ANNOTATION METHOD ŞEM'Î ŞEM'ULLAH FOLLOWED IN THEŞERH-I TUHFETU'L-AHRAR
Journal Name:
- Turkish Studies
Keywords (Original Language):
Author Name | University of Author |
---|---|
Abstract (2. Language):
“Annotation” work that we can define as an information for the reader and an effort to make clear the text is originally based on the commentaries penned in order to understand the Quran. In the annotation of the literary works, the idea that the reader's knowledge and experience will not be able to be sufficient to understand the text in question has been a basic starting point. It has been seen that the classical annotation procedure was mainly adopted on the annotation works in the Ottoman literature. The classical annotation procedure includes the literal features of the work; basic, phrasal and metaphoric meanings of the words; grammar knowledge and some literary arts located in the work. Both prose and verse annotations have been done in our literature, but mostly focused on the annotation of the works of Sufism. The annotation and translations of the works of Sufism as Masnavi, Gulistan, Divan of Hafiz, Bostan, Bahâristân, Matla'u'l-Envâr, Mantıku't-Tayr are quite common. Of the 16th century interpriters, Şem'î Şem'ullâh constituting the subject of this study has been known with the annotations that he realized on the basic Sufi works of the classical Persian literature and in particular with the annotation that he wrote to famous Masnavi of Mevlana. Like the other Ottoman court interpriters, Şem'î has also made his own innovations as well as adhering to the classic annotation procedure, and has mostly penned the annotations close to translate. Approaching to the translation of the annotations that Şem'î' made has arisen from keeping the meaning more in the forefront. He has opened the word which has the depth, verse and couplets and has found sufficient to translate the remaining elements. At the beginning of the differences that Şem'î' added to the classic annotation has mostly come the interpretation of the text according to the grammar characteristics and the poetry quotations supporting the review that he brought for the verse or verses. In this study, the style that Şem'î' followed in the annotation of Tuhfetü'l-Ahrar and the innovations he brought to the classic annotation has been tried to be determined with the examples from the works in question; hence, it has been thought that both the limits of Şem'î'’s annotation method would be determined and the new review and methods that he brought to his classic annotation method.
Bookmark/Search this post with
Abstract (Original Language):
Okuyucuyu bilgilendirme ve metni anlaşılır kılma çabası şeklinde tanımlayabileceğimiz “şerh” çalışması, köken itibarıyla, Kur’ân-ı Kerim’i anlamaya yönelik olarak kaleme alınan tefsirlere dayanır. Edebî eserlerin şerhinde, okuyucunun bilgi ve birikiminin söz konusu metni anlamaya yetmeyebileceği fikri, temel hareket noktası olmuştur. Osmanlı edebiyatındaki eser şerhlerinde ağırlıklı olarak klasik şerh usulünün benimsendiği görülmektedir. Klasik şerh usulü, eserin lafzî özellikleri; sözcüklerin temel, deyim ve mecaz anlamları; gramer bilgisi ve eserde yer alan kimi edebî sanatları açıklamayı kapsar. Edebiyatımızda hem manzum hem de mensur şerhler yapılmış olup çoğunlukla tasavvûfî nitelikteki eserlerin şerhi üzerinde durulmuştur. Mesnevî, Gülistan, Hâfız Divânı, Bostan, Bahâristân, Matlaʻu’l-Envâr, Mantıku’t-Tayr gibi tasavvûfî eserlerin şerh ve tercümeleri oldukça yaygındır. Bu çalışmanın konusunu teşkil eden XVI. yüzyıl şârihlerinden Şemʻî Şemʻullâh, klasik Fars edebiyatının tasavvuf içerikli temel eserleri üzerine gerçekleştirdiği şerhler ve bilhassa Mevlânâ’nın ünlü Mesnevî’sine yazdığı şerhle tanınmıştır. Diğer Osmanlı sahası şârihleri gibi Şemʻî de klasik şerh usulüne bağlı kalmakla birlikte kendine has yenilikler yapmış ve daha çok tercümeye yakın şerhler kaleme almıştır. Şemʻî’nin yaptığı şerhlerin tercümeye yaklaşması, daha çok anlamıön planda tutmasından ileri gelmektedir. O, derinliği olan sözcük, mısra ve beyitleri açmış, geriye kalan unsurları tercüme etmeyi yeterli bulmuştur. Şemʻî’nin klasik şerhe eklediği farklılıkların başında metni, gramer hususiyetlerine göre de yorumlaması, beyit veya mısraya getirdiği yorumu destekleyici şiir iktibaslarına bolca yer vermesi gelir.
Bu çalışmada Şemʻî’nin Tuhfetü’l-Ahrâr şerhinde izlediği usûl ve klasik şerhe getirdiği yenilikler, söz konusu eserden örneklerle tespit edilmeye çalışılmış; böylece hem Şemʻî’nin şerh metodunun sınırlarının belirleneceği hem de onun klasik şerh metoduna getirdiği yeni yorum ve yöntemlerin ortaya konulacağı düşünülmüştür.
- 12