RADIOGRAPHIC AND ENDOSCOPIC EVALUATION OF GASTROINTESTINAL TRACTUS IN CHILDREN WITH HENOCH - SCHONLEIN SYNDROME
Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Gastrointestinal (GI) tractus involvement of Henoch-Schönlein syndrome (HSS) is well known. The aim of this study was to assess the radiographic and endoscopic findings ofGI tract in children with HSS. This study included a total of 40 patients (25 girls, 15 boys), aged 3 to 14 years (average 8.52±3.08 years). Fifteen age-and sex-matched healthy subjects served as controls for sonographic parameters. Patients were initially evaluated with abdominal computerized tomography (CT) (40 pts), doppler ultrasonography (US) (29 pts) and upper GI endoscopy(I6 pts). Duodenum wall thickness (DWT), duodenal diameter (DD) and stomach wall thickness (SWT) were measured with US. Doppler US was repeated in 20 of 29 patients after 6 months of clinical improvement. Immunohistology of biopsy specimens obtained during endoscopy was also assessed. Statistical evaluation was made by Mann-Whitney-U and Wilcoxon tests. Abdominal ÇT findings consistent with intestinal gas distension and hypomotility (8 cases), intestinal wall thickness (6 cases) and free abdominal fluid (4 cases). Mean DWT (2.69±0.85 mm vs. 1.91±0.18 mm), DD (5.81±l.45 mm vs. 4.54±0.43 mm) and SWT(3.32±0.71 mm vs 2.08±0.18 mm) values detected by US were significantly higher in patients compared with controls (p<0.01). After 6 months these values regressed to normal controls. Endoscopy revealed erythematous gastritis in 12 of 16 cases (75%), mucosal redness in 6 (37%) and purpuric lesion in 3 (18%). Biopsy demonstrated no immune deposits in 16 pts. In 4 cases in whom histologic evaluation was also performed, nonspesific inflamatory findings were determined on biopsy specimens. Sensitivity, spesificity, negative predictive value and positive predictive values for DWT and DD detected with
US were 71%, 50%, 66% and 71%, whereas 90%, 100%,
100% and 90% for SWT and 35%, 50%, 90% and 35% for abdominal ÇT, respectively. In conclusion, US may be the preferable option in children with HSS to detect GI involvement, especially when GI symptoms develop prior to the cutaneous lesions
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Henoch-Schönlein sendromunda (HSS) gastrointestinal sistem (GÎSj tutulumu iyi bilinmektedir. Bu çalışmada HSS'lu çocuklarda GÎS bulguları radyolojik yöntemler ve endoskopi i/e değerlendirilmiştir. Çalışma 25 'i kız, 15 'i erkek toplam 40 hasta üzerinde yapılmıştır. Olguların yaş dağılımı 3-14 yaş arasında olup, yaş ortalaması 8.52±3.08yıldır. Ayrıca 4-13 yaş arasında 15 sağlıklı çocuk kontrol grubunu oluşturmuştur. Kontrol grubunun yaş ortalaması ise 7.73±3.23 yıldır. Hastaların tümü (n=40) abdominal bilgisayarlı tomografi (BT), 29 'u doppler ultrasonografi (US), 10 yaşın üzerindeki 16 olgu üst GİS endoskopisi ve kontrol grubu (n=15) ise doppler US ile değerlendirilmiştir. Doppler US ile duodenum duvar kalınlığı (DDK), duodenum çapı (DÇ) ve mide duvar kalınlığı (MDK) ölçülmüştür. Klinik bulguların tamamen kaybolmasından 6 ay sonra 20 hasta doppler US ile yeniden değerlendirilmiştir. Ayrıca endoskopi sırasında mide ve duodenumdan alman biyopsi örnekleri immunfloresan (IF) ve ışık mikroskopisi (İM) ile incelenmiştir. İstatistiksel değerlendirme Mann-Whitney-Utesti ve Wilcoxon bağımlılık testi ile yapılmıştır. Abdominal BT'de olguların 8 'inde (%20) intestinal gaz distansiyonu ve hipomotilite, 6'smda (%15) barsak duvarında kalınlaşma, 4'ünde (%10) karında serbest sıvı saptanmıştır. Doppler US 'de DDK, DÇ ve MDKhastagrubunda kontrol grubuna kıyasla anlamlı olarak artmıştır (p<0.01). Hasta grubunda klinik iyileşmeden 6 ay sonra tekrarlanan doppler US'de DDK, DÇ ve MDK'lan anlamlı olarak gerilemiş (p<0.01) ve kontrol grubuna kıyasla anlamlı farklılık olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Endoskopi yapılan 16 hastanın 12'sinde (%75) eritematöz gastrit, 6'sında (%37) mukozal hiperemi ve 3'ünde (%18) mukozal peteşi saptanmıştır. Biyopsi örneklerinin (n=16) IFyöntemle değerlendirilmesinde herhangi bir immun depolanma saptanmazken, aynı zamanda İM ile değerlendirilen 4 olgunun hepsinde yangısal hücre reaksiyonu saptanmıştır. Endoskopi "gold" standart kabul edildiğinde doppler US'de DDK ve DÇ ölçümünün duyarlılığı %71, özgüllüğü %50, yalancı negatiflik oranı (YNO) %66, yalancı pozitiflik oranı (YPO) %71 ve doğru tanı koyma oranı (DTKO) ise %50 bulunmuştur. MDK ölçümünün ise duyarlılığı %90, özgüllüğü
%100, YNO %100, YPO %90, DTKO %75 saptanmıştır.
Abdominal
BT'nin duyarlılığı %35, özgüllüğü %50, YNO %90, YPO %35, DTKO ise %37.5 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak özellikle deri döküntülerinin henüz ortaya çıkmadığı ve kuşkulanılan HSS'lu çocuklarda GİS tutuluşunu göstermede radyolojik tetkikler içinde US ilk başvurulacak yöntem olabilir.
FULL TEXT (PDF):
- 2
98-102