Journal Name:
- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Especially puritans and nonconformists who unbound to the medieval
catholic obligations and being free from old religious restriction and then
they went very easily beyond apocalyptic prescritions which rejected worldly
interests such as gain money and worked austerely. They found religious
satisfaction in worldly asceticism and worked in the mood of devotion, and
their time had been merged between daily business and save soul efforts.
According to Max Weber, one century later industrial revolution majority of
them lost their mood of worldly ascetic as the way of piety and purity. Since
Adam Smith everyone believed that the egoistic impulses are stronger than
the altruistic motives and self-seeking is not mean of wickedness or sinfulness. This individualistic and self-seeking mechanism which depend on the
social harmony in economic sphere, joined with utility that a metaphysical
concept was advanced by J.S.Mill. According to the neo-classic economics,
each employer of factors seeks to minimize the cost of his product and to
maximize his own return, and each consumer plans his consumption to
maximize utility.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Özellikle, Orta Çağ Katolikliğinin yükümlülüklerine bağlanmamış ve
eskinin dinsel sınırlamasından kendisini özgür kılmış olan puritanlar ve
kilise karşıtları, para kazanma ve çok katı bir şekilde çalışma içeriğindeki
dünyevi ilgileri reddeden vahiy buyruklarının dışına çok çabuk çıkmışlardır.
Dünyevi çilekeşlikte dinsel doyum bulmuşlar, kendilerini tanrıya adama ruh
haliyle çalışmışlar, böylece tüm zamanlarında günlük işlerini ve ruhlarını
koruma gayretlerini birleştirmişlerdir. Max Weber’e göre, sanayi devriminden
bir asır sonra pek çoğu dindarlık ve arınma yolu olarak dünyevi çilekeş ruh
halini kaybetmiştir. Adam Smith’den sonra hemen herkes bencil dürtülerin
özverili güdülerden çok daha güçlü olduğuna inanmış ve çıkarcılığı kötülük
ya da günahkarlık olarak görmemiştir. Ekonomik sahada toplumsal uyuma
dayanan bu bireyci ve çıkarcı mekanizma, J.S.Mill tarafından geliştirilen
metafizik bir kavram olan faydayla birleştirilmiştir. Neo-klasik iktisatçılara
göre, her faktör sahibi ürünün maliyetini en aza indirmeyi ve gelirlerini de
en yükseğe çıkarmayı isterken tüketici de faydayı en yükseğe çıkartacak
şekilde kendi tüketimini tasarlar.
FULL TEXT (PDF):
- 2
305-354