GIYASEDDIN JEMSHID EL-KASHI AND STALACTITES
Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
Stalactite is one of the elements that act as a common denominator between
various architectural styles in the medieval Islamic world. It has always been a
curious and interesting subject for architectural historians. Ever changing light
and shade effects, a sense of infinity and deeper symbolic meaning created by
stalactite ceilings leave a magical impression on the viewer. Its apparently
complex geometry is a challenge for researchers. But Giyaseddin Jemshid el-
Kashi, in his book Miftah el-Hisab (Key for Arithmetic), had a different approach
to stalactites [1]:
the length at the base of the largest side is called the scale of the stalactite...
All sides... are equal to each other and equal to the scale [2].
Such a simplified concept of a modular system may serve as a key to resolve
stalactites. If what he said is true and stalactites were indeed designed according
to a rational modular geometry, we will be able not only to solve the 'Sufi secrets',
but also to reach medieval builders* knowledge in geometry [3].
But before reaching any conclusions, there is a lot to be studied. El-Kashi and
his interest in stalactites deserve more attention in order to acquire a thorough
understanding of the section on stalactites in his book. Only then, his account
can safely be tested on existing examples of stalactites.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Giyaseddin Cemşid el-Kaşi'nin Miftah eUHisab adlı kitabında sözünü ettiği yapmadan önce el-Kaşi'yi daha derinlemesine incelemeyi gerekli gördük.
Kaşan'da doğan el-Kaşi aynı kentte 1407-1416 yılları arasında astronomi ile ilgili
dört risale yazar. Bu sıralarda Semerkand Uluğ Bey'in önderliğinde yoğun bir
bilim etkinliğine sahne olmaktadır. Uluğ Bey 1420 yılında gözlemevinin yapımını
başlatır ve bu amaçla el-Kaşi'yi Semerkand'a davet eder. Gelişinden hemen sonra
gözlemevinin bilimsel ve yapımsal sorumluluğunu yüklenen el-Kaşi kısa sürede
yapımı bitirir ve ardından matematik ve astronomi üzerine dört çalışmasını daha
tamamlar. Bunlardan 1427 yılında yazdığı Miftah el-Hisab, matematik konusunda
ileri seviyedeki katkıları yanısıra ondalık kesirleri tanıtmasıyla dikkat çeker.
Aynı kitabın bir bölümü kemer, kubbe ve mukarnasları içerir. Bunlardan başka
tarihi belirsiz altı risale daha yazan el-Kaşi 1429 yılında gözlemevinde çalışırken
ölür.
Bilim adamı olarak üstün, değerlere sahip el-Kaşfnin kişiliği hakkında bazı
ipuçlarını babasına yazdığı mektuptan çıkartabiliyoruz. Sürekli kendisini Övme
merakı yüzünden yer yer kendisiyle çelişkiye düştüğünü ve gözlemevini büyük
boyutlu araçlarla donatmak amacıyla Ulug Bey'i yanıltmaktan çekinmediğini
görüyoruz. Mektubundaki bir pasaj kişiliğini çok iyi sergilediği gibi mimarlık
48 METU JFA 1990 ALPAY OZDURAL
teknolojisi tarihi açısından bizi yakından ilgilendiriyor. Yer tesviyesi için
kullanılan üçgen biçimindeki düzecin ikizkenar olması gerekmediğini savunan
el-Kaşi bunu hemen anlayamadıkları için diğer matematikçileri azarlıyor.
Böylece mimariyle yakın ilişki içinde bulunduğunu da gözlemiş oluyoruz.
Çağdaşı bir yazar Uluğ Bey'in el-Kaşi'nin kaba tutumlarından hoşlanmadığını
ancak bilgisi yüzünden katlanmak zorunda kaldığını söylüyor.
Aynı mektuptan el-Kaşi'nin işi dışında aruz gibi farklı konularla da ilgilenmiş
olduğunu öğreniyoruz. Bu tür çok yönlü merakları olan yazarımızın gözlemevi
yapımı nedeniyle mimarlıkla, dolayısıyla mukarnaslarla yakınlık kurmuş olması
çok doğal. Ancak kitabında bazı mimari elemanlara yer vermesinin nedeninin
yalnızca bir akademik merak olmaması gerek. Genel olarak elemanların
alanlarını ölçme konusunda bazı kurallar saptamaya çalışan yazarımızın temel
amacının yapım sırasında bina ölçümüyle uğraşan kişiler için bir el kitabı
hazırlamak olduğu düşünülebilir. Nitekim İskenderiye'n Heron gibi bazı ünlü
matematikçilerin de kitaplarında bu amaçla bazı mimari elemanlara yer verdiğini
biliyoruz. Uluğ Bey Medresesinde mukarnaslar kullanılmamış olabilir. Ancak bu
dönemde yoğun bir yapım etkinliğine sahne olan Semerkand'da yazarımızın
incelemek için mu kamaş bulmakta güçlük çekmiş olduğunu sanmıyoruz.
