THE CONCEPT OF "AH" IN DIWAN OF FUZULİ
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author | Faculty of Author |
---|---|---|
Abstract (2. Language):
Fuzûlî is one of the biggest poets of Turkish Literature who lived
in XVI. Century. He prioritized lyricism in his works. He querreled with
not being known his wealth, loneliness and poorness in his times. He
didn't attract any attention, which he hoped, from oficials in his life
time and he couldn't get any answer to his applications. This
indifferences affected his psychology and sometimes this situation reflectedon his poems. Love and divine love came into prominence in his works. Also we can understand from his works that he had a grasp of sufistic matters. When he handled love and devotion themes, he ornamented themwith his idiosyncratic felicity. The curse theme, which
is the subject of this article, is passed approximatley in 73 couplets in his ghazels. The curse concepttook place interjectionally scarce in his works. It was used frequently like these completion; tîg-i ah, âteş-i âh, dûd-ı âh, berk-i âh and so on. It took place in one or two couplets as idiom, the two idioms mean "to curse for one's cruelty and "to be cursed for somebody's cruelty". The curse theme is one of the theme to articulate cases of lovers in diwan literature. The first sense of the curse in dictionaries is exclamation and the second is to express sadness and sorrow in lover's inner world. In literature it is used sometimes as exclamation and sometimes to mediate to explain for lover's sorrow. In the face of inaccessibility and indifference of beloved, lover get bored and he heaves such a sigh that he announced to the world his trouble. The smoke of his curse reaches to skies and fires candle of heavens. Fuzûlî thinks that cause of his curbe, he bothered all the world. It is commonly known that diwan poets who wants to explain his greatness of love and devotion, refer to exaggerated expressions. Fuzûlî often used the curse theme to express his love and devotion.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Fuzûlî XVI. yüzyılda yaşamış, Türk edebiyatının büyük
şairlerinden birisidir. Eserlerinde duygusallık (lirizm) ön plândadır.
Devrinde kıymetinin bilinmemesinden, kimsesizlik ve yoksulluktan
şikâyet etmiştir. Yaşadığı dönemde devlet adamlarından umduğu ilgiyi
görememiş ve yaptığı başvuruların cevabını dahi alamamıştır. Bu
ilgisizlik şairin psikolojisini etkilemiş ve zaman zaman şiirlerine de
yansımıştır. Eserlerinde beşerî ve ilâhî aşk ön plâna çıkmıştır. Ayrıca
onun eserlerinden tasavvufî konulara da vâkıf olduğu anlaşılmaktadır.
Fuzûlî aşk ve âşıklık konularını ele alırken kendine has üslûbuyla ince
hayâllerle süslemiştir. Bu yazıya konu olan Âh kavramı, gazellerinde
yaklaşık 73 beyitte geçmektedir. Âh ünlem olarak daha nâdiren yer
almıştır. Tîg-i âh, âteş-i âh, dûd-ı âh, berk-i âh ve benzeri şekilde
tamlamalarda sıklıkla geçmektedir. Birkaç beyitte de âh etmek, âh
almak deyimi yer almaktadır. Klâsik Türk edebiyatında âşığın hâline
tercüman olan kavramlardan birisi de "âh" kavramıdır. Âh'ın
sözlüklerde birinci anlamı nidâ, ikinci anlamı âşıkın iç âlemindeki
üzüntüyü, kederi dışa vuruşudur. Edebiyatta bazen nidâ olmuş bazen
de âşıkın derdini ifade etmesine vasıta olmuştur. Sevgilinin ilgisizliği ve
ulaşılmazlığı karşısında bunalan âşık, öyle bir âh çeker k i derdini âleme
duyurur. Âhının dumanı göklere yükselir ve feleğin kandilini
tutuşturur. Fuzûlî âhından dolayı cümle âlemi rahatsız ettiğini
düşünür. Aşkının büyüklüğünü ve âşıklığını anlatmak isteyen divan
şairleri mübalağalı ifadelere başvurdukları bilinen bir durumdur. Fuzûlî
aşkını ve âşıklığını ifade ederken âh kavramını sıklıkla kullanmıştır.
FULL TEXT (PDF):
- 9