Journal Name:
- Cerrahpaşa Tıp Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
In the developing countries, the incidence of breast cancer, which is the major public health
problem, is rising in the population with changes more marked in younger women. Physical examination and
many different diagnostic techniques are used to evaluate sings and symptoms of breast cancer. Mammography
is the most effective method of detecting early breast cancer which is not clinically palpable. However,
mammography gives “indeterminate” results especially in the breast with dens tissue. The only definitive means of
confirmation of the lesion seen on mammography is histologic examination of tissue. A non-invasive technique to
select those who would benefit most from breast biopsy and reduce the number of negative biopsies would clearly
be of value. Scintimammography is a non-invasive technique employing various radionuclides to diagnose
patients with breast cancer. Mammoscintigraphy done with Ga67, Tc99m-MDP and labelled somatostatin analogs
are not routinely used for the evaluation of breast cancer while they have a historical value. F-18-FDG-PET study
is more valuable than the other imaging techniques because of not only being eligible to show primary tumour but
also axillary lymph nodes. However, high cost and lack of availability of PET in every nuclear medicine
department restrict its use in this patient population. Tc99m-MIBI mammoscintigraphy, on the other hand, is
continuing to save its value as a screening technique as it has high sensitivity and improves the specificity of
mammography for the detection of breast cancer.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Benign ve malign meme lezyonlarının ayırıcı
tanısı, uzun yıllardan beri, radyoizotop içeren
teknikleri kullanan araştırmacıların ilgi konusu
olmuştur. Daha önceki çalışmalar Teknezyum
(Tc99m) perteknetat ve Galyum (Ga67)
sitratın malign dokularda akümüle olduğunu
göstermiştir.18 Daha yakın geçmişte ise Talyum
(Tl201) ve Tc99m-metoksiisobütilizonitril’in
(MIBI) palpe edilebilir meme kitlesi olan kadınlarda
kanser teşhisinde kullanılabileceği
gösterilmiştir.19,20 Dahası Tc99m-MIBI meme
sintigrafisinin, mamografinin belirleyici olamadığı,
palpe edilemeyen meme kitlelerinin
değerlendirilmesinde de kullanılabileceği gösterilmiştir.
21 Fluor-18-fluorodeoksiglukoz-pozitron
emisyon tomografi (F18-FDG-PET) çalışmaları
da tümör görüntülemesinde ileri bir
aşamayı oluşturmaktadır.
Tc99m-MDP (metilendifosfonat) Meme
Sintigrafisi
Tc99m-MDP, çoğunlukla kemik metastazlarının
saptanmasında kullanılmakladır. Fakat
nöroblastoma, sarkoma ve yumuşak doku lenfomaları
gibi meme tümörlerinde de iskelet sistemi
dışında tutulduğu rapor edilmiştir.22 Piccolo
ve çalışma grubunun, meme kanseri olan
veya meme kanseri şüphesi bulunan 200 hastada
yaptıkları araştırmada, Tc99m-MDP meme
sintigrafisinin pozitif prediktiv değeri %98 ve
negatif prediktiv değeri %81’den az bulunmuştur.
23 Başka bir çalışmada Tc99m-MDP meme
sintigrafisinin, mamografinin belirsiz olduğu
vakalarda benign lezyonların malign lezyonlardan
ayırımında, özellikle 1cm’den büyük lezyon
varlığında, başarılı bir metot olduğu gösterilmiştir.
24
Tl201 klorid Meme Sintigrafisi
Tl201, 1970’lerden beri özellikle myokardial
perfüzyon ajanı olarak sintigrafide kullanılmakla
birlikte son on yılda tümör görüntülemesinde
de büyük ilgi görmektedir.25 Tl201’in tümör
dokusunda tutulumu, ilk olarak bronkojenik
karsinomada tanımlanmıştır.26 Normal ve
neoplastik hücrelerde yapılan hücre kültür çalışmalarında,
Tl201’in tümör dokusundaki konsantrasyonunun,
vaskülarite, sellülarite ve hücre
membran değişiklikleri gibi faktörlere bağlı
olduğu gösterilmiştir.27 Tl201’in hepatosellüler
karsinoma, lenfoma, glioma, tiroid karsinomu,
paratiroid adenomu, meme kanseri ve kaposi
sarkomunda tutulum gösterdiği bilinmektedir.
