The Question of Relativitiy in The İnterpretation of The Sunnah: The Case of Ubeydullah b. al-Hasan al- Anbari
Journal Name:
- Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
What is the reality? To what extend is it comprehensible? Can there be
more than one reality?" Are there multiple realities or are there multiple
belief systems or multiple perspectives on and experiences of the one
reality? Questions like these have been discussed and argued over by
theologians and philosophers for centuries. The same questions have been
discussed in Islamic thought regarding the use of ijtihad and the
interpretation of the Scrupture and the account of the Sunna which are
allegorical. The conflicts regarding practice (Fiqh) generally have been tolerated yet considered as compassion and mercy. On the other hand it is
widely excepted that the reality or truth is the one and only at the theolojical
and rational matters, those who failure to find veracity at these matters
considered at least sinner and offender. However taking extremist positions
at the theoligical conflicts now and then resulted in accusing of heresy and
blasphemy and this led to bitter experiences through Islamic history. It is
treated in this article the opinions of Ubaydullah b. al-Hasan al-Anbari, a
prominent muhaddis and faqih of second century of Hegra, who maintained
that some Scriptural texts are intentionally remained by Lawgiver as
allegorical in meaning, so that there is no one truth and that there can be
multiple simultaneous truths in such issues.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Gerçek nedir? Gerçeğin bilgisine ulaşılabilir mi? Gerçek muayyen ve
tek midir? Bu bilgi ne ölçüde kavranabilir? Soruları, ilk çağ felsefesinden
beri tartışılmıştır. İslam düşünce tarihinde ise "hakikat/gerçeklik"
tartışmalarına, yoruma açık Kur’an ve Sünnet ifadeleri ile bunların açık
bıraktığı alanlarda yapılan ictihadlar konusunda yer verilmiştir. Fıkhi
konulardaki ihtilaflar genellikle hoş karşılanmış, hatta rahmet olarak
değerlendirilmiştir. Akli ve itikadi konularda ise gerçeğin tek olduğu, isabet
etmeyenin hata edip en azından günahkar olduğu kabul edilmiştir. Öte
yandan itikadi farklılıklar konusundaki aşırı tutumların, meseleyi tekfir
boyutuna kadar vardırdığı ve İslam tarihinde acı deneyimlerin yaşanmasına
neden olduğu da bir gerçektir. Bu yazıda bazı Kur’an ve Sünnet ifadelerinin
şari tarafından kasten yoruma açık bırakıldığını, dolayısıyla birbirine zıt bile
olsa, bu naslar hakkında yapılan farklı yorumların tamamının meşru
olduğunu savunan II. Asır hadisçi fakihlerinden Ubeydullah b. el-Hasen’in
görüşleri incelenmiştir.
- 2
31-50