THE DISCOURSE OF MODERNITY: THE MODERN SUBJECT AND HIS/HER ANXIous gaze
Journal Name:
- Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
Modernity and modern life met with critique starting from the last
quarter of the nineteenth century and continuing to the present through
countless texts including classical theoretical writings, images, cultural
objects, architectural practices, works of art, literary works, scientific and
unscientific articles, reviews, movies, letters, lectures, etc. Regardless of
whether they are discursive or not, these texts construct a point of view
and a particular meaning concerning the mental health of the modern
individual. In other words, the general domain of all these texts has
produced a ‘discourse’ that says that the conditions of modern life and of
the metropolis/megalopolis return to the modern individual as negative
dialectics between ‘the subject and the object’, ‘the self and the other’,
‘freedom and security’, ‘standardization and individualization’ and
‘individual and social’.
This study aims to analyse modernity as a discourse focusing on its
modern individual. Discourse is here meant the notion that takes central
part in Michel Foucault’s (1926-1984) fundamental theoretical argument. In
the Foucauldian sense, discourse means an identifiable group of statements
that is comprised of all utterances, actions, practices and texts which have
meaning and which have some effect in the real world that consider the
‘modern individual as standardized, individualized, alienated, homeless,
etc.’
In order to illustrate the general domain of all statements, the study
emphasizes classical theoretical texts of modernity clarifying social changes
that played important roles in the rationalization and standardization of
the modern individual as ‘utterances or written/spoken things’. The study
claims that these discursive utterances/texts that are produced than in the
rules and structures which produce particular utterances and texts. Here,
art works as ‘invisible things’ are produced by the classical theoretical
texts. These heterogeneous kinds of art works (visual texts), which make
up not only an individualizable group of statements but also constitute
-discursive formation of modernity- the particular structure of this
discourse, are regulated with the titles as ‘subject-object, ‘place-homelandhome’,
‘standardization-individuality-freedom’ referring to the classical
theoretical (written) texts -Baudelaire’s, Simmel’s, Benjamin’s, Berman’S,
Sennet’s- in intertextual relationships.
The aim of this analysis is not only to clarify the visions along with the
statements through various written texts (utterances) directed/produced
for modern individul from the capitalist modernity to the global capitalist
modernity of today but also illustrates these all abstract through art works
that are accepted as images, visual texts (invisible things) knowing that
visions are important source of imagery.
The texts as utterances or invisible things, are considered as visions
along with themes and statements rather than reality or truth. So this
study does not try to proof a reality, tries to display a perception that has
power to convince society bombarded with the utterances and images.
Critical writings of modernity render modern individual in the images of
rationalization, alienation, isolation, standardization, individualization,
and homelessness. So, beside the writings of modernity, the argument
is presented through discursive art objects/things taken as the texts that
have the power to visualize anxious visions on/of modern individual
embodying not only rhetorical metaphors, tropes and motifs concerning
modernity.
And lastly, this study rightly observes and claims dominance of an anxious
gaze that could transform into a single utterance: ‘modern individual is
unhappy/traumatic’. In other words, one may identify the characteristics
of a discourse of a ‘modern’ culture in a single utterance.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Ondokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden günümüze, modernlik ve modern
hayatın eleştirileri pek çok farklı disiplin üzerinden klasik teorik yazılar,
imgeler, kültürel nesneler, mimari pratikler, bilimsel ve bilimsel olmayan
makaleler gibi sayısız metin üzerinden beslenmektedir (1). Bu çalışmanın
amacı sosyal bir durum olarak modernliği, farklı disiplinlerde üretilmiş
çeşitli metinleri ile ve eşliğinde, modern bireyine odaklanarak bir söylem
olarak ele almak ve analiz etmektir. Yapılan söylem analizi Michel
Foucault’nun (1926-1984) Bilginin Arkeolojisi (L’archéologie du Savoir) (1969)
adlı eserinde geliştirdiği kuramsal tartışma üzerine temellendirilmiştir.
