatan Partisi tarafından geliştirilen politikalar ciddi anlamda işgücü piyasalarının yapılarını etkilemiştir. Nitekim 1980’li yıllarda işgücü piyasalarında köklü değişimlere tanıklık edilmiştir. Öncelikle 24 Ocak Kararlarıyla o dönem hükümetinin benimsediği neoliberal politikalar sayesinde Türk Ekonomisi küresel sisteme entegre olmak amacıyla bir inisiyatif almıştır. Neoliberal politikaların uygulamaya konulmasıyla beraber devlet küçülmüş ve büyüme ve kalkınmanın önünde bir tür ‘engel’ olarak görülmeye başlanmış; fakat özel sektör ise her geçen gün büyümüştür. Büyüme ve kalkınma özel sektörün girişimleri sayesinde gerçekleşecek sermaye birikimine bağlıdır. 1980’den sonra devlet iktisadi piyasalara ve içtimai hayata müdahale etmekten vazgeçmiştir. İlaveten farklılıkları görmezlikten gelerek dünyayı tek ve yegâne bir parçaya dönüştüren küreselleşme süreci de bu trende ivme kazandıran bir başka realite olmuştur. Küreselleşmenin sonucunda gerçekleşen bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmelerin katkısıyla dünya herkesin her şeyden haberdar olduğu küçük bir yapıya dönüşmüştür. Ayrıca küreselleşme, dayattığı rekabet anlayışıyla işverenler açısından işgücünün en büyük maliyet unsuru olarak görülmesine de zemin hazırlamıştır. Söz konusu bu gelişmeler işgücü piyasalarının da yapısını değişime uğratmış; işçi merkezli bir endüstri ilişkileri sistematiği yerine başta işçiyi ve ücret gelirlerini önemsizleştiren işveren merkezli bir çalışma anlayışı tesis edilmiştir. Bununla birlikte işçiyi marjinalleştiren, alınıp satılan ve kiralanan bir ‘meta’ haline getiren esnek çalışma anlayışı başta olmak üzere yeni çalışma biçimleri de ortaya çıkmıştır. Çalışma iki bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde politika kavramından hareketle Anavatan Partisi’nin 24 Ocak Kararları ve 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi sonrasında uygulamaya koyduğu neoliberal politikalar ele alınmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise söz konusu bu politikaların işgücü piyasaları üzerindeki etkileri tartışılmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 2