Mustafapaşa (Sianasos ) and The Hagios Nicolaos Monastery
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
There are no sufficient studies conducted about ecclesiastical structures constructed by non-Muslim societies living in Ottoman Empire territory in the 19th century. After the regulations in 1839 and 1859, having increased their economic wealth, non-Muslim societies constructed churches/monasteries both large in scale and number nearly in all parts of the Ottoman territory. In this century, Mustafapaşa (Sinasos) in Kappadokia region was a major settlement where a vast amount of Christian population lived. Having built churches and mansions with pictures on the walls in their town, due to their close commercial relations with Istanbul, Mustafapaşa residents immigrated to Greece after the "population exchange," and Muslims moving to Mustafapaşa from Greece were settled in their houses. The churches and monasteries in the settlement were abandoned to desolation. One of those constructions Monastery of Hagias Nikolaos was considered sacred and respected by the Muslim and Christian townspeople in the 19th century. Partly stone-built and partly rock-cut monastery is now wrecked and abandoned to desolation. Of the structure group that consists of four spaces adjacent to each other in the lower level; the southern one on our part is the most dated. The monumental wall paintings on the walls of this space support the validity of this claim, although the paintings could hardly be distinguished. Additionally, in the upper part of these spaces there are new spaces in two different levels, the functions of which could not exactly be determined and to the south-eastern part of these spaces that are carved on top of and inside each other; another structure built of stone exists, consisting of two rooms covered with barrel-vaults and whose function could also not be determined. Monastery of Hagias Nikolaos presently open to nature and human destruction, should be conserved immediately and assigning a new and appropriate area of use for the structure, its value and status should be restored the way it deserves. There are many other churches proving the great impact of Mustafapaşa settlement in economic, religious and social areas in the 19th century. Among these Church of Konstantin Helena, Monastery of Sinason, Hagias Ioannes Prodromos Church, and Hagias Basileios Church are a few, the names of which are known. Apart from these, many rock-cut churches and monasteries various in sizes, the names of which could not be determined and were assigned names such as Church I, Church II, have been identified and documented on our part. These constructions are going to be presented to the academic world via subsequent publications. Apart from Güzelyurt (Kalvari/Gelveri)- district of Aksaray, Derinkuyu (Malakopia) and Gülşehir (Zaropasos)- district of Nevşehir, accomodating a considerable amount of non-Muslim population in the 19th century, Mustafapaşa (Sinasos) is also an important witness that accommodates the immovable cultural heritage of the relevant century. The academic studies related to these constructions, the examples of which could be seen in almost every part of our country, should increase and more importantly these constructions must be preserved immediately.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
19.
yüzyılda
, Osmanlı imparatorluğu topraklarında yaşayan gayrimüslim vatandaşların inşa ettiği dini yapılar hakkında yeterli bilimsel çalışma bulunmamaktadır. 1839 ve 1856 yıllarındaki düzenlemeler sonrasında, ekonomik açıdan da refahlarını arttıran gayrımüslimler Osmanlı topraklarının hemen her yerinde büyük boyutlu ve çok sayıda kilise/manastır inşa etmişlerdir. Kappadokia'daki Mustafapaşa (Sinasos) bu yüzyılda, çok sayıda Hıristiyan vatandaşın yaşadığı bir yerleşimdir. İstanbul'la yakın ticaret ilişkileri sonrasında, kasabalarına kiliseler, içleri duvar resimli çok sayıda konak inşa eden Mustafapaşalılar, Mübadele sonrasında Yunanistan'a göç etmişler, oradan Mustafapaşa'ya gelen Müslümanlar, bu evlere iskan edilmişlerdir. Yerleşimdeki kilise ve manastırlar ise kaderlerine terk edilmişlerdir. Bu dini yapılardan biri olan Aziz Nikolaos manastırı, 19. yüzyılda Mustafapaşa'nın Müslüman ve Hıristiyan halkı için kutsal kabul edilmiş ve saygı görmüştür. Kısmen kagir, kısmen kayaya oyulmuş manastır günümüzde haraptır ve kaderine terk edilmiştir. Alt seviyede birbirine bitişik dört ayrı mekandan oluşan yapı topluluğunun en güneyde olanı kanımızca en erken tarihli olanıdır. Günümüzde zorlukla seçilebilse de bu mekanın duvarlarında yer alan anıtsal duvar resimlerin üslup özellikleri bu görüşü kanıtlayacak niteliktedir. Ayrıca, bu mekanların üzerinde işlevleri tam olarak saptanamayan iki ayrı seviyede mekanlar ve içiçe, üstüste oyulmuş bu mekanların güneybatısında yine hangi işlevle kullanıldığı belirlenemeyen, beşik tonoz örtülü iki ayrı odadan oluşan kagir bir yapı daha yer almaktadır. Günümüzde doğa ve insan eli tahribatına açık olan Aziz Nikolaos Manastırı'nın ivedilikle korumaya alınıp onarılması, yeni ve doğru bir işlev verilerek hak ettiği değere kavuşturulması gerekmektedir.19. yüzyılda Mustafapaşa yerleşiminin ekonomik, dini ve sosyal açılardan taşıdığı büyük önemi kanıtlayan çok sayıda başka kilise bulunmaktadır. Bunlar arasında Konstantin ve Helena Kilisesi, Sinason Manastırı, Aziz Ioannes Prodromos Kilisesi, Aziz Basileios Manastırı adları bilinenlerden bazılarıdır. Bu eserlerin dışında, adları henüz saptanamayan ve tarafımızca 'Kilise I', 'Kilise II' gibi isimlerle adlandırılan çoğu kayaya oyma çok sayıda irili ufaklı kilise, manastır tesbit edilmiş ve belgelenmiştir. Bu eserler sonraki yayınlarımızda bilim dünyasına tanıtılacaktır.19. yüzyılda önemli gayrımüslim tebaaı barındıran Aksaray'a bağlı Güzelyurt (Kalvari/Gelveri), Nevşehir'e bağlı Derinkuyu (Malakopia), Gülşehir (Zaropasos) gibi yerleşimlerin yanında Mustafapaşa (Sinasos/Sinason) da sözü edilen yüzyıla ait taşınmaz kültür mirası eserlerini barındırması açısından önemli tanıklarıdır. Ülkemizin hemen her bölgesinde örneklerine rastladığımız bu yapılarla ilgili bilimsel çalışmaların artması, daha da önemlisi bu eserlerin bir an önce koruma altına alınması gerekmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
199-217