Buradasınız

Tavşanlarda Karaciğer Cerrahisinde Fibrin Yapıştırıcı Kullanımı: Deneysel Çalışma

Usage of Fibrine Adhesives in Liver Surgery in Rabbits: An Experimental Study

Journal Name:

Publication Year:

Abstract (2. Language): 
In the present study, the effects of fibrine adhesives were compared with those of suture techniques in experimentally induced liver damages in rabbits. Sixteen adult male New Zealand rabits weighing between 2.5-3.2 kg were used for the study. An incision of 0.5 cm-depth and 2 cm-length were performed in visceral surface of medial lob the liver of the D group and F group animals. Following the incision, the region was cushioned for about 1 minute. The incision lines in D group animals were sutured with horizontal U-suture using 5/0 chromic catgut. In F group animals, after applying fibrine adhesive to the incision line, the wound edges were hold tightly for about 1 minute so that the edges glued to each other. In order to determine the activities of liver enzymes resulting from liver damage, serum ALT (alanine aminotransferase), AST (aspartate aminotranspherase) and ALP (alkalene phosphatase) levels from the blood samples collected one hour before and at the 1st, 3rd, 5th and 7th. days after operation were analized spectrophotometrically. The serum ALT, AST and ALP levels determined in all experimenta animals after especially the 1st and 3rd days of operation were very high comparted to those values obtained prior to the operation. After the 21st day of operation, the D group and F group animals were sacrificed to evaluate macroscopically intraabdominal complications and then the tissue samples involving the incision area were removed for histopathological examinations to determine the extent of the wound healing in the livers. It was found the presence of a significant difference between group D and F when their macroscopic adhesion scores were compared (p<0.05). It was concluded that fibrine tissue adhesive used for repair of liver tissue damage yielded better results than suture materials considering clinical, biochemical and histopatological findings of this experimental study.
Abstract (Original Language): 
Bu çalışmada tavşanlarda deneysel olarak oluşturulan karaciğer yaralanmalarında fibrin yapıştırıcı ile dikiş yönteminin etkileri karşılaştırılmıştır. Araştırmada vücut ağırlıkları 2.5-3.2 kg arasında olan 16 adet erişkin erkek, Yeni Zelanda tavşanı kullanıldı. Dikiş (D) ve fibrin yapıştırıcı (F) kullanılan gruptaki hayvanların karaciğerlerinde, orta lobun visseral yüzünde 0.5 cm derinliğinde ve 2 cm uzunluğunda standart bir ensizyon oluşturuldu. Ensizyonu takiben bölge yaklaşık 1 dakika süreyle tamponlandı. D grubu hayvanlarda ensizyon hattı 5/0 krome katgüt kullanılarak horizontal U dikişi ile kapatıldı. F grubu hayvanlarda ise karaciğer ensizyon hattına fibrin yapıştırıcı uygulandıktan sonra yara dudaklarının yapışması için yaklaşık 1 dakika süreyle sıkıca tutuldu. Karaciğer hasarına bağlı enzim düzeylerini belirlemek amacıyla hayvanlarda operasyondan bir saat önce ve operasyondan sonra 1, 3, 5 ve 7. günlerde alınan kan örneklerinde serum ALT (alanin aminotranspherase), AST (aspartate aminotranspherase) ve ALP (alkalen phosphatase) seviyeleri spektrofotometrik olarak ölçüldü. Tüm deney hayvanlarında operasyondan sonra (özellikle 1. ve 3. gün) tespit edilen ALT, AST, ve ALP değerlerinin operasyondan önce ölçülen değerler göz önüne alındığında oldukça yükseldiği görüldü. D ve F grubu hayvanlar operasyondan 21 gün sonra sakrifiye edilerek, makroskopik olarak intraabdominal komplikasyonlar değerlendirildi ve karaciğer dokusunda yara iyileşmesinin belirlenmesi amacıyla da doku örnekleri alınarak histopatolojik muayeneleri yapıldı. Grupların makroskopik adezyon skorları açısından karşılaştırmaları sonucunda D grubu ile F gurubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p<0.05). Bu deneysel çalışmanın klinik, biyokimyasal ve histopatolojik bulguları değerlendirildiğinde, karaciğer hasarlarının onarımında kullanılan fibrin doku yapıştırıcısının dikiş materyaline göre daha iyi sonuç verdiği kanısına varıldı.
063-069