Buradasınız

NÂBÎ DİVANI’NDA MEDİNE

MEDİNA IN NABİ’S DİVAN

Journal Name:

Publication Year:

DOI: 
http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.4345

Keywords (Original Language):

Author NameUniversity of AuthorFaculty of Author
Abstract (2. Language): 
In Classic Turkish Literature every part of the life of Prophet Muhammad has been analyzed in detail and everything related to Him has attracted the attention of divan poets. Wise poet Nabi, who was known as the pioneer of “hikemi tarz” in the 17th century and who influenced many poets and intellectuals, is also in love with the prophet like many other divan poets. The strongest evidence of his love and loyalty to Hz. Muhammad is his insistence and desire about visiting the sacred places and making a pilgrimage. The poet wrote a book named Tuhfetü´l-Haremeyn in which he gave the details about his pilgrimage. Nabi’s love for the places where the Prophet lived is seen not only in Tuhfetü´l-Haremeyn but also in his Divan. Nabi conveyed his feelings and ideas about the holy places to his readers with a literary style and chose his sayings about these places very carefully. Nabi has a special interest in Medine where Mescid-i Nebevi and Ravza-i Mutahhara exist. For him Medine is the last stop of his difficult and painful pilgrimage journey. The poet expresses his deep sorrow for leaving this city in an intimate way. In Nabi’s Divan, Medina is analyzed as a place which is preferred as the place for hegira of the prophet; in which Islam became systemized and spread, which hosts Mescid-I Nebevi and the tomb of Hz. Muhammad, in which the first azan was recited after the hegira and in which the soil is like the soil of the heaven.
Abstract (Original Language): 
Klasik Türk edebiyatında Hz. Muhammed’in hayatındaki her ayrıntı en ince noktasına kadar işlenmiş, onunla ilgili her şey divan şairinin ilgi alanına girmiştir. 17. Yüzyılda ‘hikemî tarzın’ öncüsü olarak bilinen ve kendisinden sonra sayısız edîb ve aydını etkileyen bilge şair Nâbî de pek çok divan şairi gibi bir peygamber âşığıdır. Nâbî’nin Hz. Muhammed’e duyduğu muhabbet ve bağlılığın en büyük delili, kutsal toprakları ziyaret etme ve hac farizasını yerine getirme konusundaki ısrarı ve iştiyakıdır. Nâbî, kutsal topraklara yaptığı seyahati Tuhfetü’l-Haremeyn adlı bir hac-nâme ile kaleme almıştır. Nâbî’nin Hz. Peygamber’in yaşadığı topraklara duyduğu muhabbet sadece Tuhfetü’l-Haremeyn’de değil; divanında da kendini gösterir. Şair, divanında, kutsal topraklarla ilgili duygu ve düşüncelerini edebî bir üslupla okuyucusuna aktarmış, bu husustaki söyleyişlerini itina ile seçmiştir. Nâbî’nin; Mescid-i Nebevî’nin ve Ravza-i Mutahhara’nın bulunduğu Medine’ye karşı ayrı bir teveccühü vardır. Medine, onun için her türlü meşakkat ve çileyi göze alarak çıktığı Hac seyahatinin son durağıdır. Şair, bu şehre veda ederken duyduğu üzüntüyü ve hüznü samimi bir üslupla dile getirir. Nâbî Divanı’nda Medine; Hz. Peygamber’in hicret mekânı olarak tercih edilmesi, Müslümanlığın bu şehirde sistemleşip yayılmaya başlaması, Mescid-i Nebevî’ye ve Allah Resûlü’nün kabrine ev sahipliği yapması, hicret-i Nebevî’den sonra ezanın ve kametin ilk defa burada okunması, toprağının cennet toprağına benzemesi münasebetiyle işlenmiştir.
2037-2047

REFERENCES

References: 

ATİK Hikmet, “Nâbî’nin Hayriyye’sinde İslam Esasları”, Şair Nâbî Sempozyumu 13-15 Kasım, Şanlıurfa 2009.
BİLGİÇ Musa, Buhârî’nin El- Câmiu’s-Sahîh’indeki Ezanla İlgili Rivayetlerin Hadis Tekniği ve Yorumu Açısından Değerlendirilmesi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2007.
BİLKAN Ali Fuat, Nâbî Divanı, MEB Yay, Ankara, İstanbul 1997.
BİLKAN Ali Fuat, Nâbî Hayatı Sanatı Eserleri, Akçağ Yayınları, Ankara 1999.
BOZKURT Nebi, “Ravza-i Mutahhara”, C.34, TDVİA, İstanbul 2007.
BOZKURT Nebi ve BÜYÜKAŞÇI Mustafa Sabri, “Medine”, C.28, TDVİA, Ankara 2003.
COŞKUN Menderes, Manzum ve Mensur Hac Seyahatnâmeleri ve Nâbî’nin Tuhfetü’l-Harameyn’i, Kültür Bakanlığı, Ankara 2002.
ÇELEBİ Evliya, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, (Haz: Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı, Robert Dankoff), C.9, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2005.
ÇELEBİOĞLU Âmil, “Türk Edebiyatında Manzum Dinî Eserler”, Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları, İstanbul 1998.
ÇELİKKOL Yaşar, “Cahiliye Döneminde Yesrib’in Etnik Yapısı (İlk Çağlardan M.600 Yılına Kadar)”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi C. 15, S. 1, s. 319-346, Elazığ-2005
DEVELLİOĞLU Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi, Ankara 1987.
DİRİÖZ Meserret, “Nâbî’nin Ailesine Dâir Yeni Bilgiler”, Türk Kültürü, S. 167, Ankara 1976.
KAPLAN Mahmut, Klasik Türk Şiirinde Hz. Muhammed, Etkileşim Yayınları, İstanbul 2010.
KARAHAN Abdülkadir, Nâbî, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara 1987.
KÖKSAL M. Fatih, Mevlid-nâme, Ankara 2011.
MENGİ Mine, Hikemî Tarzın Büyük Temsilcisi Nâbî, AKM Yayınları, Ankara 1991.
ÖZCAN Nurgül, “Molla Velî’nin Vefât-ı Nebî’si”, Turkish Studies, C.7, S.1, Ankara 2012.
SÂMÎ Şemseddin, Kâmus-ı Türkî, Çağrı Yayınları, İstanbul 1987.
SURUÇ Salih, Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Yeni Asya Neşriyat, C.1, İstanbul 2000.
TENİK Ali, “Nâbî’nin Tasavvuf Düşüncesi”, Şair Nâbî Sempozyumu 13-15 Kasım, Şanlıurfa 2009.
YENİTERZİ Emine, “Klasik Türk Şiirinde Ülke ve Şehirlerin Meşhur Özellikleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı Prof. Dr. Turgut Karabey Armağanı, C. 3, S.15, Ordu 2010.
YILMAZ Musa Kâzım, “Şair Nâbî’nin Hac Menasikiyle İlgili Duyguları”, Şair Nâbî Sempozyumu 13-15 Kasım, Şanlıurfa 2009.

Thank you for copying data from http://www.arastirmax.com