IMMUNISATION IN RENAL PATIENTS
Journal Name:
- Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Enfeksiyon hastalıklarının kontrol altına alınabilmesi ve eradikasyonu, geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanılmaya başlanması kadar, etkin aşıların ge¬liştirilmesi ve uygulanması ile gerçekleştirilmiştir. Bi¬lindiği gibi aşının koruyucu etki gösterebilmesi için uygun yaşta, uygun tipte ve etkin dozda yapılması şarttır. Aşıların çocukların hastalıklara yakalanma ris¬kinin en fazla olduğu dönemlerde yapılması gerekir. Bu doğrultuda yapılan geniş araştırmalar sonucunda her aşı için belirli bir aşı takvimi geliştirilmiş ve bu takvime uyulması ile en yüksek düzeyde korunma sağ¬landığı doğrulanmıştır. Bugün normal çocukların aşı¬lanmasında Amerikan Pediatri Akademisinin Enfeksi¬yon Hastalıkları Komitesi ve Amerika Halk Sağlığı Bağışıklama Danışma Kurulunun önerip hazırladığı aşı takvimi kullanılmaktadır (1).
Çocukluk yaş grubunda enfeksiyon hastalıklarına karşı yeterli bir korunma sağlanabilmesi için aşı prog¬ramının eksiksiz olarak tamamlanmış olması ve bu aşı takvimlerinin özellikle sık enfeksiyon geçiren ço¬cukları da kapsaması gerekir.
Bilinen veya bilinmeyen etkenlere bağlı immun sis¬temi baskılanmış hastalıklarda ise doktorlar çoğunluk¬la aşı önerisinde bulunmaktan kaçınmakta veya ürk-mektedir (2). Bu hastalar enfeksiyonlara daha sık ma¬nız kalmakta ve komplikasyonlar daha sık gelişmek¬tedir. Diğer bir deyimle bu tip hastalar enfeksiyonlar¬dan daha sık ve daha kolay yakalanmaktadır. O halde immun fonksiyon değişikliği gösteren bu hastalara (ör¬neğin böbrek hastaları) aşı önerilmesindeki yavaşlık belki d# en büyük talihsizliktir. Doktorların ve nefro-logların bu konudaki korku ve isteksizliklerinin neden¬leri araştırılmalı ve kuşkular ortadan kaldırılmalıdır. Bu isteksizliğin başlıca iki nedeni olabilir:
1. Yasal kısıtlamalar: Böbrek hastalarının aşılan¬masında yasal bir kısıtlama bulunmamaktadır (3, 4).
2. Tıbbi (Medikal) sakıncalar: Böbrek hastalarının aşılanmasında kesin bir kontrendikasyon bildirilme¬mektedir. Böbrek hastalarının aşılanmasındaki istek-
sizlik kuşkulardan kaynaklanmaktadır (1, 2). Bu kuş¬kular 2 ana başlık altında toplanabilir.
1. Bağışıklama sonrası görülen nefropatiler (Post vaccinal nefropati)
2. Böbrek hastalarında bağışıklama (immun yeter¬sizlik gösteren veya immun sistemi baskılayan ilaç kul¬lanan hastalarda aşılama)
I. Bağışıklama sonrası görülen nefropatiler a) 1916'da Nobercourt ve Peyre böbrek hastalıkları ile aşı arasında bir ilişki varlığını bildirmiştir. 1937deMeersseman tifo, paratifo aşısı yapılan 10.000 kişiden 13'ünde aşı sonrası nefropati geliştiğini bildir¬miştir. Bu oran 1/1000'dir ve sekel bırakmadan iyileş¬mektedir. 1941'de Fransa Sağlık Bakanlığı aşılamadan önce hastalarda proteinüri ve glukozüri aranma zorun¬luluğu getirmiştir. Daha ilerki yıllarda Porge postvac-cinal nefropatinin %13, Bernak ve ark. %0.1 olduğunu saptamış. Oyri ve ark. DT + Antitifo paratifo (TAB) aşısı yapılan 670 kişiden hiçbirinde böbrek bulgusuna rastlamadıklarını bildirmiştir. Postvaccinal nefropati-lerin tümü Fransız literatüründe saptanmıştır. Litera¬türde bağışıklama ardından gelişen böbrek bulguları çok değişkendir. 1916-1984 yılları arasında TAB, DT bağışıklamaya bağlı 171 olguda görülen komplikas-yonlar sıralanmıştır (3, 4). Bunlar;
1. Proteinüri; geçici, intermittant, bazan kalıcı nef-rotiksendrom (NS)
2. Hematüri; geçici, akut nefritik sendrom (ANS)
3. Geçici anüri şeklindedir. Akut böbrek yetmezliği
(ABY).
Bernard ve ark'na göre bağışıklama sonrası görülen nefropatiler 2 gruba ayrılır:
FULL TEXT (PDF):
- 1-2
7-10