Miftah ei-Hisab'taki Mukarnaslar Bölümünün Özet Çevirisi:
Mukarnaslar düzlem ve kenarlarıyla kırılarak yükselen bir tavandır.
Her kenar yanındakiyle dik, yarım dik veya birbuçuk dik açı yaparak
kesişir. İki düzlem ve tavanının oluşturduğu birime *yuva* adı verilir.
Yatay düzlemdeki en uzun kenar mukarnas ölçeği olarak kabul edilir.
Mukarnaslar dörde ayrılır: basit, çamurdan, kavisli ve Şirazi.
Basit mukarnaslarda yuvalar yalnızca baklava-benzeri ve dikdörtgenlerden
oluşur. Tavanlarında ise şu şekiller bulunur: kare, baklava,
badem, yanm-kare, yanm-baklava, ıki-bacaklı (badem-tamamlayan
da denir) ve arpa-tanesi. Kare, baklava, iki-bacaklının uzun kenarı,
yanm-kare veyarım-baklavanın bacağı, ve arpa-tanesinin kısa kenarı
birbirlerine ve hepsi mukarnas ölçeğine eşittir. Karenin kenarı = 1
ise; bademin veya tamamlayanın kısa kenarı = 0,414214; yarım baklava
= 0,765367. Tavanlardaki şekillerin alan değerleri ise şöyledir:
kare - 1; baklava = 0,707107; badem = 414214; yanm-baklava =
0,353553; badem-tamamlayan = 292893; yanm-kare = 0,5.
Çamurdan mukarnası İsfahan'daki eski yapılarda gördük. Esas olarak
basit mukarnasa benzer, ancak sıra yükseklikleri eşit değildir.
Kavisli mukarnas da basit mukarnasa benzer, fakat tavanları kavislidir
ve tavanların arasına üçgen veya iki-bacaklılar girer, yuva yüzeylerinin
taban kenarları yalnızca şu değerlerden birine sahip olabilir: 1;
0,707107; 0,414214; 0,765367. Bütün kenarların toplamı düzeltme
katsayısıyla (1,726045) çarpıldığında yuvaların alanı bulunmuş olur.
Araya giren elemanların alan değerleri şöyledir: Üçgen = 0,5o7129;
kısa-ikı-bacaklı = 0,610328; uzun-iki- bacaklı = 1,014473; kavisli
badem = 0,633709. Eğer mukarnasın en üst sırasında arpa-taneleri
bulunuyorsa, bunların alanını bulmak için uzun köşegeni kısa
köşegenin yarısıyla çarparız.
Şirazi mukarnas kavisli mukarnasa benzer, fakat yuva tabanları daha
derindir ve tavanlarında üçgen, dörtgen, beşgen, altıgen, sarkıt veya
başka şekiller bulunur. Bu mukarnas türünde alan ölçümü ancak bir
cetvel aracılığıyla yapılabilir. Bulunan yuva kenarlarının değeri yine
düzeltme katsayısıyla çarpılır.
EL-KASHI AND STALACTITES METU JFA 1990 49
Yapı ustaları önce her yuvanın profilini veren alçıdan bir
örnek hazırlar, sonra bunu çoğaltır ve yuvaları bunlarla inşa ederler.
Ancak kemerin arkasına rastlayan elemanlarda düzeltme yapmak
gerekebilir.
Sonuç olarak, el-Kaşi'nin mukarnaslar konusunda anlattıklarının mimarlık
tarihi araştırmaları açısından önemli katkıları olacağını söyleyebiliriz. El-Kaşi
sistematik bir yaklaşımla mukarnaslan temel elemanlara indirgeyerek
açıklamakta, ancak tasarım ve kompozisyon konularını ihmal etmektedir.
Ayrıca, verdiği bilgileri farklı yörelerdeki mukarnaslar için genel kurallar olarak
kabul etmek yanıltıcı olabilir. Bu konuda mevcut örnekler üzerinde araştırmalar
yapmayı yararlı görmekteyiz.
FULL TEXT (PDF):
- 1-2
31-49