SİVAS'IN XVI.YÜZYILDAN XIX. YÜZYILA KADAR DEMOGRAFİK YAPISI.

Orta Anadolu'nun en büyük kentlerinden biri olan Sivas, tarihin çok eski devirlerinden beri iskan alanı olarak bilinmektedir.1 Doğudan gelen her akın, veya batıya yönelmiş her saldırı mutlaka Sivas'ta duraklamıştır. Askeri balamdan önemli bir yol üzerinde bulunan Sivas küçük bir kale görünümünde iken, şehir olma süreci muhtemelen Roma devrine rastlar. Bizans halömiyeti zamanında askeri önemini koruyan şehir, Justinyen tarafından yeniden tamir edilmiş, Emeviler zamanında kısa bir süre Arapların eline geçmiştir. Şehir, bulunduğu konum itibarı ile Kashi bölgesinde, bir taraftan Göksün diğer taraftan Gürün Geçitleri'ne hakim olmakla stratejik bir öneme de sahiptir. Gürün'deki Şuğul Vadisi'nde bulunan Hitit yazıtları bunu doğrulamaktadır. "Kral yolu" diye bilinen, tarihin en eski ticaret yolu şimdiki Samsun, Tokat ve Sivas'tan geçmektedir. Bütün kervan yoUannın da buradan geçtiğini görmekteyiz.3 Bu yollar MÖ. 300¬100 yıllarından beri Kral Yolu olarak bilinmektedir.