AFTER THE SECOND WORLD WAR AGAINST THE SOVIET THREAT IN WESTERN TURKEY TO COOPERATE WITH THE REMAINING PROCESS
Journal Name:
- Turkish Studies
Key Words:
Keywords (Original Language):
Author Name |
---|
Abstract (2. Language):
Second World War began on the ashes of First World War. Unresolved problems were the main reason that caused The Second World War. Turkey did not bow to pressures and started a new period of time giving a National Combat. However, Second World War caused important problems for Turkey too. Import and export rates decreased.
As soon as Second World War was over, although both sides laid their arms, Turkey had to keep 1.700.000 armed soldiers. Economical problems and being threatened by Soviets were quite important problem areas. In this situation, Turkey tried to find different ways to improve its relations with Western countries. American aid was received to meet the requirements of Turkish Army. American aid is known as Truman Doctrine and Marshal Aid. Turkey which was included into this aid was supported in this extent. As a result of this support, weapon systems were bought very cheap. After a while, substitute parts of those weapon systems created important cost.
Turkey, took pain over being active member of international organizations, too. Being a member of United Nations, Turkey sent troops Korean War and attended the war there. Turkish army showed great bravery. After this success and determination, Turkey strengthened its position in international area being a NATO member. As a result of this situation, Turkey both took itself secure position against Soviet threat and has become a country which gives important support to peace since 1950s. Latest examples of this are Bosnian War, Kosovo Expedition and Afghanistan Expedition.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
İkinci Dünya Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’nın külleri üzerinde başlamıştır. Çözümsüz kalan uluslar arası sorunlar bu savaşın en önemli nedeni olmuştur. Türkiye Batılı devletlerin dayatmalarına boyun eğmemiş ve Milli Mücadele vererek yeni bir dönem başlatmıştır. Ne var ki, 2. Dünya Savaşı Türkiye için de önemli sorunlara neden olmuştur. Savaş yıllarında ithalat ve ihracat miktarı düşmüştür.
Savaşın sona ermesi ile savaşan taraflar silah bırakmasına rağmen Türkiye 1.700.000 askeri silâhaltında tutmak zorunda kalmıştır. Ekonomik sorunlar ve ülkenin Sovyetler Birliği tarafından tehdit edilmesi oldukça önemli bir problem sahası olmuştur. Bu durum karşısında Türkiye, Batılı ülkeler ile ilişkilerini geliştirmek için yeni arayışlara girmiştir. Türk ordusunun gereksinimleri için Amerikan yardımı alınmıştır. Amerikan yardımları; Truman Doktrini ve Marşal Yardımı isimleri ile bilinmektedir. Marşal Yardımına sonradan dâhil olan Türkiye bu kapsamda desteklenmiştir. Bu desteğin bir sonucu olarak silah sistemleri oldukça ucuza alınmıştır. Bir süre sonra ise alınan silah sistemlerinin yedek parçaları önemli bir maliyet oluşturmuştur.
Savaş, Avrupa’da tarihin en büyük yıkımına neden olmuştur. Öyle ki, Birinci Dünya Savaşı sonunda ekonomisi çökmeye başlayan ve iki dünya savaşı arasında bu durumu toparlamaya çalışan başta İngiltere olmak üzere Avrupa’nın ve dünyanın belirleyici güçleri için bu savaş büyük bir yıkım olmuştur. Dünyada önemli bir güç dengesi dönüşümü ve eksen kayması yaşanmıştır. Ne var ki, yeni güç odakları tecrübe yoksunudurlar ve gelecekle ilgili öngörüleri hemen hemen yok derecesindedir. Yalta ve Potsdam Konferanslarında alınan kararlar bu durumun belgesi hükmündedir. Öte yandan savaş yıllarında savaşan taraflar beklenmedik ittifaklar yapmışlar ve bu durum savaşın tam da ortasında kalan Türkiye için büyük riskleri beraberinde getirmiştir. Türkiye, tarafını değişen dengeler sebebiyle savaşın sonuna kadar netleştirememiştir. Türkiye bulunduğu konum itibariyle savaşan tarafların ortasında kalan bir ülke olarak tarafların yoğun baskısına maruz kalmıştır. Ancak bununla birlikte Batı çizgisine daha yakın durduğu da bir gerçektir. Savaşın sonunda çöken Batı dünyası kendini idare edecek durumda değildir. Sovyet tehdidi ve 4. Enternasyonal olarak da anılan Komünform yeni bir tehdit unsuru olarak ortaya çıkarken kısa zamanda niyetini göstermekten çekinmemiştir. Savaş sonrasında en güçlü Batılı devlet olarak ortaya çıkan ABD, SSCB’nin barışın devamı için tehdit teşkil eden çalışmalarını bir süre için görememiştir. Ancak 1947’de büyük ölçüde Sovyetlerin yayılmacı tavrından endişe duymaya başlayan Amerikan yönetimi, Sovyet yayılmacılığının önündeki en güçlü kalenin Türkiye olacağına kani olmuş ve bu alanda siyasi kararlılığını ortaya koymaya başlamıştır. Bu gelişme sonrasında Türkiye, bir süre için rahatlamış ve yıllar içinde Kuzey komşusundan gelen baskı azalmıştır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin Doğu Avrupa’da yayılması ve yoğun baskısı Avrupalı devletleri de tesir altına almıştır. Batı devletler bu gelişmeler üzerine önce kendi aralarında güç birliği yapmaya başlamışlar, Brüksel Antlaşması imzalanmıştır. Bilahare bölgesel ve evrensel bir çatışmada güç birliği için 4 Nisan 1949 yılında Washington’da; Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İngiltere, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz ve Birleşik Devletler tarafından Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (North Atlantic Treaty Organızation-NATO)’sı imzalanmıştır
Türkiye, uluslararası örgütlerin etkin bir üyesi olmaya da özen göstermiştir. Birleşmiş Milletler üyesi olarak Kore Savaşı’na asker göndermiş ve orada savaşa katılmıştır. Türk ordusu büyük kahramanlık göstermiştir. Bu başarı ve kararlılık sonrası Türkiye bir NATO üyesi olarak uluslararası alandaki konumunu daha da güçlendirmiştir. Bu durumun sonucu olarak; hem Sovyet tehdidine karşı kendini emniyete alırken hem de 1950’lerden günümüze barışa destek veren önemli bir ülke olmuştur. Buna son örnekler ise; Bosna-Hersek Savaşı, Kosova Harekâtı ve Afganistan Harekâtı’dır.
FULL TEXT (PDF):
- 5
919-958