Social and Institutional Factors Shaping the Ideal Body Image and Effects of This Ideal on Individuals
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
In our day, when describing the ideal body image, features such as thinness, height, and youth are emphasized. Since most people do not have these ideal features, lacking in these features causes some social consequences such as low self esteem, illnesses related to eating disorders, and unnecessary surgical interventions. This research conducted in İzmir aims to develop a deeper understanding of this issue, which has the potential of presenting a social problem. First of all, consumers' perceptions of the ideal body images and the influences that construct these ideals have been investigated. Then, the effects of being (or not being) able to attain this ideal have been explored. Since the research required getting into the minds of consumers for their thoughts, feelings, desires or even fears, qualitative methods were thought to be the most suitable, as they let the informants express themselves freely. Interviews were conducted in İzmir with male and female participants between the ages of 20-30. The results show that the institutional factors such as media, fashion, music and cinema industries and the social factors such as family, friends and companions are the major influential forces, constructing the ideal beauty image. Especially, fashion and cosmetic industries have been influential in creating the myth of thin and young. These sectors offer a fantasy world that consumers desire to be part of. Celebrities also play a major role in shaping these ideals as they have the ideal beauty features for the regular people to admire. Moreover, we have observed that fitting in with the ideal images help to boost one's self-confidence and attract the admiration of others. Interestingly, having higher education does not necessarily reduce the value given to the external appearance. In contrary, as a prerequisite of modern living, reaching the ideal is highly valued in social relationships and work life; it is also associated with social success. The observation that the external appearance can be valued higher than mental or moral values can be critical. On the other hand, not fitting in the ideals may cause the individual to feel bad about himself/herself, resulting in lower self esteem and health problems. For the age group we have studied, the activities performed on the path to reach the ideals were individual efforts with perceived low risk such as following diet programs while plastic surgery was considered as of higher risk. However, some participants mentioned that they could be willing to take some health risks, conscious of the side effects if they expected to benefit form the treatment morally.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Günümüzde ideal beden imgesi tanımlanırken zayıflık, uzun boy ve gençlik gibi kavramlar öne çıkmaktadır. Toplumda, birçok insanın bu ideal görüntülere sahip olmamasının sonucu olarak, bireylerde kendine güven eksikliği, yeme bozukluklarıyla ilgili hastalıklar, gereksiz estetik cerrahi gibi problemler ortaya çıkmıştır. İzmir'de yapılan bu araştırma ile hedefimiz, toplumsal bir sorun olma potansiyeli taşıyan bu konuda bilgimizi derinleştirmektir. Öncelikle tüketicilerin ideal beden imgeleri hakkındaki görüşleri araştırılmış ve bu ideallerin oluşumunu etkileyen çevresel faktörler incelenmiştir. Ayrıca, bu ideale sahip olmanın veya olamamanın bireyler üzerinde yaratabileceği etkilere bakılmıştır. Araştırma konusu tüketicilerin beden imgeleri hakkındaki düşünceleri, hisleri, arzuları veya endişeleri gibi derin duyguları incelemek olduğu için, katılımcıları kendilerini ifade etmekte özgür bırakan, ucu açık soruların sorulabileceği kalitatif yöntemler kullanılmış; İzmir'de 20-30 yaş arası kadın ve erkek katılımcılarla mülakatlar yapılmıştır. Bulgularda, bir taraftan medya, moda, müzik ve sinema endüstrileri gibi kurumsal faktörlerin, diğer taraftan ise aile, arkadaş, eş gibi sosyal faktörlerin bu güzellik mitinin oluşumunda etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Özellikle moda ve kozmetik sektörleri ince ve genç mitinin oluşumunda büyük rol oynamıştır. Bu sektörler tüketicilere ait olmayı arzu ettikleri bir fantazi dünyası sunmaktadırlar. Moda dergileri ve defileleri ince ve genç kadın görüntüleriyle doludur. Şöhretli insanlar da bu etkileşimde büyük rol oynarlar. Filmlerde veya televizyon programlarında gördüğümüz ünlüler, sıradan insanların hayranlık duyduğu ideal beden ölçülerine sahiptirler. Sonuç olarak, bu ideale sahip olmak bireylerin kendilerine olan güvenini arttırırken, toplum içinde beğenilmelerini ve tercih edilmelerini sağladığı ortaya çıkmıştır. İlginç bir şekilde, çalışmanın sonuçları eğitim düzeyinin yüksek olmasının dış görünüme verilen değeri azaltmadığını göstermektedir.Aksine, modern yaşantının bir getirisi olarak iş hayatında veya sosyal ilişkilerde bu ideal görüntülere sahip olmanın önemi açıkça gözlenmektedir ve özellikle bireyin iş yaşantısındaki başarısıyla bağdaştmlmaktadır. İlk izlenimde de olsa, dış görünümün kişinin zihinsel ve ruhsal niteliklerinin önüne geçebileceği bulgusu toplumsal değerler açısından düşündürücü bir durumdur. Diğer taraftan, ideal görüntelere sahip olamayan bireyler ise baskı, endişe, kendine güven eksikliği veya sağlık sorunları gibi olumsuz etkiler yaşamaktadırlar. Bu görüntülere kavuşmak uğrunda yapılan aktiviteler, incelenen yaş gurubunda genelde diyet yapmak gibi riski az olarak algılanan bireysel çabalar olarak gözlenmiştir. Estetik ameliyatlar gibi sağlık riski daha fazla olan uygulamaları herkes göze alamayabilir fakat bazı katılımcılar yan etkileri veya sağlık riskleri dahi olsa sonuçları iyi hissettirecekse bazı riskleri göze almaya değer bulduklarını ifade etmişlerdir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
17-35