Journal Name:
- Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
During the Second Constitutional Monarchy, Rıza Tevfik was an effective figure in a socio-cultural way. By Journal of Sciences of Econonomics and Society (Ulum-ı Ġktisadiye ve Ġçtimaiye Mecmuası) which he published with Ahmed ġuayb and Cavid Bey, he helped positivist and materialistic ideas to outspread; and he also tried to support and develop juridical, political and economical approaches and ideas of western liberal thinking. After 1908, although he got away from Committee of Union and Progress, he did not give up on this view, which reflected the character of this movement and which was mostly represented by Abdullah Cevdet, and furthermore he seriously got inclined to the Bektashi School, to which he took a liking during his adolescence. In 1909, Rıza Tevfik, who went to London with a parliamentary committee presided by Talat Pasha, had bilateral contacts and discussions with leading scholars and intellectuals, but in spite of all these activities and approaches, he could not completely got away from traditional Ottoman culture that had been inside of him all the time. On the other hand, having became known with his authoritative character, bringing positivist and materialist philosophical ideas of such as Kant, Spencer, Hegel, Darwin and Bacon into the his country's intellectual agenda during Hamidian era, Rıza Tevfik was an ideal man who consistently gave priority to his own ideas. Because of this approach, he even pushed his accomplished literary aspect into the background and together with Abdullah Cevdet, Tevfik Fikret and Salih Zeki, he adopted wholeheartedly the line leaded by the mentioned philosophers. One of the main reason for his drift into this was undoubtedly the philosophical approach that perceives metaphysical phenomenon as the poetry of bigoted and status-quoist concepts. In this sense, with activities that he put forward, Rıza Tevfik, through deepening into Western Philosophy which had gained power after French Revolution, brought the Positivist/Materialist world view into the position of rising values he had articles in his Journal of Sciences of Economics and Society, he also prepared Istılahat-ı Fıkhiye Kamusu (Dictionary of Canonical Terms) together with many more articles in newspapers and magazines, sharing same views with him. No matter how he always worked for this purpose, he neither got an ordered induction nor could he create a genuine cult.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Rıza Tevfik, II. MeĢrutiyet döneminde, sosyo-kültürel açıdan etkin bir portre çizmiĢtir. Bu portrenin kendi ressamı olurken arkadaĢları Ahmed ġuayb ve Cavid Beylerle birlikte çıkardığı Ulum-ı Ġktisadiye ve Ġçtimaiye Mecmuası aracılığı ile hem Pozitivist/Materyalist fikirlerin yayılmasını sağlamıĢ hem de liberalizme dayalı hukukî, politik ve iktisadî yaklaĢımlara destek vermeye çalıĢmıĢtır. 1908 sonrasında Ġttihat ve Terakki Cemiyeti'nden ve onun temsil ettiği düĢünceden kopmasına rağmen hareketin karakterini yansıtan ve daha çok Abdullah Cevdet tarafından temsil edilen bu dünya görüĢünden vazgeçmediği gibi gençlik döneminde sempati duymaya baĢladığı BektaĢî Ekolüne de ciddî biçimde yönelmiĢtir. 1909 yılında Talat PaĢa‟nın baĢkanlığı ettiği bir parlamento heyetiyle Londra giden Rıza Tevfik kentin önde gelen ilim ve fikir adamlarıyla ikili görüĢmeler gerçekleĢtirmiĢtir. Rıza Tevfik'in içindeki geleneksel Osmanlı kültür çizgisinden tam anlamıyla kopamadığı belirtilebilir. DüĢünsel altyapısını bu Ģekilde Ģekillendiren Rıza Tevfik‟in yer yer farklı izler taĢıyan felsefî yönüne bütünsel açıdan yaklaĢıldığında yine benzeri yöneliĢler dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, Kant, Spencer, Hegel, Darwin ve Bacon gibi Pozitivist/Materyalist feylesoflarının fikirlerini ülke gündemine taĢıyan Rıza Tevfik‟in, çok daha baĢarılı olduğu edebî yönünü bile ikinci plana attığı ve Abdullah Cevdet, Tevfik Fikret ve Salih Zeki gibi isimlerle birlikte hareket ettiği görülmektedir. Kendisini böyle bir yöneliĢ içine çeken nedenlerin baĢında, hiç Ģüphesiz metafizik olguları bağnaz ve statükocu kavramlar manzumesi olarak gören temel felsefî yaklaĢımı yer almaktadır. Nitekim, Fransız Devrimi‟nden sonra güç kazanan Batı felsefesinin köklerine kadar inerek Osmanlı aydınları arasında hızla derinleĢen Pozitivist/Materyalist dünya görüĢünü yükselen değer konumuna çıkaran Rıza Tevfik, Ulum-ı Ġktisadiye ve Ġçtimaiye Mecmuası‟ndaki yazıları, hazırladığı Istılahat-ı Fıkhiye Kamusu ve kaleme aldığı makaleleriyle, hep bu amaç doğrultusunda hareket etmiĢtir. Ancak ortaya koyduğu bu ciddî emeğe karĢın sağlıklı bir tümevarıma ulaĢamadığı gibi özgün bir ekole de imza atamadığı da vurgulanması gereken bir realitedir.
- 12
85-97