MEMORIALIZATION AS THE ART OF MEMORY: A METHOD TO ANALYSE MEMORIALS
Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Memorialization as the reification of past experiences crystallizes the
bi-directional relation between memory and architecture in its pure
form. Memorials, because of this long-established relation, constitute
an expense area of knowledge where the theories of diverse -such as
social, psychological, cognitive, urban or architectural- studies intersect.
Addressing that interdisciplinary area, this study proposes a new approach
derived from classical memorising technique of the art of memory (ars
memoriae) to analyse different examples of architectural memorialization
(1).
Beyond being just a technique, the art of memory has been considered as a
form of art in the western tradition for centuries (2). As an essential part of
rhetoric it was developed in the Classical period as a practical instrument
by orators to perfectly memorize their speeches. In spite of the Renaissance
elaboration of this art, its initial principles were very simple: putting the
imagines (images), which were mental representations of memorised things,
in well-ordered and mentally completely constructed loci (places), which
could either be a part of a known building or an imaginary designed
spatial organisation. Going out on a mental journey through these places
provided the rhetoricians to memorise and remember their speeches.
Furthermore, throughout the ages, this art has been embellished by
diverse individuals not only who aimed at inscribing specific things to
their personal memory, but also who wanted to affect the interpersonal
memory of groups of individuals in order to generate particular modes
of collective remembering (3). In comparison, the historical background
mnemotechniques of modern times seems just a simplified form of this
classical art par excellence.
In this study, I claim that if one looks at a memorial as the representational
image of a specific event in a well-defined place built to remind the
observers of that event, and then one can see the act of architectural memorialization as the materialisation of the basic principles of the art
of memory. From this conceptual framework, mental representation
becomes the physical form of the memorial and locus becomes the place
where that form exists. This basic definition covers not only conventional
commemorative structures, which are erected to preserve the memory
of the past, but also existing buildings or natural formations, which are
dedicated to remind the observer of a specific event or person. Considering
that the art of memory provides a long lasting remembering about a chosen
subject, this study argues that the analysing method derived from that art
makes it possible to evaluate memorials in terms of the remembering they
propose. The objective here is to remodel the modus operandi of the art of
memory as a method to analyse the effectiveness of memorials in creating
specific modes of remembering for their observers. Undeniably, the design
strategy in an architectural memorialization depending on the principles of
the art of memory enhances not only the particular mode of remembering
during the occurrence of experience but also the permanence of that
remembering on memory. The initial structure and principles of the art that
was firstly defined in Ad Herennium -first autonomous survived work on
the art- constitutes the theoretical basis of the method (4).
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Günümüz çoğulcu sanat ve mimarlık akımları içerisinde, bir olayı ya da
bir kişiyi anıtlaştırmak ezici, hükmedici yapılar dikmekten, günlük ve
geçici anma mekanları oluşturmaya kadar uzanan büyük bir çeşitlilik
göstermektedir. Bu çeşitlilik, bellek ve onun anıtlaştırılması kavramlarının
kültürel, coğrafi, felsefi yada dönemsel algılanış farkları ile de birleşince,
gerek mimari dil gerek de anma yaklaşımı olarak birbirinden tümüyle
farklılaşan anıt örneklerini aynı çerçeve içerisinde anlamaya çalışmak
ve karşılaştırmak neredeyse olanaksız hale gelmektedir. Bu çalışma ise
dayandığı klasik ezberleme tekniği olan ‘Bellek Sanatı’nı (Ars Memoriae)
temel alarak tüm bu farklı anıtlaştırma biçimlerini araştırmamızı ve
karşılaştırarak anlamamızı sağlayacak bir analiz yöntemi önerir.
Belagat sanatını icra edenlerin antik çağlardan beri kullanageldikleri bellek
sanatı, en saf haliyle ezberlenmek istenen yazı ya da konunun hayali olarak
yaratılan görsel imgelerinin zihinde oluşturulan mekanlar silsilesine sırayla
yerleştirilmesi ve ezberlenmiş halinin gerektiğinde bu mekanların zihinsel
olarak ziyaret edilerek imgeler aracılığı ile eksiksiz bir şekilde hatırlanması
olarak tarif edilir. Güncel hayattaki önemi azalmış olsa da günümüze kadar
etkinliğini korumuş olan bu teknik, çağlar boyunca sadece zihinsel olarak
kişilerin kendi hafızalarını güçlendirmeleri için değil, özellikle Rönesans
döneminden itibaren fiziksel olarak da kolektif hatırlamayı biçimlendirmek
amacıyla kullanılmıştır. İnşa edilmiş bellek tiyatroları, kentler için
tasarlanmış olan bellek rotaları yada müze sergileme mekan izlekleri bellek
sanatının hatırlamayı tekilleştirmek için kullanılmasına yönelik tarihsel
örnekleri oluşturur.
Tüm bunların yanında, anıtlar hatırlatılmak istenen olay ya da kişinin
görsel temsilinin belirli bir yerde inşa edilmesi olarak tanımlanırsa, mimari
anıtlaştırma bellek sanatı’nın temel prensiplerinin fiziksel dünyadaki en
somut biçimi ve en fazla sayıda inşa edilmiş örneği haline gelir. Bu tanımı
esas alarak yola çıkan bu çalışma, bellek sanatının prensiplerini farklı
anıtlaştırma yaklaşımlarının analiz edilmesine olanak verecek bir yönteme
dönüştürür. Yöntem, bellek sanatı’nın günümüze kadar kalabilmiş otonom
ilk kaynağı olan Ad Herennium adlı metindeki en temel hali dayanak
kabul edilerek biçimlendirilmiştir. Analiz yöntemi İmge, Yer ve İmge-Yer
ilişkisi şeklindeki üç elemandan oluşur. Anıtları bu elemanlar aracılığı
ile analiz etmek araştırma yapan kişiye, bakılan örneklerin anıtlaştırma
yaklaşımları ne denli farklı olursa olsun ortak bir çerçeve oluşturma ve
ayrıca, önerdikleri hatırlamanın bireylerin hatırlama biçimini yönlendirme
niteliğini değerlendirme olanağı verecektir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
267-280