JUSTİCE AND EQUALİTY ISSUE IN POLİTİCAL AND ADMİNİSTRATİVE HİSTORY OF THE OTTOMAN STATE
Journal Name:
- Akademik Bakış
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Classical Ottoman State understanding was based on two principles: Justice and
Equality. Justice and equality based administration of Ottoman State had an important role for
being a global state until the sixteenth century. Ottoman subjects and Non-Muslim minorities
were influenced by nationalism principle and attempted independence movements as a result
of the decline in the administrative, political, military, economic, commercial, judicial and social areas. This event weakened the State. To ensure the allegiance of Non Muslim religious
minorities to the State, administration tried to arouse and develop a sense of Ottoman
nationality. Ottoman State tried to gather the subjects under the cover of Ottoman nationality.
“The union of components” policy had been the formal ideology of the State during the
period from The Tanzimat Reforms to The Second Constitutional Era. The ideology of “The
union of components” had its functionality from the two basic components of Islam: justice
and equality. In this study, the influence of justice and equality on the political ideology of
Ottomanism was investigated.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Klasik Osmanlı devlet anlayışı, adalet ve müsavat prensibi üzerine inşa edilmiştir.
Devletin 16. yüzyıla kadar cihanşümul bir devlet olmasında, adalete ve eşitliğe dayalı bir
yönetim takip etmesinin büyük rolü olmuştur. Osmanlı Devleti’nin idarî, siyasî, askerî,
iktisadî, ticarî, adlî ve toplumsal alanlarda gerileme ve çözülme yaşaması sonucu gücünü
büyük ölçüde kaybetmesi ile Osmanlı tebaası gayrimüslim azınlıkların milliyetçilik
prensibinin tesiri ile bağımsızlık hareketine kalkışmaları, devleti zor durumda bırakmıştır.
Devlet, gayrimüslim azınlıkların devlete bağlılığını temin etmek için Osmanlı milleti
oluşturma çabası içine girmiştir. Devlet, Osmanlı üst kimliği etrafında bütün tebaayı
Osmanlılık şemsiyesi altında toplama siyaseti takip etmiştir. İttihad-ı Anasır, Tanzimat’tan
başlayarak II. Meşrutiyet dönemine kadar devletin resmi ideolojisi halini almıştır. Bu ideoloji
klasik İslam kaynağının temel unsurlarından adalet ve eşitlik prensipleri neticesinde işlevlik
kazanmıştır. Çalışmada adalet ve müsavatın Osmanlıcılık siyasî ideolojinin oluşumuna tesiri
ele alınmıştır.
- 21
1-20