Chaucer’s Fabliau Women: Paradigms of Resistance and Pleasure
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Represented particularly in the Canterbury Tales by Chaucer in medieval English literature,
fabliaux are stories of cuckoldry performed by the young wives of old husbands. Because
of the adultery, lechery and the alleged moral weakness of women as their central themes,
fabliaux have been considered as antifeminist narratives although at the same time, contrary to
the conventional representations, women in fabliau play an active part in the story. However,
women in the fabliaux often undermine the traditional roles assigned to men and women in
marriage. The particular representation of women in the fabliaux as betraying adulterous
wives stress women’s unreliability but at the same time it allows women to produce their own
pleasures and resistance to their subjection. Indeed, fabliaux are products of popular culture in
their opposition to the dominant culture. In this context, fabliaux emphasise not the adultery
but rather women’s ingenuity and wit in outwitting their husbands and subverting the dominant
discourse. Most stories do not punish the betraying fabliau women for their misbehaviour.
Instead, fabliaux foreground the pleasure and entertainment produced by such narratives. In
fabliaux, women occupy a subordinate position; they are presented as the disadvantaged and
powerless victims of a predominantly male project of marriage, which they use to create their
own oppositional meanings and pleasures. May and Alison as fabliau women in Chaucer’s
the Merchant’s Tale and the Miller’s Tale respectively are women of resistance as they are
concerned with regaining partial control over their own bodies through adultery. By going
against the norms of the dominant discourse, fabliau women turn their subordination to their
benefit. Considering the fabliau women’s resistance to the dominant paradigms in the context
of popular culture theories developed by Fiske, this paper argues that Chaucer’s fabliau women produce their oppositional paradigms and meanings out of the dominant man made
sexual norms to reconstruct their relationship with the dominant discourse. Presented as agents
of resistance through pleasure, fabliau women evade the dominant pressures and avoid total
subjection. Alison in the Miller’s Tale, and May in the Merchant’s Tale contest their subjection
through physical excess and bold gestures to undermine the male control over their bodies as
young women reconstructing their subordinate position
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Ortaçağ İngiliz edebiyatında Chaucer’ın Canterbury Hikayeleri adlı eserinde örnekleri olan
fabliyö (fabliaux) genellikle yaşlı bir erkekle evli olan genç bir kadının eşini aldatması üzerine
kurulu bir hikayesi olan ve bu yüzden içerdiği eş aldatma, cinselliğe aşırı düşkünlük ve kadının
ahlaki zayıflığı gibi temalar bağlamında antifeminist bir edebi tür olduğu görüşü yaygın olan
bir edebi türdür. Öte yandan, fabliyö, kadına geleneksel eğilimin aksine aktif bir rol verdiği
için kadını önceleyen bir edebi tür olarak görünür. Aslında fabliyölar populer kültür ürünü
olarak egemen kültüre karşı konumlanan özellikte eserlerdir. İçerdikleri eş aldatma teması
özellikle evlilik kurumunu zayıflatan ve sorgulayan bir tema olarak görülmüş ve kadınların sisteme
başkaldırmasının sonuçları kadınların geleneksel olarak zayıf olduğu kabul edilen ahlak
yapısına bağlanmıştır. Oysa, fabliyöda yaygın olan çeşitli oyunlarla eşi aldatma teması erkek
egemen söylem bağlamında genç fabliyö kadınlarının mağduriyetlerine başkaldırıp kendi
anlamlarını oluşturmalarına da izin verir. Aslında fabliyö eşini aldatan kadının aldatmasını
değil bu amaçla kullandığı zekasını ve becerisini vurgular. Hikayelerin çoğu aldatan kadını
cezalandırmaz, aksine hikayeleri eğlence ve hoş vakit geçirme aracı olarak sunar. Fabliyöda
kadınlar yaşlı erkeklerin kendilerine genç kadınları eş olarak seçmeleriyle oluşturulan evlilik
projelerinde söz hakkı olmayan ve üzerinde hakimiyet kurulan bir konumdadırlar ve kendi tercihleri
ve mutlulukları için yarattıkları fırsatlarla mağdur konumundan kurtulmaya çalışırlar.
Chaucer’ın Merchant’s Tale (Tüccarın Hikayesi) deki May ve Miller’s Tale (Değirmenci’nin
Hikayesi) deki Alison eşlerini aldatma yoluyla kendi bedenleri üzerinde kısmi kontrol kazanan
ve bu yolla egemen söyleme başkaldıran kadınlardır. Bir başka deyişle, fabliyöda eşlerini aldatan
genç kadınların davranışları güçsüz olanın egemen olanın kaynaklarından yararlanarak
geliştirdiği karşı duruştur. Egemen söyleme karşı çıkan fabliyö kadınları mağduriyetlerini
kendi lehine çevirmeyi başarmaktadırlar. Bu makale, Fiske’in popular kültür kuramından
yararlanarak, Chaucer’ın fabliyöları Merchant’s Tale ve Miller’s Tale’da kadınların egemen
söylemle olan ilişkilerini yeniden oluşturmak amacıyla erkek egemen cinsiyet normlarından
kendi muhalif paradigmalarını ve anlamlarını oluşturdukları görüşünü savunmaktadır. Popüler
kültürün oluşumundaki gibi fabliyö kadınları kendi kaynakları ve gücü olmayan öznelerdir.
Bu nedenle de hem mahkumiyetlerini tahammül edilir boyuta getirmek hem de kendi öz
anlamlarını oluşturmak için kendilerine evlilik bağlamında sunulan görev ve sorumlulukları
yeniden biçimlendirerek kendi anlamlarını oluştururlar. Zevk ve eğlence yoluyla anlam üreten
özneler olarak kadınlar bu bağlamda egemen söylem baskılarından kaçınmayı ve mutlak
mahkumiyet ve bağımlılıktan kurtulmayı başarmaktadırlar. Miller’s Tale’ da yaşlı bir erkekle
evli olan Alison ve Merchant’s Tale’de yaşlı bir erkekle evli olan May, mahkumiyetlerini fiziksel
aşırılık ve atak tavırlarıyla sorgulayan ve konumlarını yeniden tanımlayan genç kadınlar olarak bedenleri üzerindeki erkek tahakkümünü az da olsa kontrol edebilmenin mutlu ettiği
kadınlardır.
FULL TEXT (PDF):
- 2
123-136