Arguments on Nationality-Universality in Arts in 1960’s Turkey
Journal Name:
- Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
1960’s denotes a period when political changes/transformations were witnessed, and when
new institutions and cultural codes emerged all around the world. In Turkey, on the other
hand, the military coup d’état of May 27,1960 by the Committee of National Unity, and
the following 1961 Constitution had a great impact on not only politics but also cultural
and artistic milieu. The rights and freedoms, provided by the new constitution, facilitated the
establishment of new political parties, the political participation of different social classes,
and the development of media. In this atmosphere, the arguments around “nationality and
universality in arts and intellectual life”, which actually had been around since the Tanzimat
Reform Period, underwent a change. These nationality and universality arguments were
mostly shaped by the political/cultural dynamics of the day, determined by internal and external
influences. In many periodicals which were then published , the interaction and differences in
artistic production modes of the West and Turkey were highly discussed in terms of style and
content. The discussions became more apparent in various periodical and newspaper articles
on “Contemporary Turkish Art Exhibition”, which was held in five different cities abroad
between the years 1963-1964; not only those articles also the artists’, writers’, critics’ and
architects’ responses to a survey on “the influence of the West-local values” conducted by the
periodical Dost reflects the contemporary concerns. “Contemporary Turkish Art Exhibition”
and the ensuing discussions actually offered new insights on the national identity search of
Turkish art throughout 1960’s. Thereafter, artists and the critics started to discuss such concepts
as “influence-imitation”, “locality-nationality”, “style-content” more often in various contexts.
The survey of the periodical Dost revealed that the Western influence on Turkish art could not
be denied; however, it seems to have been widely accepted that it was possible to be/to stay
original by emphasizing national values. On the other hand, it is notable in the responses of
the artists that they needed to think about “influence-imitation” and “locality-nationality” in
different contexts.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
1960’lı yıllar tüm dünyada siyasi değişim/dönüşümlerin yaşandığı, yeni kurumlaşmaların ve
kültürel kodların ortaya çıktığı bir sürece işaret etmektedir. Türkiye’de ise özellikle Milli Birlik
Komitesi tarafından gerçekleştirilen 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve onu izleyen 1961
Anayasası politik hayatı olduğu kadar kültür ve sanat ortamını da etkilemiştir. Yeni anayasanın
getirdiği hak ve özgürlükler, yeni siyasi partilerin kurulmasına ve farklı toplumsal katmanların
birlikte siyaset yapmalarına, basın-yayın alanının gelişmesine olanak sağlamıştır. Bu ortam
içerisinde, Tanzimattan itibaren süregelen “sanat ve düşünce hayatında ulusallık-evrensellik”
tartışmaları da farklı bir çehre kazanmış, büyük ölçüde dönemin iç ve dış siyasi/kültürel dinamikleri
ile şekillenmiş, biçim ve içerik yönünden Batı ile Türkiye’deki sanatsal üretim arasındaki
etkileşim ve farklar dönemin pek çok süreli yayınında tartışılmıştır. Söz konusu tartışmalar,
1963-1964 yıllarında yurt dışında 5 farklı şehirde izlenime sunulan “Çağdaş Türk Sanatı
Sergisi” üzerine dergi ve gazetelerde yayınlanan yazılar ve 1965 yılında Dost dergisinin “batı
etkisi-yerel değerler” üzerine düzenlediği soruşturmaya ressam, yazar, eleştirmen ve mimarların
verdiği yanıtlarda görünür hale gelmektedir. “Çağdaş Türk Sanatı Sergisi” ve ardından
yapılan tartışmalar 1960’lar boyunca Türk sanatında ulusal kimlik arayışı konusuna yeni açılımlar
kazandırmış, dönemin sanatçı ve eleştirmenleri ‘etki – taklit’, ‘yerellik – ulusallık’, ‘biçem
– içerik’ gibi kavramları sıklıkla ve farklı bağlamlarda tartışmaya başlamıştır. Dost dergisi
soruşturması ise Türk sanatı üzerindeki batı etkisinin yadsınmadığı ancak ulusal değerleri öne
çıkartarak özgün olunabileceği / kalınabileceği gerçeğinin benimsendiği görülmektedir. Öte
yandan sanatçıların verdikleri yanıtlarda ‘etki – taklit ’ve ‘yerellik – ulusallık’ gibi kavramları
farklı bağlamlarda düşünmeye ihtiyaç duydukları göze çarpmaktadır.
- 1