(MODERNISATION AND DETERIORATION OF OTTOMAN CONSTITUTIONAL ORDER) (INTRODUCTION)
Journal Name:
- The Journal of Academic Social Science Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
"Modernization", "Westernization" is used instead of other but they are
different concepts In Turkey. Such as the West is not a monolithic concept,
modernity and secularism does not mean a single. Moreover the modernization
is an evolving concept. Modernity is emerged after XVI and XVII centuries but
with some fundamental changes, it was established on the basis of origin of
civilization of Western Europe Greco-Roman and Judeo-Christian culture. Two
different cultures or civilizations, such as the Ottoman Empire and the West
was faced with conflict, the elites of the society has made the duty of challenge
and response. The three behaviors in the face of modernity can be said that In
general. The first attitude is traditional manner and rejects the modernization.
The second attitude is to take of the West’s positive aspects and not to take the
negative aspects of the West. The third attitude is the hardliners who want to
take all the values of the West. Liberal postmodernism began instead of state assisted modernization in the changing world conditions, today.
Postmodernism is rationality, universality, diversity, pluralism, solidarity,
move to the front of the individual and not neglected motional and cultural
dimensions of man. Japanese modernization is an concept that modernization is
possible with preservation of traditions and this is based on the Japanese spirit
and Western science. Modernity in the Ottoman Empire can be divided into
three periods. The first period time is between the Tulip Era and the French
Declaration of the Human Rights of Human and the Citizen (the period of free
cultural changes) (1718-1789 = 71 years). The second era is a transition period
between of the 1789-1808. The third period is between the French Revolution
and the Proclamation of the Republic of Turkey that to be called the period of
necessary cultural changes (1789-1923).
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Türkiye’de “Modernleşme” ve “Batılılaşma” “gibi kavramlar biribiri
yerine kullanılmaktadır oysa bunlar farklı kavramlardır. Batı monolitik bir
kavram olmadığı gibi, çağdaşlık veya laikliğin de tek anlamı yoktur. Kaldı ki
günümüzde modernleşme de evrim geçirmektedir. Modernite, XVI. ve XVII.
yüzyıl sonrasında ortaya çıkmış, bazı temel değişiklikler sonrası, Batı Avrupa
kaynaklı Greko-Romen ve Judeo-Hristiyan kültür ve uygarlık temeli üzerine
kurulmuş bir oluşumdur. Osmanlı ve Batı gibi iki farklı kültür veya uygarlık
karşılaşınca çatışma olmuş, meydan okuma ve cevap verme görevini toplumun
elitleri yapmıştır. Genelde modernite karşısında üç davranış biçiminin olduğu
söylenebilir; ilk tavır geleneksel tavır olup, modernleşmeyi ret eder. İkinci
tavır, olumlu yönlerinin alınması, olumsuz yönlerinin alınmaması biçimindeki
görüşlerdir. Üçüncü tavır ise, Batı’nın tüm değerlerinin alınmasını isteyen
radikallerdir. Günümüzde değişen dünya koşullarında artık devlet eliyle
modernleşme yerine liberal postmodernizm başlamıştır. Postmodernizm,
rasyonellik, evrensellik, farklılık, çoğulculuk, dayanışma, bireyin öne geçmesi,
insanın duygusal ve kültürel boyutunun ihmal edilmemesidir. Japon
modernleşmesi, geleneksellik korunarak modernleşmenin mümkün
olabileceğini belirten bir anlayıştır ki bu Japon ruhu ve Batı bilimine dayanır.
Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki modernite üç döneme ayrılabilir; birinci
dönem, Lale devri ile Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi arasındaki
zaman dilimidir (serbest kültür değişmeleri dönemi) (1718–1789=71 sene). İkinci
dönem 1789-1808 arasındaki geçiş dönemidir. Üçüncü dönem, Fransız İhtilali ile
Cumhuriyetin ilanı arasındaki devredir ki buna zorunlu kültür değişmeleri
dönemi denilebilir (1789–1923).
FULL TEXT (PDF):
- 1
1-14