Monica Ali’nin Brick Lane Romanında Chanu’nun Engellenen Hayalleri ve Yerinden Olması
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
| Author Name | University of Author | Faculty of Author |
|---|---|---|
Abstract (2. Language):
Monica Ali’nin Brick Lane romanı 2000’li yıllarda Londra’nın Tower Hamlets bölgesinin
Brick Lane mahallesinde yaşayan Bangladeş topluluğunun yaşamlarına ışık tutan az sayıdaki
romandan biridir ve bu roman bu insanların yaşam biçimleri, çalışma şekilleri, dinamikleri,
inançları, tepkileri ve sorunlarına ayna tutar. Romanında, Monica Ali esas olarak Nazneen ve
onun kişisel gelişimi üzerine odaklanır ancak yabancılaşma, hayal kırıklığı ve umutsuzluk sorunlarının
yanı sıra ırkçılık, ayrımcılık, yoksulluk, işsizlik, uygun işte çalışamama, gettolaşma,
dil engelleri gibi zamanın diğer önemli konularını da romanda bulmak mümkündür. Özellikle,
Chanu’nun birinci nesil bir göçmen olarak deneyimleri, hayatını idame ettirme ve mali, sosyal
ve iş yaşamında başarılı olma çabaları, diğer göçmenlerin sıkıntıları hakkında da çok bilgilendiricidir.
Chanu çalışıp, para kazanıp ülkesine başarıyla dönmek yolunda büyük umutlarla
1970’lerin başında İngiltere’ye gelir. Diğer göçmenlerin çoğundan daha iyi eğitimli ve daha
nitelikli olmasına rağmen iş yerindeki terfisi engellenir, diploma ve sertifikaları dikkate alınmaz,
para kazanmak için taksi şoförü olarak çalışmak zorunda kalır ve İngiltere hakkındaki
beklentileri yıllar içinde paramparça olur. Bangladeş’ten ‘bozulmamış’ bir kızla görücü usulü
evlenmesi ve üç çocuğunun doğumu yaralarına merhem olmaktan uzaktır. Tam tersine kızları
ile tatsız çatışmalar ve karısı ile karısının sadakatsizliği ile sonuçlanan ciddi anlaşmazlıklar
yaşar. Bütün bunların yanı sıra iki kültür ve iki kutup arasında kalmaktan dolayı travmalardan
muzdarip olur. 30 yıldan fazla İngiltere’de kalmasına rağmen Chanu, İngiliz toplumuna ve
kültürüne uyum sağlayıp entegre olmayı başaramazken kızları ve karısı Bangladeş toplumunun
ailevi, ahlaki, dini ve sosyal gelenek ve kurallarına boyun etmeyi reddedip egemen İngiliz
kültürünün dayatmaları ve şartlandırmaları ile uyum içinde yaşamayı seçerler. Chanu sonunda
bir çalışan olarak, bir baba olarak ve bir koca olarak başarısız olur ve tek bulabildiği çözüm
karısından ve kızlarından ayrılma pahasına Bangladeş’e dönmektir
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Monica Ali’s Brick Lane is one of the few novels which sheds light onto the lives of the
Bangladeshi community living in the Brick Lane area of the Tower Hamlets borough of
London in the 2000s, and the novel mirrors these people’s life styles, work patterns, dynamics,
faith, reactions, and problems. In the novel, Monica Ali’s central focus is on Nazneen and her
personal development; however, it is possible to trace other significant issues of the time such
as racism, discrimination, poverty, unemployment, underemployment, ghettoisation, linguistic
hurdles along with alienation, disillusionment and despair. Particularly Chanu’s experience,
struggle to survive and to succeed financially, socially and professionally as a first-generation
Bangladeshi immigrant in London is very informative about the plight of the other immigrants.
Chanu comes to Britain in the early 1970s with great hopes to work, to earn money and to
return to Bangladesh as a success. Although he is better educated and more qualified than most
immigrants his promotion at work is thwarted, his certificates and diplomas are discredited,
he is compelled to take up driving a taxi to make a living, and his illusions about Britain are
shattered over the years. His arranged marriage with an ‘unspoilt’ girl from Bangladesh and
the birth of three kids are far from healing his wounds; on the contrary, he has bitter clashes
with his daughters and serious disagreements with his wife which result in her infidelity. In
addition to all these, he has to endure traumas in his life because of being trapped between
two cultures and two allegiances. His daughters and his wife refuse to conform to the familial,
moral, religious, and social traditions and rules of the Bangladeshi community and choose
to live in harmony with the impositions and conditionings of the hegemonic British culture
whereas he can not adapt to or integrate into the British society and culture despite more than
30 years of stay in Britain. In the end, he fails as an employee, as a father, and as a husband and the only solution he can find is to return to Bangladesh at the cost of separating from his
wife and his daughters.
- 1