28 Bardfeld ve grubunun, memede palpe
edilebilir kitlesi olan veya mamografide lezyon
tespit edilen hasta grubunda yaptığı bir çalışmada,
Tl201 meme sintigrafisinin sensitivitesi
%87, spesifitesi %86 olarak bulunmuştur.29
Tl201 karaciğer, kalp ve kas dokusunda normal
fizyolojik tutulumu nedeniyle bu dokulara
yakın yerleşimli lezyonların tespitini zorlaştırmaktadır.
Ga67 sitrat Meme Sintigrafisi
Ga67’nin neoplastik lezyonların görüntülenmesinde
kullanımı ilk olarak 1969’da Edwars
ve Hayes tarafından tanımlanmıştır.30 Ga67,
plazmada %100’e yakın oranda plazma proteinlerine
bağlı olarak taşınır.31 Transferrin, laktoferrin
ve ferritinin Ga67’yi bağladığı, bazı
durumlarda Ga67’nin, transferrin-Ga67 kompleksinden
ferritine transfer edildiği gösterilmiştir.
32,33 Ga67’nin tümör dokusundaki akümülasyonunu
etkileyen faktörler, artmış kapiller geçirgenlik,
inflamatuar hücrelerin varlığı, Ga67
bağlayıcı proteinler ve pH’dır. Tümör hücre
yüzeyindeki transferrin reseptörleri, transferrin-
Ga67 kompleksinin hücre içine alımında etkilidir.
33
Ga67, lenfomalar başta olmak üzere bir çok
tümör dokusunun görüntülenmesinde kullanılmaktadır.
Ga67’nin fizyolojik ve patolojik durumlarda
meme dokusunda tutulabildiği gösterilmiştir.
Asimetrik veya ünilateral Ga67 akümülasyonu
bir patolojik lezyonu göstermekle
birlikte simetrik akümülasyon genellikle normal
varyantları göstermektedir.34 Ga67 ile meme
tümörünün görüntülemesi bazı durumlarda
klinik olarak değerli olabilmekle birlikte bu
CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ Cilt (Sayı) 34 (4)
222
hastalığın rutin değerlendirilmesinde kullanımı
önerilmemektedir.35
Somatostatin Reseptör Sintigrafisi
İşaretli somatostatin analogları, nöroendokrin
tümörlerin ve somatostatin reseptörü pozitif
tümörlerin görüntülenmesinde yüksek potansiyele
sahiptir.36 Stage I ve II’deki meme kanserlerinin
%75’inin somatostatin sintigrafisi ile
tespit edilebildiği ve somatostatin reseptörü
pozitif meme kanserli hastaların 5 yıllık yaşam
sürelerinin daha iyi olduğu gösterilmiştir.37 İnvasiz
duktal kanserler invaziv lobüler kanserlere
göre daha kolay görüntülenebilmektedir.
Aynı zamanda kanser hücresi içeren ve palpe
edilemeyen lenf nodları da görüntülenebilmiştir.
Tc99m-MIBI ve İndium (In111) pentetreotid’in
meme kanserinin evrelendirilmesinde
karşılaştırıldığı bir çalışmada, kanserin evrelenmesi
açısından bu iki radyofarmasötik arasında
farklılık izlenmediği fakat fizyolojik karakteristikler
ve maaliyet açısından Tc99m-
MIBI meme sintigrafisinin daha tercih edilebilir
olduğu rapor edilmiştir.38
Tc99m-MIBI Meme Sintigrafisi
Tc99m-MIBI, ilk defa myokardial perfüzyon
görüntüleme ajanı olarak tanıtılmıştır.39 Daha
sonra tümör viabilitesinin ve tedaviye cevabın
değerlendirilmesinde değerli olduğu gösterilmiştir.
