Evaluation of Sociodemographic Characteristics and the Relationship
Between Initial Complaints and Histopathological Diagnosis of Patients
Who Underwent Kidney Biopsy Procedure Between 2007-2011
Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Keywords (Original Language):
Abstract (2. Language):
OBJECTIVE: The aim of this study is to evaluate the relationship between patients’ age, gender, body
mass index, family history, initial complaints and histopathological diagnosis and progression to end
stage renal failure.
MATERIAL and METHODS: 268 patients, who had renal biopsy in GATA Nephrology Department
between 2007 and 2011, included to the study. All of the patients had native renal biopsy. The patients’
clinical and pathological fi ndings were compared with age, gender and other sociodemographic features.
RESULTS: The mean age was 34±15 years among men and 47±17 years among women. The most
common histopathological diagnosis was FSGS with the rate of 20.9% (n=56) and the second was IgA
nephropathy with the rate of %18.7 (n=50). The rate for completely asymptomatic patients without any
complaints or abnormal test results or patients who were determined during routine examination before
the operation found to be 25,7% (n=69). Face and leg edema found to be the most common complaint.
CONCLUSION: Fighting against risk factors (hypertension, diabetes, smoking, obesity, etc.) even
before the disease presents, which actually is the basis of preventive medicine; will slow down the
progression of CKD, decrease mortality and morbidity, and thus will contribute to the country’s
economy.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı; böbrek biyopsilerinin incelenerek, hastaların yaş, cinsiyet, vücut kitle
indeksi, aile öyküleri ve geliş şikayetleri ile hastaların histopatolojik tanıları ve son dönem böbrek
yetmezliğine ilerleme durumları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesidir.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmaya GATA İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Nefroloji Bilim Dalında
2007-2011 yılları arasında böbrek biyopsisi yapılan 268 hasta dahil edildi. Hastaların tümü native
böbrek biyopsisi olan hastalardı. Veriler SPSS-15 programına aktarılarak istatistiksel analiz yapıldı.
BULGULAR: Hastalarımızın %83,2’si (n= 223) erkek, %16,8’si (n=45) kadındı ve yaş ortalamaları
erkeklerde 34±15 iken kadınlarda 47±17 idi. Hastalarımızın %50’si (n=134) 20-29 yaş aralığındaydı.
Böbrek biyopsisi yapılan hastalarda en sık histopatolojik tanı % 20.9 (n=56) ile FSGS idi. 2. sıklıkta ise
%18.7 (n=50) ile IgA nefropatisi bulundu. Hastalarda en sık biyopsi endikasyonu asemptomatik idrar
bozukluğu, 2. sıklıkta ise nefritik sendrom idi. Herhangi bir şikayeti olmayıp tamamen asemptomatik
olan veya operasyon öncesi yapılan rutin tetkikler sırasında tespit edilen hastalarımızın oranı %25,7
(n=69) olarak saptandı. En sık şikayet bacaklarda ve/veya yüzde şişlikti.
SONUÇ: KBH ile mücadele etmede en etkin yöntem birinci basamakta görev alan aile hekimlerine
düşmektedir. Koruyucu hekimliğin temeli olan hastalık ortaya çıkmadan önce hastada mevcut olan risk
faktörleriyle (hipertansiyon, diyabet, sigara, obezite vb.) mücadele etmek; salgın haline gelmiş olan
KBH’nın ilerlemesini yavaşlatarak mortalite, morbiditeyi azaltarak ülke ekonomisine büyük kazanç
sağlayacaktır..
- 3