Temel olarak Foucaultgil bakış, eylemleri, sözleri, yazıları, imgeleri
kapsayan ayrıştırılmış ifade grupları ve düzenlenmiş pratikler aracılığı
ile toplumsal yaşam üzerinde bir anlam, bir etki, bir algı yaratılışının
mekanizmalarını araştırır. Foucault çeşitli ve birbirinden farklı metinlerin
nasıl biraraya gelerek belli bir bakış açısını ve bir söylemi oluşturduğu
üzerine odaklanır.
Ondokuzuncu yüzyıldan günümüze felsefe, sosyoloji, edebiyat, psikoloji
ve sanat gibi pek çok farklı alanda üretilmiş olan modernlik metinleri, bu
doğrultuda, modern bireye yönelik bakışlar olarak ifadelerine ayrıştırılarak
ele alınmıştır. Üretilen metinler çarpıcı ifadeler eşliğinde modern
bireye odaklanmaktadır. Bu çalışma bu ifadelerin nasıl farklı üretim
alanlarında çoğalarak, tekrarlanarak gruplandıklarını ve hangi dominant
algıyı oluşturduğunu ya da modern bireyin nasıl karakterize edildiğini
göstermeyi hedeflemektedir. Bu nedenle bu metin de söylemin kuruluş
mekanizmasına benzer şekilde ifadelere, tekrarlarına ve çeşitlemeler
halinde çoğalmasına dayanacaktır. Bu ifadeler kimi zaman açıkça
kelimelerde yerini bulmakta, kimi zaman ise imgeler içine gömülmekte
ve referanslar sistemine ihtiyaç duymaktadırlar. Ancak sonunda her bir
söylem bir diğer bakışı beslemekte, hatta üretmekte ve ‘Modern birey
mutsuzdur’ diye vurgulayabileceğimiz bir ifadenin eşlik ettiği baskın bir
algıyı oluşturmaktadır. Ortaya çıkan ifadelerin değerlendirilmesi baskın
algının endişe dolu vizyonlar tarafından beslendiğini göstermektedir.
Bu vizyonların beslendiği başlıca kavramlar ise yalnızlık, yabancılaşma,
bireyselleşme, yersizlik-yurtsuzluk ve ev özlemidir.
Bu çalışma modern kültürde, yalnızlık, yabancılaşma, bireyselleşme,
yersizlik-yurtsuzluk ve ev özlemi gibi temalardan beslenen modern
bireye yönelik endişe dolu bakışları ‘Modernlik’, ‘Modernlik Söyleminin
Epistemesi’, ‘Modernlik Söyleminin Etkinleştirici Stratejisi’ adlı başlıklar
altında ele alır. Bu söylem Descartesçı düşünce sisteminde kök salan,
modernliğin görsellik üzerine kurulu dilini ve sanayileşme ve küreselleşme
eşliğinde de, kültürel, ekonomik, toplumsal ve psikolojik bir durum
olarak modernliği tartışmayı gerektirir. Bir modernlik eleştirisi olarak bu
çalışma, modernlik eleştirisinden ayrı düşünemeyeceğimiz modern bireye
yönelik söylem(ler)i, edebiyat, sosyoloji, felsefe gibi disiplinler arasında
üretilen yazılı kuramsal metinler (söylenenler) ile bazen salt sanat, bazen
ise sanat ve tasarım arakesitinde üretilmiş olan, Modernlik söyleminin
etkinleştirici stratejisi olarak beliren, söylemsel nesneler (görünenler)
arasında metinlerarası okuma yaparak yorumlar. Başka bir deyişle, bu
çalışmanın amacı modernliğin görsel retoriklerini formüle etmek, söylemin
atomu olan ifadelerine ayrıştırmak ve Foucaultgil söylemsel oluşumda
bir söylemsel metnin başka metinleri nasıl ürettiğini göstermektir. Sonuç
bölümü olan ‘Endişeli Bakışlarda Mutsuz Birey’ başlığı altında modernlik
eleştirisinin ürettiği ifadeleri gruplar. ‘Modern birey mutsuzdur’ ifadesini,
tüm diğer endişe verici ifadelerin uzantısında ayrıca gözlemler ve kendisi
bu araştırma metninin atomu olarak ayrıca üretir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
141-171