Cultural Definitions Regarding Disabled Individuals Within Turkey: Example of Ankara
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Disability is a cultural definition. The disability an individual has to live with due to various reasons is determined by the social and cultural environment. Cultural meanings attributed to the disabled individual are gained in the process of social interaction. The social and cultural meaning and definition of congenital and acquired disability are formed both by the individual and by the reactions of the society to the condition of being disabled. Cultural meanings differ from one society to the other. The physical quality of the individual is indeed not an obstacle for him/her to be a part of the society in which he/she lives, rather, the meaning attached to his/her disability lead him/ her to be labelled and disabled. As the perspective concerning the disabled individuals determine their social status and cultural representation, it is essential to analyze the meaning attributed to them by the society. Taking Ankara as the location of the case study, this study analyzes in what sort of cultural picture disabled individuals stand, i.e., what the cultural definitions are, as regards disabled individuals, within Turkey. The cultural meaning of being a disabled individual, i.e., the community's perception of disabled individuals, and what the community thinks of them are studied through descriptive analysis and homogeneity analysis. The point of departure for this study has been, what role the various socio-demographic qualities of the non-disabled individuals—gender, age, marital status, education, profession, rural/urban origin—play in the shaping of the cultural definitions as regards disabled individuals. To what extent the socio-demografic qualities of non-disabled individuals are influential in defining a disabled individual is depicted through a graphical (visual) analysis. In this context, the study analyses how non-disabled individuals define disabled individuals depending on their socio-demographic characteristics. The study identifies four major cultural definitions regardless of gender. These cultural definitions are: pitied, marginalized, worthless, deficient, and fighter. Regardless of gender, workers, high school graduates, single and young people define the disabled in the society as "struggling" individuals. While the people of rural origin, the laborers who are primary school graduates define disabled individuals as "pitied," the people of urban origin, working in administrative and commercial jobs, middle aged, high school-university graduates, married ones define the disabled individuals as "outcasts." It is found out that being divorced, coming from rural background, being a primary school graduate, working in service jobs among the participants are important factors in defining a disabled individual as "deficient-worthless." The study reaches the conclusion that in our social structure, depending on the socio-demographic characteristics of non-disabled individuals, a negative cultural picture as regards the disabled individuals exists. As in the case of studies that cover many countries, the striking conclusion reached by this study shows that the negative cultural definitions are present in almost all the cultures and moreover, they are dominant. However, in the recent years the discourse of the disability culture tries to bring forth an integral attempt (in which every individual in the society could actively participate) to change the negative cultural definitions.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Engellilik
kültüre
l bir tanımlamadır. Bireyin çeşitli nedenlerden dolayı birlikte yaşamak zorunda kaldığı engeli, sosyal ve kültürel çevresi tarafından belirlenir. Engelli bireye atfedilen kültürel anlamlar etkileşim sürecinde kazanılır. Doğuştan ya da sonradan kazanılmış engelliliğin sosyal ve kültürel anlamı ve tanımı, hem bireyin kendisinin hem de toplumun engellilik durumuna yönelik tepkilerinde şekillenir. Kültürel anlamlar toplumdan topluma değişiklik gösterir. Bireyin fiziksel özelliği, aslında onun içinde yaşadığı toplumun bir parçası olmasının engelleyicisi değildir, ancak engeline yüklenen anlamlar onun etiketlenerek engellenmesini yaratandır. Engelli bireylere ilişkin bakış açısı, engelli bireylerin sosyal konumunu ve kültürel resmedilmesini belirleyici olduğundan, engelli bireylere toplum tarafından atfedilen anlamları incelemek önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye'de yaşayan engelli bireylerin nasıl bir kültürel resmedilme içinde oldukları diğer bir ifadeyle, engelli bireylere yönelik kültürel tanımların neler olduğu Ankara örneği üzerinden gösterilmek istenmiştir. Engelli olmanın kültürel anlamı, yani toplumun (engelli olmayanların) engelli bireylere bakış açıları, onlar hakkında ne düşündükleri betimsel ve homojenleştirme analizi ile incelenmiştir. Engelli olmayanların çeşitli sosyo-demografik (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim, meslek, kır-kent kökenli olma) özelliklerine bağlı olarak engelli bireylere ilişkin kültürel tanımlamaların nasıl değiştiği?" sorusundan hareket edilmiştir. Engelli olmayan bireylerin sosyo-demografik özelliklerine bağlı olarak engelli bireyi tanımlamalarında ne yönde etkili olduğu grafiksel (görsel) bir analizle betimlenmiştir. Bu çerçevede, engelli olmayan bireylerin sosyo-demografik özelliklerine bağlı olarak engelli bireyi nasıl tanımladıkları betimlenmiştir. Çalışmada cinsiyet fark etmeksizin dört ana kültürel tanıma ulaşılmıştır. Bunlar; "acınan, dışlanan, işe yaramaz-yetersiz ve mücadeleci" şeklindedir. Cinsiyet fark etmeksizin, işçi, lise mezunu, bekâr ve genç olanlar toplumdaki engelli bireyleri "mücadeleci" bireyler olarak tanımlamaktadırlar. Yaşamının büyük kısmını kırda geçiren, hizmet işlerinde çalışan ilköğretim mezunu bireyler engelli bireyleri "acınan" olarak tanımlarken, yaşamının büyük kısmını kentte geçiren, idari ve ticari meslek grubunda yer alan, orta yaşlarda bulunan, yüksek okul-üniversite mezunu, evli kişiler engelli bireyleri "dışlanan" olarak tanımlamaktadırlar. Katılımcılar arasında dul olma, yaşamını en çok kırda geçirme, ilkokul mezunu olma, hizmet işlerinde çalışma, engelli bireyleri "yetersiz-işe yaramaz" olarak tanımlamada etkili özellikler olarak tespit edilmiştir. Çalışmada, toplumsal yapımızda engelli bireye ilişkin olumsuz bir kültürel resim çizildiği ve bu durumun engelli olmayanların sosyo-demografik özelliklerine göre değişebildiği tespit edilmiştir. Birçok ülkeyi kapsayan araştırmalarda olduğu gibi bu çalışmada da ulaşılan dikkat çekici sonuç, olumsuz kültürel tanımlamaların hemen her kültürde yer aldığı ve hatta baskın olduğudur. Ancak son yıllarda engellilik kültürü söylemi, olumsuz kültürel tanımlamaların değiştirilmesi yönünde olup, bütünsel (toplumdaki herkesin aktif katılımcı olduğu) çabayı ön plana çıkarmaktadır.
FULL TEXT (PDF):
- 1
37-54