Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
Author Name |
---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Sosyolojiyi pozitif bir bilim kimliğinde öngören ve bu bakımdan günümüzde de egemenliğini sürdüregiden natüralist sosyoloji anlayışının temel uygunsuzluklarından biri de, kendi görüşünü paylaşmayan anlayışlara sosyolojinin kapısını kapalı tutması; bunları antisiyantifik ve dolayısıyla da boş, anlamsız, yanılgın sayarak sosyolojinin dışında bırakmasıdır. Buna göre sosyoloji adı ve kimliği ancak, bireyi topluma bağımlı gören ve ontolojik görüş açısını benimseyen tutumdaki anlayışlara tanınabilir.
Böyle bir davranışın sosyoloji için zaran son derece büyük olmuştur. Bu nedenledir ki sosyoloji, yanlış bir temele oturtulup gerçek kimliğine kavuşamamış ve dolayısıyla, sorunlara bilimsel çözüm getirmek isteyen uygulayıcıları da yanılgın ve tehlikeli sonuçlara götürmekten gerikalmamıştır. Zira böylece sosyoloji, bir yandan adalet, eşitlik, özgürlük gibi insansal değerleri yetki ve uğraş alanının dışına itelemekte ya da bunlara, yapılarına uymayan çözümler getirmekte; öte yandansa, kendininkine ters yöndeki görüşleri değerlendirme olanağını yitirmektedir. Natüralist sosyoloji anlayışına ters düşen bu akımlar arasında, —ilk ikisi anlama ve üçüncüsü de biçime dayalı olmak üzere — fenomenolojik, kompreansif ve rölasyonel —ya da formalist, sistematik — sosyoloji anlayışları belli başlılılarını biçimlemektedir. Biz burada, bunlardan sâdece birincisi üzerinde duracak ve sosyolojinin, pozitif bilim örneğine göre saptanımmdaki yerindesizlik ve uygunsuzlukları, fenomenolojik temellere dayalıkla ortaya koyacağız.
İşte, antinatüralist bir sosyoloji anlayışının, fenomenolojik açıdan jüstifikasyonu bu anhma gelmekte; yani, sosyal yabanımı karşmlayan gerçekliklerin saptanımında fenomenolojik temeller üzerine oturtulduğunda sosyolojinin, gerçek kimliğine kavuşma yollarını bulabileceğinin ortaya konmasını içermektedir. Fakat bu yeterli değildir. Zira fencmenoloji de yanlış temeller üzerine oturtulmuş bulunmakta ve bunun için de fenomenolojinin, sosyolojiye meşru kimliğini kazandıracak duruma getirilmesi gerekmektedir. İşte fenomenolojik sosyoloji anlayışının lejitimasyonu ile dile getirmek istenileni de budur. Doğallıkla bütün bunlar için işe, fenomenolojinin ne olduğunu belirtmekle başlamamız zorunludur. Bundan sonra fenomenolojiye karşı yapılan eleştirilerin refütasyonu gerekmekte ve ancak bundan sonradır ki lejitimasyon olanak içine girmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1-4
221-269