INTERNATIONAL APPLICATIONS IN THE DELIMITATION OF CONTINENTAL SHELF: CONVENTIONS, JURISPRUDENCE AND DOCTRINE
Journal Name:
- The Journal of Academic Social Science Studies
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Continental shelf represents geographically natural extension of the national territory that continues under the sea and legally the seabed, which starts beyond territorial waters and continues to a certain distance and depth, and the territory underground. This territory enables states’ investigation and operation of natural resources in the seabed and underground, and gives states exclusive rights to a certain extent and rules. But determining and limiting the outer and sideward limit of the continental shelf causes conflicts between neighbouring states with adjacent or bilateral coasts, in terms of using their sovereign rights. Disputes arising about the continental
shelf are resolved either through diplomacy between the parties in accordance with
international treaties or through legal solutions by judicial and arbitration decisions.
This study, in which continental shelf has been identified in geographical and
legal terms, the rules of international law of the sea concerning the delimitation of
continental shelf have been analysed, explains main continental shelf cases, which have
been determined in the International Court of Justice and court of arbitration until now.
In this context, international judicial institutions in the continental shelf have been
examined referring to encountered disputes, according to the general rules of law and
international law of the sea.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Kıta sahanlığı, coğrafi olarak kara ülkesinin deniz altında devam eden doğal uzantısını, hukuki olarak karasularının ötesinde başlayıp belirli bir uzaklık ve derinliğe kadar süren deniz yatağı ve toprak altındaki bölgeyi ifade etmektedir. Bu bölge, devletlerin deniz yatağı ve toprak altındaki doğal kaynakların araştırılması ve işletilmesine imkan vermekte, devletlere belirli ölçülerde ve kurallarda münhasır haklar tanımaktadır. Fakat, kıyıları bitişik veya karşılıklı olan devletler arasında kıta sahanlığının dış sınırı ile yan sınırının tespit edilmesi ve sınırlandırılması, egemen haklarını kullanabilmeleri açısından komşu devletler arasında uyuşmazlıklara sebep olmaktadır. Kıta sahanlığı konusunda ortaya çıkan uyuşmazlıklar, ya uluslararası sözleşmeler uyarınca taraflar arasında diplomasi yoluyla ya da yargı ve hakemlik kararları tarafından hukuksal yöntemle çözüme kavuşturulmaktadır. Günümüze kadar kıta sahanlığı sınırlandırmasına dair birçok dava çözümlenmiştir. Söz konusu davalar, hem kıta sahanlığına ilişkin ilke ve kuralların uygulanması, hem de bu uygulamalar sonucu yeni ilkelerin yerleşmesi açısından önem arz etmektedir.
Kıta sahanlığının coğrafi ve hukuksal açıdan tanımlandığı, kıta sahanlığının sınırlandırılmasına ilişkin uluslararası deniz hukuku kurallarının analiz edildiği bu çalışma, günümüze kadar Uluslararası Adalet Divanı ve hakemlik mahkemelerinde karara bağlanan başlıca kıta sahanlığı davalarını dile getirmektedir. Bu kapsamda, kıta sahanlığı konusunda uluslararası yargı hakemlik kuruluşları önüne gelen uyuşmazlıklar, gerek hukukun genel ilkeleri ve gerekse uluslararası deniz hukuku kuralları temel alınarak incelenmiştir.
FULL TEXT (PDF):
- 1