Differing Faces of Discourse on Social Control in Modernity
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
In today's world, security and order are major issues which should be analyzed through a reassessment of social control, which is a key element in providing social order and security, and also a rearrangement of social control agents. In this context, as order and development, the basic principles of modernity, began to be questioned in the postmodern period, social control mechanisms such as labeling, incarceration and transformation by inclusion had to be revised, also. Social control, imposed by modernity with the aim of creating a homogenous society, is operated through state institutions and mass media. Therefore people who behave in undesirable ways or the so called unwanted people, namely the criminals, mentally ill, drug addicts, homosexuals, are forced to internalize the values of modernity by all means, and exposed to identity transformation by state institutions. Hospitals, prisons and schools are designed to serve as identity transforming mechanisms in line with the ideology of the state. However, the process of labeling emerged as the most influential social control mechanism by the end of 1960s. State supported the process of labeling and expanded its control to the smallest units of the society through a strategy of marginalizing the ones who are not in accordance with its norms. This period also corresponds to the questioning of the basic principles of modernity. In this period which is defined as postmodernity / late-modernity, the decline in the role of the state in social control, transference of control to private institutions and the model of unlimited order as the basic characteristic of postmodernity altered the characteristics of social control. With the rise of liberal and neo-liberal policies, state ideology has changed also and social control has became no longer an ideological target of the state. Instead, social control has become a concept used by liberal ideology. In this manner, today informal social control processes are widely seen in all aspects of social life. This new social control strategy or in other words, informal control implementation dominated by civil society, also has negative consequences. As the major aim is always to maintain "order" in society, the informal control practiced by different individuals and groups in the society will most likely have the repressive quality of the system it replaced, since it may lead to different sanctions for the same situations. For this reason, as far as the process of social control is concerned, it is possible to say that the basic principles of modernity still exist. By defining different social control mechanisms on the basis of change and transformation, this study aims to put forward the fact that the elements, which compose the core of modernity, still maintain their existence.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Çağdaş dünyanın en önemli sorunlarından biri olarak karşımıza çıkan güvenlik ve düzen olguları, toplumsal düzeni ve güvenliği sağlamada önemli bir kavram olan sosyal kontrolün yeniden değerlendirilmesini ve sosyal kontrol aygıtlarının yeniden düzenlenmesini beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda Modernitenin temel ilkeleri olan düzen ve ilerleme anlayışının sorgulanmaya başladığı postmodern/geç modern dönemde, etiketleme, kapatma ve dâhil ederek dönüştürme olarak tanımlanabilecek modern sosyal kontrol mekanizmalarının yeniden gözden geçirilmesi gerekliliği doğmuştur. Modernitenin homojen toplum yaratma amacı doğrultusunda uygulamış olduğu sosyal kontrol, devletin kurumları ve kitle iletişim araçları yoluyla işletilmektedir. Bu anlamda toplumda istenilmeyen ya da uygun olmayan davranışları sergileyen bireyler - suçlular, akıl hastaları, uyuşturucu bağımlıları, eşcinseller- bir yandan tüm kanallar aracılığıyla modernitenin değerlerini içselleştirmeye zorlanırken bir yandan da devlet kurumları içerisine dâhil edilerek kimlik dönüşümüne tabi tutulmuşlardır. Hastaneler, hapishaneler, okullar modern devletin ideolojisi doğrultusunda bireyleri dönüştüren mekaniz¬malar olarak tasarlanmıştır. Ancak 1960'lardan sonra etkili olan sosyal kontrol mekanizması etiketleme ya da ötekileştirme olarak karşımıza çıkmaktadır. Devlet, kontrolü toplumun en küçük birimlerine yayarak ötekileştirmeyi desteklemiş ve kendisi gibi olmayanı dışlama stra¬tejisine başvurmuştur. Bu dönem aynı zamanda modernitenin temel ilkelerinin sorgulanmaya başlandığı bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Postmodernite / geç-modernite olarak ta¬nımlanan bu dönemde, devletin sosyal kontrol üzerindeki merkezi önemini yitirmesi, kon¬trolün özel kurumlara devredilmesi ve postmodernitenin temel dayanağı olan sınırsız düzen modeli sosyal kontrolün niteliğini farklılaştırmıştır. Sosyal kontrol ideolojisinin değişmesinde devlet yapısında meydana gelen nicel ve nitel değişimlerin yanı sıra kapitalizmin doğasındaki değişimler ve sonrasında refah devletinin mali kriz içine girmesi de etkili olmuştur. Toplumun sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısında meydana gelen bu değişimler yeni yasal düzenle-melerin yapılmasını da beraberinde getirmiştir. Liberal ve neo-liberal tezlerin güç kazanmasıy¬la devlet artık sosyal kontrol devleti olmaktan uzaklaşmış ve bu anlamda da ideolojik niteliği farklılaşmıştır. Sosyal kontrol liberal ideolojinin kullandığı bir kavram niteliğine bürünmüştür. Bu anlamda, günümüzde sosyal kontrol toplumun her alanına yayılmış informal bir biçime dö¬nüşmüştür. Sivil toplum kurallarının hâkim olduğu bu yeni sosyal kontrolün stratejilerinin yani informal kontrol uygulamalarının da olumsuz sonuçlara sahip olduğu söylenebilir. Toplum¬da mevcut farklı birey ya da gruplarca uygulanan informal kontrolün aynı durumlarda farklı yaptırımların uygulanması sonucunu doğuracağından yerine geçtiği sistemin baskıcı niteliğini taşıdığı görülmektedir. Çünkü temel amaç her zaman düzen olmaya devam etmektedir. Dola¬yısıyla söz konusu sosyal kontrol olduğunda modernitenin temel ilkelerinin hala var olduğunu söylemek mümkündür. Bu çalışma, yaşanan değişim ve dönüşümler temelinde farklılaşan sos¬yal kontrol mekanizmalarını tanımlayarak modernitenin özünü oluşturan unsurların meydana gelen değişimlere rağmen varlığını devam ettirdiğini ortaya koymayı amaçlamıştır.
- 1
33-48