EFFECT OF SEPERATİON OF POWERS ON ACTİVİTİES OF POLİTİCAL PARTİES IN PARLİAMENTARY SYSTEM
Journal Name:
- Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
The principle of separation of powers which has become identical with Montesquieu in the history of political thought, had been arranged in many judicial documents beginning with 1789 American and 1791 French Constitutions. This principle, that forms the ground of contemporary constitutional law, has political aspects as well as legal dimensions. The principle of separation of power is based on the acceptance that there are different powers in every society which has the characteristics of state and these can be named as legislation, execution and judgment, and in order to maintain the safety of such freedoms, these three powers should be assigned to different bodies. With their modern definitions, political parties have long been existed before the principle of separation of powers. The first political parties in history had emerged in 19th century in West and their in US and Great Britain. There had not been any legal arrangements for political parties for long years and after World War II, there had been legal arrangements in constitutions. In this study, we will evaluate the definition of separation of powers principle and transition to positive principles. In the second section of study, we will study government systems due to principle of separation of power. In the third section we will examine effects of separation of power principle on activities of political parties in parliamentary system and discuss our impressions on result.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Siyasal düşünce tarihinde Montesquieu’nün adıyla özdeştirilen kuvvetler ayrılığı ilkesi, 1789 Amerikan ve 1791 Fransız Anayasalarından başlayarak pek çok pozitif hukuk belgesinde düzenlenmiştir. Çağdaş anayasa hukukunun temelini oluşturan bu ilkenin hukuki niteliğinin yanı sıra siyasi nitelik taşıdığını belirtmek gerekir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, devlet niteliği taşıyan her siyasi toplulukta birbirinden farklı kuvvetlerin bulunduğu ve bu kuvvetlerin yasama, yürütme ve yargı olarak üçe ayrılabileceği ve özgürlüklerin güvence altına alınabilmesi için bu üç kuvvetin de ayrı, bağımsız organlara verilmesi gerektiği temeline dayanmaktadır. Modern anlamda siyasal partiler, kuvvetler ayrılığı ilkesinden çok daha uzun bir süre sonra ortaya çıkmıştır. Tarihte ilk siyasi partiler, Batı’da 19. yüzyılda; önce ABD’nde, sonra İngiltere’de ortaya çıkmışlardır. Siyasi partiler ile ilgili uzun süre hukuki düzenleme yapılmamış; ancak, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Anayasalarda siyasi partiler ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Saf kuvvetler ayrılığı teorisi ile uyumlu bir siyasal rejim örneğine günümüzde rastlamak mümkün değildir. Çünkü, bu teorinin ileri sürüldüğü tarihlerde henüz modern siyasal partiler mevcut değildi. İktidarla ilgili sorunlar, daha çok kurumsal nitelikteydi. Değişik organlar ve bunlar arasındaki yetki ve ilişkiler, kuvvetler ayrılığı ile dengeye oturtulabiliyordu. Günümüzde ise siyasal yaşama yön veren siyasal partilerdir ve kurumlar, bunlara sadece biçimsel bir çerçeve sağlamaktadır. Bu çalışmamızda önce kuvvetler ayrılığı ilkesinin tanımı ve pozitif ilkelere geçişine yer vereceğiz. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise Kuvvetler ayrılığı ilkesine göre hükümet sistemleri konusunu inceleyeceğiz. Üçüncü bölümde ise Kuvvetler ayrılığının parlamenter sistemde siyasal partilerin faaliyetlerine etkisi konusunu irdeleyip sonuca ilişkin izlenimlerimiz ile çalışmamızı noktalayacağız.
FULL TEXT (PDF):
- 2