MATERIAL AND TECHNICAL IN URARTU ARCHITECTURE
Journal Name:
- Uluslararasi Ami̇sos Dergi̇si̇
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
The vast majority of the works left from the Urartu Kingdom are from the architectural area. Urartian architects who use various materials and techniques have attracted attention with their unique constructions. In architectural structures, stone types such as limestone (limestone), basalt, andesite, sandstone and alabaster (water marble), mud brick and bronze were used. Stone, mudbrick, wood and intaglio have been applied different techniques. In the stone technique, there are cyclic, classical, extreme, chest wall, rhizalite plan, rustica and wolf methods. Stone technique stands out in the construction of city walls and temples.
In the early period, the cyclic method was used but the classical method with Minua was used. Starting from the period of II.Sarduri, the aesthetic anxiety of the Urartian architecture came to the forefront and the stone blocks started to be done with careful workmanship. This technique encountered at Çavuştepe Castle was known as Uçkale (facade architecture).
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Urartu Krallığı’ndan günümüze kalan eserlerinin büyük bir çoğunluğu, mimari alandan gelmektedir. Çeşitli malzeme ve teknik kullanan Urartulu mimarlar, ortaya koydukları kendine özgü yapılarla dikkatleri üzerine çekmiştir.
Mimari yapılarda ağırlıklı olarak kalker (kireçtaşı), bazalt, andezit, kumtaşı ve alabaster (su mermeri) gibi taş çeşitleri, kerpiç ahşap ve tunç kullanılmıştır. Taş, kerpiç, ahşap ve intaglio olmak üzere farklı teknikler uygulanmıştır. Taş tekniğinde, kiklopik, klasik, uçkale, sandık duvar, rizalit plan, rustika ve kurt dişi yöntemleri görülür. Taş tekniği, sur duvarları, ve tapınakların yapımında öne çıkmaktadır.
Erken dönemde kiklopik yöntem kullanılmış ancak Minua’yla (M.Ö. 810-780) birlikte klasik yönteme geçilmiştir. II. Sarduri döneminden (M.Ö. 755-730) itibaren, Urartu mimarisinde estetik kaygı ön plana çıkmış, taş blokları özenli bir işçilikle yapılmaya başlanmıştır. Çavuştepe Kalesi’nde karşılaşılan bu teknik, Uçkale (cephe mimarisi) adıyla anılmıştır.
II. Rusa döneminde (M.Ö.675) mimari yapılanmanın yeniden canlanmasıyla birlikte farklı teknikler uygulanmaya başlamıştır. İlk örneklerini Minua döneminde gösteren kaba rustika tekniği, Ayanis yapılarının duvarlarında Minua dönemine göre daha da geliştirilmiş biçimde kullanılmıştır. Ayanis Kalesi’ne özgü ve tek örnek olan intaglio tekniğindeki duvar kabartmaları da, bu dönemde ulaşılan teknik gelişmenin farklı bir tanığı olarak karşımıza çıkmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 1