Journal Name:
- Cerrahpaşa Tıp Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
This study was carried out to determine and discuss the current status of Congenital Diaphragmatic Hernia (CDH). For this reason 74 newborns with CDH, which were treated in our unit between 1978-1998 were reviewed retrospectively. The cases have been divided into two groups as Group I which corresponds to cases admitted before 1992 and group II which corresponds to cases admitted after 1992. Age at admission; type of defect and surgical techniques in relation with mortality and complication rate were compared between these groups. CDH was diagnosed using prenatal ultrasound, postnatal clinical evaluation and x-ray studies. In addition, all cases in Group II have been controlled with blood gas samples.
Results.- While in group I surgery was performed on an emergency basis within first 6 hours after admission, this time extended to 16 hours for Group II cases until stabilization had been achieved. 61 of 74 patients could be operated (Group I: 50, Group II: 11). Primary closure was the surgical procedure of choice regardless of the size of the defect. In the series, associated anomaly incidence was 36.2%, complication rate was 33.8% and mortality rate was 35.1%.
Conclusion.- Although there was a statistical difference in regard to complication rate between the groups, there was no significant difference between the mortality and type of diaphragmatic defect. Additionally there was no statistical significance between the preferred surgical technique, the type of defect and the mortality.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Bu çalışmada ünitemizde son yirmi yılda (1978-1998) tanı ve tedavi gören Konjenital Diyafragma Hernili (KDH) 74 olgu geriye yönelik olarak irdelendi. Olgular 1992 yılı öncesi (Grup I) ve sonrası (Grup II) olarak iki gruba ayrıldı. Olguların başvuru zamanı, defektin tipi ve kullanılan cerrahi tekniklerin mortalite ile olan ilişkileri ve komplikasyon oranları araştırılarak karşılaştırıldı. KDH tanısı, klinik değerlendirme ve radyolojik incelemeler; direkt göğüs grafisi ve/veya baryumlu pasaj grafilerine ilaveten son yıllarda prenatal ultrasonografi ile de konuldu. Bunlara ek olarak Grup II' de tüm olgular kan gazı örnekleri ile değerlendirildi. Özellikle erken başvurdurulan Grup I olgular müracaatlarından sonraki 6 saat içinde acil statüde ameliyat edilirken, Grup II'de bu süre stabilizasyonun sağlanması beklendiğinden 16 saate kadar uzadı. 74 KDH'li olgunun 61'i (Grup I: 50, Grup II: 11) ameliyat edildi. Ameliyat olan olgularımızda, defekt çapına bakılmaksızın tüm olgularda primer onarım uygulandı. Serideki ek anomali oranı %36.2, komplikasyon oranı %33.8, mortalite oranı ise %35.1 bulundu. Her iki grup arasında komplikasyon sıklığı açısından istatistiksel fark mevcuttu (p<0.05). Ancak diafragma defektinin sağ
veya solda olması ile gruplar arası komplikasyon-mortalite ilişkisi arasında istatistiksel anlamda bir farklılık saptanmadı (p>0.05). Ayrıca her iki grup arasında seçilen cerrahi teknik ve mortalite arasında da anlamlı bir ilişki de saptanmadı (p>0.05).
FULL TEXT (PDF):
- 4
259-264