The Effect of Different Antihypertensive Treatment Methods on Endothelial Functions in Patients With Chronic Renal Failure on Hemodialysis
Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Hypervolemia and uremic toxins result in accelerated atherosclerosis in chronic renal failure by
causing endothelial dysfunction hypertension. The vast majority of patients undergoing renal
replacement therapy are hypertensive and hypervolemic. It is accepted that these two risk factors
are the most important causes of mortality. While five-year survival in hemodialysis patients using
antihypertensive drugs is 40-50%, ten-year survival in hemodialysis patients applied strict volume
control is 70%.
MATERIAL and Method: The study was composed of three groups as follows: control group
(n=30), hemodialysis patients (normotensive with hypotensive drugs HDdrug, n=30), hemodialysis
patients (normotensive with strict volume control HDvc, n=30). von Willebrand factor (vWF), D-dimer,
nitric oxide (NO), homocysteine and routine biochemical parameters were studied in all groups.
Result s: Although the interdialytic weight gain of the hemodialysis patients using antihypertensive
drugs was higher than hemodialysis patients applied strict volume control (p<0.001), the blood
pressure of the drug users was within the acceptable levels. However, the levels of vWF, and, D–dimer
in patients applied volume control were lower than that of HDdrug.
Conclusion: In conclusion, although antihypertensive drugs can decrease elevated blood pressure
to a limited extent in dialysis patients, they cannot improve the endothelial dysfunction. Elevated
blood pressure and endothelial dysfunction are controlled effectively with volume control.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Kronik böbrek yetmezliğinde hipertansiyon, hipervolemi ve üremik toksinler endotel disfonksiyonuna
neden olarak hızlanmış ateroskleroza yol açmaktadır. Renal replasman tedavisi almakta olan kronik
böbrek yetmezlikli hastaların büyük çoğunluğu hipertansif ve hipervolemiktir. Bu iki risk faktörü en
önemli mortalite nedeni olarak kabul edilmektedir. Antihipertansif ilaç alarak normotansif hale gelen
hastalarda beş yıllık yaşam beklentisi %40-50’lerde iken, sıkı volüm kontrolüyle normotansiyon
sağlananlarda ise on yıllık yaşam beklentisi %70’lere çıkmaktadır.
GEREÇ ve yöntem: Çalışma grupları, kontrol grubu (n=30), hemodiyalize giren ve sıkı volüm
kontrolü uygulanarak normotansif olan hasta grubu (HDvk) (n=30) ve hemodiyalize giren ve
antihipertansif ilaç kullanarak normotansif olan hasta grubu (HDilaç) (n=30) şeklinde oluşturuldu. Tüm
gruplarda, von Willebrand factor (VWF), D-Dimer, nitrik oksit (NO), homosistein ve rutin biyokimya
parametrelerine bakıldı.
Bulgular: HDilaç grubunun iki diyaliz arası kilo alımı, HDvk uygulanan gruba göre anlamlı
olarak yüksek olmasına rağmen (p<0,001), HDilaç’ın tansiyonu kabul edilebilir değerler içindeydi.
Ancak, vWf düzeyi ve D-dimer düzeyleri HDvk uygulanan hemodiyaliz hastalarında, HDilaç uygulanan
hastalara göre düşük düzeydeydi.
Sonuç: Sonuç olarak, diyaliz hastalarında yüksek kan basıncını antihipertansif ilaçlarla tedavi
etmeye çalışmak, bozuk olan endotel fonksiyonlarını düzeltmemektedir. Sıkı volüm kontrolüyle,
hastaların hipertansiyonları daha iyi kontrol altına alınabilirken, endotel fonksiyonları da oldukça iyi
korunabilmektedir.
FULL TEXT (PDF):
- 1
17-22