40 Bu radyotraserin meme kanseri tepsitinde
kullanımı ilk olarak Aktolun ve çalışma
grubu tarafından tanımlanmıştır.20 Tümör hücrelerindeki
tutulumu daha çok transmembran
potansiyeline, hücre içindeki mitokondri sayısına
ve multidrug rezistans genlerin varlığına
bağıdır.41
Yoğun meme dokusu olan hastaların alındığı
bir çalışmada Tc99m-MIBI meme sintigrafisi
ve mamografi karşılaştırılmış meme sintigrafisinin
sensitivitesinin mamografininkinden
%10 ve spesifitesinin %45 daha iyi olduğu
gösterilmiştir.42 Taillefer ve arkadaşlarının düzenlediği
ve klinik muayenede şüpheli kitlesi
ve/veya normal olmayan mamografi sonucu
bulunan 65 kadının Tc99m-MIBI meme sintigrafisi
ile incelendiği çalışmada, meme kanserinin
tespitinde Tc99m-MIBI meme sintigrafisinin
sensitivitesi %91.5 ve spesifitesi ise %94.4 olarak
bulunmuştur.43 Aksiller lenf nodu tespitinde
Tc99m-MIBI sinigrafisinin sensitivitesi %
81.3 ve spesifitesi %90 olarak hesaplanmıştır.
Meme kitlesi ve/veya normal olmayan mamografi
sonucu olan 246 kadının meme sintigrafisi
ile değerlendirildiği çok merkezli başka bir
çalışmada, sintigrafinin sensitivitesi %71, spesifitesi
%69 mamografinin sensitivitesi %91,
spesifitesi %42 olarak bulunmuştur.44 Palpe
edilebilen ve edilemeyen meme kitlelerinde
meme sintigrafisi ve mamografi ile değerlendirildiği
başka bir çalışmada mamografinin negatif
veya şüpheli olduğu vakaların değerlendirilmesinde
meme sintigrafisinin daha duyarlı bir
metot olduğu sonucuna varılmıştır.45 Meme
sintigrafisi, yoğun dokulu memelerde, meme
kanserinin erken safhada teşhisinde yardımcı
bir metod olup, cerrahinin planlanmasında ve
hastanın biyopsi öncesinde değerlendirilmesinde
kullanılabilecek non-invaziv bir yöntemdir.
Tc99m-MIBI sintigrafisi palpe edilebilir meme
kitlesi olan hastalarda benign patolojilerin malign
patolojilerden ayırt edilmesinde de ek bilgiler
sağlamaktadır.46 (Şekil 2).
Şekil 2. Şekil 1’deki hastanın supin pozisyonda anterior
(A) ve pron pozisyonda sağ lateral (B) ve sol lateral (C)
Tc99m-MIBI meme sintigrafisi 10. dakika erken görüntüleri.
Sağ meme alt iç kadranda şüpheli Tc99m-MIBI tutulumu.
Hastanın biyopsi sonucu invaziv duktal karsinom
olarak değerlendirilmiş ve modifiye radikal mastektomi
uygulanmıştır.
F-18-FDG-PET
Onkolojik çalışmalarda, dokunun metabolik
özelliğinin tanımlanmasına yönelik görüntüleme
metotları, günümüzde giderek daha fazla
kabul görmektedir.47,48 Radyoaktif işaretli glikoz
analoğunun kullanımı ile F-18-FDG-PET
Ekim-Aralık 2003 NÜKLEER TIP; ERDOĞAN
223
çalışması, vücutta bölgesel glikoz metabolizmasının
üç boyutlu görüntülenmesini sağlamaktadır.
İntravenöz enjeksiyondan sonra, kullanılan
traser doku tarafından alınır ve hekzokinaz
tarafından fosforilasyon ile intrasellüler
olarak tutulur. Bu dokunun eksojen glukoz tüketimini
gösterir.49 Kanser hücrelerinde de glikolizin
arttığı bilinmektedir.50,51
Meme kanseri olduğu bilinen vakalarda metabolik
görüntüleme yöntemi ile tümör dokusunun
tanımlanması hastalığın yaygınlığının preoperatif
belirlenmesinde kullanılabilir. F-18-
FDG-PET yanlızca primer tümörü tanımlamakla
kalmayıp aynı zamanda bölgesel lenf
nodu tutulumu ve uzak metastaz varlığını da
gösterebilmektedir.52,53 Diğer görüntüleme metotları
ile karşılaştırıldığında, bölgesel lenf nodu
tutulumunun tespitinde en yüksek diagnostik
duyarlılığı gösteren metot F-18-FDG-PET’-
dir.52 Ayrıca rekürrens ve metastatik meme
kanserinin tanınmasında tüm vücut F-18-FDGPET
görüntülemesinin sensitivitesi %93, spesifitesi
%79 olarak gösterilmiştir.54 F-18-FDGPET
görüntülemesinin kemoterapiye cevabın
takibinde yüksek derecede değere sahip olduğu
gösterilmiştir.55-58 Multisentrik meme kanseri,
meme koruyucu tedavi için önemli bir kısıtlayıcı
faktördür. Multisentrik meme tümörü tespitinin
F-18-FDG-PET görüntülemesi ile arttığı
bildirilmiştir.59
F-18-FDG-PET çalışmasının, mamografi,
USG ve magnetik rezonans görüntülemesi
(MRI) çalışmalarına göre, tümör dokusunda
metabolik aktivitenin artmasından kaynaklanan,
daha yüksek pozitif prediktif değeri vardır.
