Waveforms of Sympathetic Skin Response in Normal Subjects
Journal Name:
- İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Objective: The sympathetic skin response (SSR) is used as an index of sudomotor sympathetic function. The aim of this study was to investigate whether there were differences in amplitude, latency and habituation among the different waveform patterns of SSR in normal subjects.
Material and Methods: Fourteen SSRs were recorded from the palm skins of 47 normal subjects by electrical stimulations. Waveforms were classified as one of two types, namely, the P type, in which the positive component was larger than the negative, and the N type, in which the negative component was larger than the positive. The M pattern had both P and N type waveforms during consecutive recordings.
Results: During successive stimulations, 11 of the 47 subjects had only P type waveforms (P pattern), 10 others only the N type (N pattern), and the remaining 26 (55.3%) both the P and N types (M pattern). The P pattern had a larger amplitude and shorter latency than the N pattern. The P type constituted 49.1% of all the SSRs. The P type made up 81% of the first evoked responses but only 13.5% of the last ones in the M pattern. SSR amplitudes gradually decreased but irregularly during the repeated stimulations, reflecting habituation.
Conclusions: These results suggest that waveform patterns should also be considered when defining the normal ranges of SSR latency and amplitude. Futhermore, it might be advised to confirm the balanced distribution of the SSR waveform patterns in patient and control groups before comparing the values of amplitude and latency between the two groups.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Amaç: Sempatik deri cevabı (SDC) sudomotor sempatik fonksiyonun bir göstergesi olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı normal bireylerde farklı dalga formları arasında latans, amplitüd ve habitüasyonda farklılık olup-olmadığını araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Elektriksel stimulasyonla 47 normal bireyin avuç içi derisinden 14 SDC kayıtlandı. Dalga formları ya pozitif komponenti negatif komponentinden daha büyük P tipi veya negatif komponenti pozitif komponentinden daha büyük N tipi olarak sınıflandırıldı. M paterni ardışık kayıtlamalar süresince hem P tip, hem de N tip dalga formlarına sahipti.
Sonuçlar: Ardışık kayıtlamalar süresince, 47 bireyin sadece P tip (P paterni), 10'u sadece N tip (N paterni), 26'sı
(%55.3) hem P tip hem de N tip dalga formlarına (M paterni) sahiptiler. P paterni N paterninden daha büyük bir amplitüd ve daha kısa bir latansa sahipti. Bütün SDC'larının %49.1'ini P tipi teşkil etmekteydi. M paterninde ilk uyarılmış cevapların %81'ini, fakat son uyarılmış cevapların yalnızca %13.5'ini P tip oluşturmuştu. Habitüasyonun bir göstergesi olarak, SDC amplitüdleri tekrarlayan stimuluslar süresince kademeli bir şekilde fakat düzensiz olarak azaldı.
Yorum: Bu sonuçlar, SDC'ları amplitüd ve latansın normal ranjları tanımlandığında dalga formu paternlerinin de göz önüne alınması gerektiğini telkin etmektedir. Yine amplitüd ve latans değerleri karşılaştırılmadan önce hasta ve kontrol gruplarında SDC dalga tipi paternlerinin dağılımlarında eşitliğin saptanması tavsiye edilir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
77-82