Şu da belirtilmelidir ki F-18-FDG-PET çalışması,
mamografinin diagnostik değerini düşürmekte
olan meme dokusu yoğunluğundan
etkilenmez. Aynı zamanda F-18-FDG-PET çalışması,
meme cerrahisinden, radyasyon tedavisinden,
veya meme implantı varlığından etkilenmez.
Aynı zamanda MRI’da yanlış pozitif
izlenen displastik dokular F-18-FDG-PET ile
doğru negatiftir. Yanlış pozitif F-18-FDG-PET
bulguları abse, yumuşak doku enfeksiyonları
tüberküloz ve sarkoidozda rapor edilmiştir.60, 61
Fakat meme inflamasyonu önemli bir problem
yaratmaz.
Görüntüleme çalışmalarının amacı hastalığı
erken safhada tespit etmektir. Fakat meme görüntülemesinde
F-18-FDG-PET çalışması için
en büyük kısıtlayıcı faktör, küçük meme karsinomlarını
tespit etmedeki yetersizliğidir (pT1a
ve pT1b)62 Bu yetersizlik, meme kanseri açısından
asemptomatik kadınların taranmasında
kullanımı sınırlamaktadır.
Sonuç olarak, mamografi asemptomatik kadınların
meme kanseri yönünden incelenmesinde
tercih edilen tarama metodudur. Fakat, özellikle
yoğun dokulu memelerin değerlendirilmesi
güçlük arz etmektedir. Semptomlu hastalarda
diğer görüntüleme metotları malignensinin
tespitinde ve biyopsi önerilecek hastanın seçiminde
önemli rol oynamaktadır. Ga67, Tc99m-
MDP ve işaretli somatostatin analogları ile meme
sintigrafisi tarihi öneme sahiptir. Fakat günümüzde
meme kanserinin görüntülenmesinde
rutin olarak kullanılmamaktadırlar. Tl201 meme
sintigrafisininde meme tümörünün görüntülenmesinde
başarı ile kullanıldığını gösteren çalışmalar
olmakla birlikte, Tl201’in tümör hücresinde
washout ve redistrübisyon özelliğinden ve
aynı zamanda düşük foton enerjisi olması nedeniyle
optimal bir ajan değildir. F-18-FDGPET
çalışması sadece primer tümörü değil, aynı
zamanda bölgesel lenf nodu tutulumu ve
uzak metaztazların varlığını gösterebilmesi,
multisentrik meme tümörünü tespit edebilmesi,
meme dokusu yoğunluğundan, meme cerrahisinden,
radyasyon tedavisinden ve meme implantı
varlığından etkilenmemesi nedenleri ile
diğer görüntüleme metotlarına göre daha üstündür.
Fakat, yüksek maliyeti ve her nükleer
tıp merkezinde uygulanamıyor olması, bu hasta
grubunda kullanımını sınırlamaktadır. Tc99m-
MIBI meme sintigrafisi, meme kanserinin tespitinde,
özellikle yoğun dokulu memelerde,
mamografinin sensitivitesini yükseltmektedir.
Tc99m-MIBI sintigrafisi palpe edilebilir meme
kitlesi olan hastalarda benign patolojilerin malign
patolojilerden ayırt edilmesinde de ek bilgiler
sağlamaktadır. Meme kanserinin erken
evrede teşhisinde yardımcı bir metot olup, cerrahinin
planlanmasında ve hastanın biyopsi öncesinde
değerlendirilmesinde kullanılabilecek
yüksek sensitiviteye sahip, non-invaziv bir
yöntemdir. Bu nedenlerle Tc99m-MIBI meme
CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ Cilt (Sayı) 34 (4)
224
sintigrafisi, şüpheli meme kanseri vakalarının
incelenmesinde duyarlı bir görüntüleme metodu olarak değerini korumaya devam etmektedir.
- 4
219-225